🦨 Sınıftaki Bir Öğretmenin Elinde Olabilecek Şeyler

2KQgo. Farklı Öğrenciler, Farklı Kabiliyetler, Bireysel Eğitim ArayışlarıPhoto by Jordan Rowland on Unsplash“Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur. Can da, inci mercan da…”Farklıydık hepimiz. Özeldik. Hepimiz aynı Eğitim-Öğretim tezgahında yoğrulan hamurlarız. Mayalanma süremiz dahi farklı farklı bu tezgahta. Kimi ustanın elinde şekil aldık, fırına verdiler… Yükseköğretim Kurulu YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, YÖK olarak, salgınla mücadele sürecinde gerçekçi bir zeminde, katılımcı bir üslupla çeşitliliğin fırsatlarından yararlanarak öğrencileri anlamaya ve onların beklentileri ile akademik gerçekleri mümkün olduğunca buluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Öğretmen adayı son sınıf öğrencileri tarafından kendilerine iletilen taleplere yönelik, bir süredir çalıştıklarını bildiren Saraç, aldıkları yeni kararla ilgili şu bilgileri paaylaştı “Bu zor dönemle sınırlı olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı ile de koordineli bir şekilde, bu öğrencilerimizi rahatlatıcı yeni bir karar aldık. Öğrencilerimizin 5-6 hafta arasında okullarda uygulama çalışmalarına katıldıklarını da göz önünde tutarak, uygulama çalışmalarındaki eksikliklerin ders, ödev ve dosya hazırlığı ile telafi edilebilmesine yönelik aldığımız kararı üniversitelerimize bildirdik.” bkz 62768304dayandığı temeli olmayan ego, egoların en kötüsü, yersizi, yıllar önce "siz kimsiniz lan? bir hiçsiniz bizim yanımızda, böcekten farksızsınız." diye yüzünde tiksinir bir ifadeyle sınıfı ezen felsefe hocasından bu egoyu en bariz şekilde görmüşlüğüm vardır. yeni nesil öğretmenlerde görülen ego. össde barajı aşıp fen edebiyat fakültesine girerler ve sonrasında formasyon alıp kendilerine öğretmen derler. kısacası ne oldum delisi insanlardır. bir de atanırlarsa ego konusunda zlatan reis ile kapışırlar. gelecek nesil bu tiplerin elinde çarçur olacak ya buna yanarım. aynen var böyle bir şey. hatta bizim evin alt katında oturuyor, kendisi sınıf öğretmeni ama öyle bir triplerdeki sanki oturduğu daireden dünyayı o bir kadın sürekli bana sataşmaya programlanmış. en ufak seste kapıya çıkıyor, kadına başta selam veriyordum almıyordu mesela sonra ben de bıraktım ne yapayım. tartışma yaratmaya meyillenmiş "sen kiminle konuşuyorsun biliyor musun" cümlesini ağzından düşürmüyor. mutsuz, değişik bir tip allah yardımcısı olsun. not no 17 daire 4. ülkemizde yer alan egolar arasında ancak alt sıralarda yerini yoktur bile... 1990 ve sonrası doğumlu öğretmenler için geçerli olabilecek bir cümle. genel olarak normal hayatta alıngan tiplerdir. onlar herkesi eleştirebilir ama herkes onları eleştiremez. yoksa komple hayatından söker atar seni. bu sebeple arkadaş çevreleri pek geniş hayatında tam bir psikopattır, gıcık olduğu, tersine gittiği öğrenciye sanki akranı, meslektaşı, karısı yada kocası gibi tavır alırlar. bizim lise birinci sınıftaki matematik hocamız tam bir ego manyağı kadındı. 30lu yaşların sonlarında bekar bir bayandı. çok da çirkin biri değildi, hafif şehla, uzun boylu, ebru cündübeyoğlunun daha erkeksi yüz hatlısı ve biraz çirkini. yakinen tanıyanlar biraz huysuz olduğunu söyleseler de sınıfa ilk geldiğinde hepimiz çok sevmiştik. ilk başlarda asi, sıradışı, kafa bir hoca imajı vermeye çabalasa da aslında ne kadar yobaz olduğunu dönemin ortalarında hepimiz gördük. hiç unutmuyorum, milli takımın dünya üçüncüsü olduğu yaz. okuldaki bütün hocaların konuları, sınavları bitirdiği efsane yaz ayında bizimkisi matematik sınavını özellikle son maç gününe ayarlamıştı. mecbur sınava girdik tabi, müdürün odasında izledik maçı, ha dersini geçemedik o ayrı. doktor egosu nedir bilmeyenlerin öğretmen dediğin ay sonunu zor getiren,meb tarafından sürekli yönetmelik degisiklikleriyle sersemletilen,veli-ogrenci-idare kıskacında sürekli arada kalan alalede bir doktorlara bakın doktorlara... genel konuşmamak lâzım. mesela bende yok. ama bir çok öğretmende olan durumdur. hele bazıları o kadar abartır ki sanki uzaya atanmış da orda mesleğini icra ediyor. son çalıştığım anaokulunda vardı böyle biri. ıse girdi biraz zaman geçti öyle sohbet etme fırsatımız oldu. malum hasbam pek havalı. hangi üni mezunu olduğunu sordum. anadolu dedi. allah korumuş yanlışlıkla normal üni mezunu olsa okul müdürünü işten falan atardı mazallah. yeni dönemde, kendi egolarını tatmin etmek için öğrencilerden cins cins şeyler talep ediyorlar. benim zamanımda bir yerli malında yemek götürürdük, birde elişi kağıdı. cahil insanların egosu kadar büyük değildir. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Okulların açılmasına az kaldı. Her zaman olduğu gibi, okullar başlayacak ve kimi zaman mutluluk verici kimi zaman da sıkıntı verici bir çok şey yaşayacak. Yaşanan birçok olumlu ya da olumsuzluğun odak noktalarından biri de öğretmenler olacak. Bazıları yüceltilirken, bazı öğretmenler de birçok eleştiri ve şikayete maruz öğretmen, iyi öğretmen gibi bir tanımlama yapmak çoğu zaman pek gerçekçi değildir. Ayrıca, bir öğretmenin iyi olup olmadığını belirleyen çok sayıda faktör var. Sınıftaki öğrencilerin yapısı, velilerin özellikleri ve beklentileri ideal öğretmen tanımlamasını değiştirir. Hareketli çocukların olduğu bir sınıf için ideal öğretmen ile daha az hareketli sınıf için ideal öğretmen farklıdır. Benzer özelliklere sahip çocukların olduğu bir sınıf ile farklı özelliklere sahip çocukların olduğu sınıf için ideal öğretmen yapıları farklıdır. Dolayısıyla böyle bir tanımlama yapmak çoğu zaman zor ve hatta belki de anlamsız. Ancak, yine de hangi tür sınıf, öğrenci ve veli özellikleri olursa olsun belirli çerçeveler çizmek de mümkün. Sonuçta, eğitim alanında yapılan araştırmalar, bazı öğretmen özelliklerinin eğitim süreçlerini yönetmede daha etkili olduğunu ortaya her çocuk iyi bir öğretmeni hak eder. O halde, iyi ya da etkili bir öğretmenin hangi temel özellikleri taşıdığını bilmek önemli. Buna bağlı olarak, genel çerçevede tanımlanabilecek ideal ve etkili öğretmenin 7 temel özelliğini şöyle bilgisi güçlü olmalıÖğretmenin, öğretmek durumunda olduğu konularla ilgili bilgi birikiminin zengin olması gerekir. Öğrencilerine öğreteceğinden çok daha fazlasını bilmeli. Günümüzde, öğrencilerin konuları öğrenebileceği pek çok farklı kaynak bulunuyor. Öğretmenin öğretebileceğinden çok daha fazlasını bu kaynaklardan öğrenme imkanına sahip. Bu kaynaklardan yararlanan bazı öğrenciler, ilgi alanına giren konularda öylesine derinleşmiş bilgiye sahip oluyor ki, sorduğu sorularla öğretmenini şaşırtabiliyor. Öğretmen, bilgi derinliği ve zenginliği ile öğrencisini heyecanlandırıp meraklandıramazsa o sınıfta kaliteli bir öğrenme ortamı sağlaması mümkün düşündürme becerisi olmalıBeyin, kendisini düşünmeye zorlayan şeyleri sever. Cevabı bilinmeyen, çelişkili görünen, o güne kadar hiç akla gelmeyen türden bilgilendirmeler ve sorular beyin açısından ilgi çekicidir. Buna bağlı olarak, öğretmenin gerek aktardığı şaşırtıcı bilgiler gerek sorduğu ilginç sorular öğrencilerin o konuya dikkatini yöneltmesi ve ilgi duymasını sağlar. Öğretmenler, hangi konuyu öğrencilerine aktarıyorsa, o konunun ilgi çekici, şaşırtıcı ve az bilinen yönlerini ortaya koymalı. Soracağı sorularla da gerçekten öğrencinin merak duygusunu ve düşünme ihtiyacını harekete geçirebilmeli. Bu tür uygulamalar, öğrencilerin üst düzey düşünme becerilerini de daha fazla ve motive edici bir enerjisi olmalıBir öğrencinin kendini ortaya koyabilmesi için olumlu bir duygusal ortama, cesaretlendirilmeye, heyecan duymaya ihtiyacı vardır. Öğretmenler, tüm öğrencilerine mutlaka başarı duygusu tattırmalı. Onların yapamayacaklarından çok yapabileceklerine odaklanmalı. Yaptıklarına mutlaka olumlu geribildirimler vermeli. En küçük bir başarısını bile görmezden gelmemeli, hatta arkadaşlarının da görmesini algılama ve yapma yeteneği olmalıSınıf, yoğun ilişki ve iletişimlerden oluşan sosyal bir ortamdır. Bu ortamda bir yanıyla düzeni sağlamak, diğer yanıyla da iyi bir öğrenme ortamı sağlamak kolay değil. Öğretmenler çoğu zaman, bu iki sosyal dinamiğin arasında sıkışıp kalır. Gerçekten de oldukça ince bir sınır ve dengeyi korumak zorundadırlar. Bu zorluk, bazen öğretmenlerin otorite kaygısı taşımasına neden olmakta ve özellikle sınıf ortamındaki çok keyifli ve eğlenceli olabilecek esprili anlar kaçırılmaktadır. Öğretmenlerin espri algısının sınırları daraldıkça ilişkiler doğallığını ve insaniliğini de kaybeder. Mekanikleşmiş ilişkilerin ise kimseye bir yararı yoktur. Öğretmenler, yeri geldiğinde espri yapmaktan kaçınmamalı ya da öğrencinin yaptığı güzel bir espriyi kaçırmamalı. Gülümseyen öğretmen ve öğrencilerin olduğu ortamlarda gülümseyen ilişkiler yaşanacaktır. Hatta iyi bir espri anlayışına sahip öğretmenlerin sınıf içi otorite sorunları da daha az değerleri yüksek olmalı- Öğretmenlerin en hassas olmaları gereken konulardan biri de insan ilişkilerine hakim değerlerle ilgili. Öğrenciler, öğretmenlerinin dürüst, açık, adil, saygılı ve eşitlikçi olduğunu hissetmeli. Bu nedenle, sınıfa giren bir eğitimcinin belki de ilk yapması gereken şeylerden biri hakim değerleri öğrencilerine en kısa sürede fark ettirmektir. Bunu yapmanın en iyi yolu da, sınıf içi uygulamalarını hangi ilke ve değere dayandırdığını öğrencilerine söylemek olabilir. Bu açıklamalar bazı öğrencilerin aklına yatmasa da, öğretmenin kendine göre belirli bir değerler ve ilkelerle hareket ettiğini anlaması ona duyduğu saygıyı da algılama ve yapma yeteneği olmalıSınıf, yoğun ilişki ve iletişimlerden oluşan sosyal bir ortamdır. Bu ortamda bir yanıyla düzeni sağlamak, diğer yanıyla da iyi bir öğrenme ortamı sağlamak kolay değil. Öğretmenler çoğu zaman, bu iki sosyal dinamiğin arasında sıkışıp kalır. Gerçekten de oldukça ince bir sınır ve dengeyi korumak zorundadırlar. Bu zorluk, bazen öğretmenlerin otorite kaygısı taşımasına neden olmakta ve özellikle sınıf ortamındaki çok keyifli ve eğlenceli olabilecek esprili anlar kaçırılmaktadır. Öğretmenlerin espri algısının sınırları daraldıkça ilişkiler doğallığını ve insaniliğini de kaybeder. Mekanikleşmiş ilişkilerin ise kimseye bir yararı yoktur. Öğretmenler, yeri geldiğinde espri yapmaktan kaçınmamalı ya da öğrencinin yaptığı güzel bir espriyi kaçırmamalı. Gülümseyen öğretmen ve öğrencilerin olduğu ortamlarda gülümseyen ilişkiler yaşanacaktır. Hatta iyi bir espri anlayışına sahip öğretmenlerin sınıf içi otorite sorunları da daha az kontrolü güçlü olmalıÖfke, doğal bir insan tepkisidir. Elbette, hayatımızda öfkelendiğimiz durumlar ve anlar olur. Ancak, bir insan, birçok kişinin öfkelenmeyeceği durumlara da öfkeleniyor ve bunu sık sık yaşıyorsa, bu bir sorundur. Öğretmenler, çocuklarla ve onların anne-babalarıyla ilişkilerini yönetmek durumunda. Bu süreçte, öfkelenmelerine neden olabilecek çok şey yaşayabilirler. Ancak, eğitimin profesyoneli olan öğretmenlerden beklenen, bu öfkelendirici durumlar karşısında serinkanlı davranmaktır. En zor anlarda bile sakin olmayı başarabilenler, emin olmalıdır ki, kısa süre içerisinde olup biteni kontrol altına alabilirler. Eğer bu konuda gerçekten zorluk yaşanıyorsa, bir uzman desteği de zekaya sahip olmalı- Sınıflar dinamik ortamlardır. Dolayısıyla, hem faaliyetlerde hem de ilişkilerde her an her şey olabilir. Öğretmenin bu tür durumlarda hızlı ve doğru çözümler üretebilmesi çok büyük bir güçtür. Böylece, riskli bir durum soruna dönüşmeden ortadan kalkar ya da en azından küçük bir sorun büyümemiş olur. Pratik zeka, anı yönetmede etkili güçtür. OKUL ÖNCESİNDEN İLKÖĞRETİME GEÇİŞ 1. ÇOCUĞUN YAŞANTISINDA İLKÖĞRETİMİN YERİ VE ÖNEMİ Düzenli bir eğitim ve öğretimin gerçekleşmesinde yüzyıllardır ailelerin yardımcısı olan okul bir kurum olarak ortaya çıktığından bu yana anne ve babalar buraya birtakım bilgi ve becerileri kazanması için gönderdikleri çocuklarının başarısı ile yakından ilgilenmişlerdir. Bilginin geçmiş yıllara göre hızla arttığı fakat bilgiye ulaşmanın daha kolay olduğu günümüz toplumlarında okul öğretisi önemini hala gün artık sayısız denilebilecek kadar çok bilgi kaynağından gelen bilgilerin tasnifi,değerlendirilmesi,bunların arasından birey ve toplum için en geçerli olanların ayıklanması işlemi de okullarda yapılmak durumundadır. Çağdaş toplumlarda eğitimciler, öğretmenler ve anne,babalar sürekli olarak çocukların daha başarılı olmaları için çareler aramaktadırlar. Çocuk doğar doğmaz kendisini bir aile ve ev ortamı içinde dünyasındaki en önemli kişi annesidir,daha sonra giderek baba ve diğer aile bireyleri de önem kazanmaya yaşlarından sonra artık arkadaşlara da ilgi artar ve onlarla çeşitli oyun faaliyetlerine yaşlarına gelen çocuk yaşamının büyük bir bölümünü geçireceği başka bir ortama girmek ve buna uyum sağlamak görevi ile karşı karşıyadır Okul öncesi eğitim döneminden ilköğretime geçişte hiç zorlanmazken bir kısmı ilk gün sınıfa girmekte,annelerinden ayrılmakta,arkadaş ve öğretmenlerine alışmakta zorluk çekerler. OLMAK NE DEMEKTİR? Ünlü İngiliz eğitimciye göre hazırlıklı olmak her türlü öğrenme için hazırlık,çocuğun her hangi bir duygusal zorluğa uğramadan kolayca ve yeterli şekilde öğrenebileceği o zamana kadar bazı bilgi ve becerilerin kazanılmasında güçlük çeken çocuğun bunu artık kolayca yapabilmesidir. Başaranın hazırbulunuşluk diye ifade ettiği hazırlıklı olma kavramı olgunlaşmadan daha geniş bir bir işi yapabilmesi için yanında bu iş için gerekli olan ön bilgi,beceri ve tutumu da kazanmış olması hem olgunlaşma kavramını hem de iş için gerekli ön yeterliliği kapsamaktadır. OKUMA YAZMA HAZIRLIĞINDA ROL OYNAYAN TEMEL FAKTÖRLER FİZYOLOJİK FAKTÖRLER ZEKA FAKTÖRÜ ÇEVRESEL FAKTÖRLER DUYGUSAL FAKTÖRLER FaktörlerBugün ülkemizde de dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi kronolojik yaş ilköğretime başlamak için başlıca yaşını bitiren çocuklar ilköğretime kabul bu ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Aslında okula hazır olmanın saptanmasında bilmemiz gereken şey çocuğun gelişim seviyesidir. Çocukta gelişen fiziksel bir olgunsuzluk davranış olgunsuzluğunu da beraberinde getirdiği gibi aynı şekilde fiziksel olgunluk davranış olgunluğu ile birlikte görülebilir. Görme,duyma, konuşma bozuklukları da okumayı etkiler. Önemli olan çocuğun yaşına uygun bir beden gelişimine sahip olup olmadığı, görme ve işitmesinde beyin fonksiyonlarında herhangibir bozukluğun bulunup bulunmadığının tespit edilmesidir. Faktörü Çocuğun okuma öğrenmesinde yardımcı olabilecek becerilerin önceden kazanılması önem taşımaktadır. Genellikle normal bir sınıfta okuma öğrenmek için gerekli olan zeka yaşı kullanılan öğrenme yöntemi ve malzemelere göre değişiklik gösterir. Hangi zeka türünün bireyde daha gelişmiş olduğunun bilinmesi ve buna uygun yöntemlerin kullanılması da önemlidir. FaktörlerToplumsal çevre koşullarının da çocuğun gelişiminde önemli rolü olduğunu vurgulayan ve özellikle yaşamın ilk yıllarında içinde yaşadığı aile ve yakın çevrenin sağladığı olanakların çocuğun duygusal, toplumsal ve zihinsel gelişimindeki rolüne değinen görüşler giderek ön plana çıkmıştır. Yeterli bilişsel gelişme çocuğun gerçekleştirebileceği uygun yaşantıların fazlalığına bağlıdır. Yeterli bilişsel gelişme çocuğun gerçekleştirebileceği uygun yaşantıların fazlalığına bağlıdır. Eğer çocuğun bakacağı çok az şey varsa veya oynayabileceği hiç oyuncağı yoksa,pek büyük bir olasılıkla çevresini anlatmakta ve kelime hazinesini genişletmekte çok sınırlı bir gelişme gösterecektir. Faktörler Duygusal faktörlerin insanın tüm yaşam evrelerinde önemli yeri olduğu de olaylar karşısında bir yandan aklımızı ve mantığımızla hareket etmeye çalışırken çok kere de duygularımız bize yön verir. Çocuk ilk toplumsal ilişkilerini de çevresi ile duygusal etkileşimine bağlı olarak ve öteki insanlardan aldığı etkilere olumlu veya olumsuz duygusal davranış modelleri ve bunlara uygun kişilik yapısı geliştirir. Çocuk güven duygusundan yoksun endişeli ve korku içinde olunca öğretmenin onun güvenini kazanması ilgisini sınıftaki uğraşlara çekmesi son derece güç olur. ÇOCUKLAR İLKÖĞRETİMDEKİ ÖĞRENMELER İÇİN NASIL DAHA İYİ HAZIRLANABİLİRLER? Bugün okula ve okumaya hazırlanmanın gerekliliği ve önemi konusu araştırmacıların ilgi alanı arasında giderek daha fazla yer almaktadır. İngiliz eğitimci Tansley’e göre bir hazırlık programında hareket,algı,dil ve düşüncenin gelişiminin amaçlanmasının gerekliliğini ve bu alanlar ve bunlar arasındaki ilişkilerin her öğrenme düzeyinde önemli olduğunu hazırlık programının kesinlikle yardımcı olması ona yön ve amaç vermesidir. Oyun çocuğun özellikle okul öncesinde dış dünyayı tanımak ve öğrenmek için kullandığı en etkili araçtır. Hazırlık programı uygulayan bir kurumda en iyi yapılacak şey;serbest oyunun yanı sıra özellikle okuma hazırlığının kazanılmasında yardımcı olabilecek resme bakarak anlatma, eşleri veya zıtları bulma sayıları, renkleri, geometrik şekilleri tanıtma, en kısa yolu bulma türünden oyunlar ve kitaplara bakma şekilleri boyama vb. uğraşlara da günlük program içerisinde yer verilmesidir. Bu konuda devlete,aileye,okul-aile işbirliğine büyük görevler düşüyor. öncesi kurumları ülkenin gelişim düzeyi düşük bölgelerden bulunmayan öğretmenlerin atanmaması öncesi eğitimin ilkokullaştırılmaması tam tersine ilköğretimin özellikle birinci kademesinde okul öncesine ait prensipleriyle eğitim öncesi kurumlarını denetleyen müfettişlerinde kurumun amacı ve ilkelerine uygun tutum içinde olmalıdır. şeyden önce çocukta gelişim özelliklerini tarafsız bir biçimde değerlendirmesi önem okula erken göndermemek zeka düzeyleri aileleri başlamak için çocukta belirli bir süre oturabilmek,dikkatini toplayabilmek,arkadaşları ve öğretmeni ile iyi ilişkiler kurabilmek,verilen görevi sonuna kadar yapabilmek gibi çok yönlü özelliklerin de bulunması gereklidir. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM Çocuğu odak noktası çok yönlü gelişimini ve bunu sağlayacak hedeflerin gerçekleştirilmesini öngörür. Çocuğa rahatça ve korkmadan güvenle hareket edebileceği uygun bir ortam hazırlar. Yapılandırılmış eğitimden çok çocuğun ihtiyaçlarını ve ilgilerini karşılamaya çalışır. İLKÖĞRETİM Düzenli bir programla eğitim- öğretim ile temel vatandaşlık bilgi ve becerilerini kazandırmaya çalışan aynı zamanda öğrenciyi üst öğretim aşamasına hazırlayan öğretmen merkezli bir programdır. Öğretmenler daha kuralcı ve genellikle otoriter bir tutum izler. Okul öncesinde somut sürece önem veren yaklaşama karşılık,ilköğretim programları içeriği gereği öğrencinin dikkatini daha uzun süre toplamasını gerektiren soyut veya sonuca yönelik beklentiler ağırlık kazanmaktadır. KAYNAKLAR Yaşamın Sihirli Yılları Prof. Dr. Ayla OKTAY www.

sınıftaki bir öğretmenin elinde olabilecek şeyler