🦧 A Ile Başlayan Güzel Kelimeler
Ağayarları: Google Arama ile ilgili fikir almak için "Google"ı seçin veya Google Arama, Sezonluk bir kampanya yayınlıyor veya Google Arama'da popüler olan anahtar kelimeler arıyorsanız takvime dikkat etmek sizin için yararlı olabilir. Bu durumda tarih aralığı özelliği oldukça kullanışlıdır.
Sadecebirkaç kelime ve birkaç tıklamayla özelleştirilmiş bir kaynak oluşturun. Bir şablon seçin. İçeriğinizi girin. Etkinliklerinizi yazdırın veya bir ekranda oynayın. Şablonlarımız hakkında bilgi edinin Daha fazla bilgi edinmek için şablon seçin. Test. Çoktan seçmeli bir dizi soru. Devam etmek için doğru cevaba dokunun.
Hareketsistemine ilişkin anatomik terimlerin daha iyi kavranabilmesi için kemikler, eklemler ve kaslara ilşkin anatomik terimler ayrı ayrı incelenecektir. 1.1.1. Kemiklerle İlgili Terimler Kemikler, iskeleti oluşturan en sert dokulardır. Eklemler aracılığı ile birbirleri ile birleşerek iskeleti yapar.
Akılyürütme ile ilgili susma: Alıcının kaynağın söylediklerini kavrayıp anlamaya, yorumlamaya, amacını kavramaya yönelik olarak gerçekleşen susma türüdür. Denetim kurma amacıyla susma: Dikkati çekmek, ya da otoriteyi sağlamak için gerçekleştirilir.
diğerkaliplar için 👇 tiklayiniz 💙 👉 noel baba kaliplari 👉 kardan adam kaliplari 👉 parmak kukla kaliplari 👉 kelebek kaliplari 👉 çiçek kaliplari 👉 yaprak kaliplari 👉 uğur böceği kaliplari 👉 hayvan maskesi kaliplari 👉 baykuş kaliplari 👉 hayvan kaliplari 👉 maske kaliplari 👉 iskelet kaliplari
Dansetmek, kendinizden çıkmaktır. Daha büyük, daha güzel, daha güçlü .. Bu güç, yeryüzünde ihtişam ve almak için senindir. Agnes De Mille. Ben dans etmekten fazla zevk almam, bazen dans ettiğim kimse hoşuma gider ve bu yüzden o sıkıntıya katlanırım. Sabahattin Ali. Dans nabzınız, kalp atışınız, nefesinizdir.
Kelimezamanla güçlü, kuvvetli ve güzel anlamlarına da gelmiştir. Türkî-i Çeşm (Güzel Göz), Türkî-i çin (güzel güneş) terkiplerinde de gördüğümüz Türk kelimesi özellikle Fars ve Arap şiirlerinde ortaya çıkar. Bir görüşe göre de Türk kelimesi hakanlar sülalesi olan
iharfi ile başlayan kelimeler. i harfi ile başlayan kelimeler . 2 harfli kelimeler. iç il in ip is iş it iz. 3 harfli kelimeler. içe içi ide ifa ika iki ila ile ilk inç ini ipe ipi iri irs isa ise işe işi ita ite iti iye iyi izi. 4 harfli kelimeler. iade iane iare iaşe ibda ibik ibis ibi
AnahtarKelime İle İlgili İçinde Çıkamadığım Bir Konu için Yanıtlar. 1) Şimdi şöyle İlgili Firmalar ve Mimari Proje Firmaları bir birinden farklı kelimeler ayrıca aranma sonucunda gösterilen sayı ve aranma hacimleri de farklı olacağı için Google başka alakalı sonuçları da yansıtabilir. 2) Eğer o sayfa için sadece
Tİle Başlayan Kelimeler. Posted on Ağustos 7, 2011 by Temsilci. • TABAK: Rüyada boş tabak, bir müddet için üzüntüye; dolu tabaksa, küçük olaylarla birbirini izleyen şansa işarettir. • TABANCA: Rüyada tabanca kullandığını görmek iftira tehlikesine, satın almak bir dedikoduya maruz kalmaya, temizlediğini görmekse yeni
Kelimehaznesini geliştirmek de deneyimle olur. Ders kitaplarında karşılaştığınız kelimelerle başka yerlerde de sık sık karşılaşmak gerekir ki o kelimeler öğrenciye ait olsun. Kelime öğrenme teknikleri: - Öncelikle kelimeleri bir bağlam içinde görmek te yarar vardır. Söz gelimi, "Moon" kelimesi "ay" anlamına gelir.
Kişilikpsikolojisini anlamak için kişiliğin nasıl çalıştığını bazı temel özelliklerine bakarak öğrenmek önemlidir. Kişilik düzenli ve tutarlıdır. Kişiliğimizin belli yönlerini farklı durumlarda ifade etme eğiliminde oluruz ve tepkilerimiz genelde sabittir. Kişilik genelde sabit olmasına rağmen çevreden etkilenebilir.
iAUA. İMGE ile başlayan veya başında İMGE olan kelimeler 26 adettir. Kelimeler Türk Dil Kurumu TDK ve diğer Türkçe sözlükler kullanılarak oluşturulmuştur. imge aynı zamanda TDK sözlüğünde geçmektedir. imge anlamı için ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz. Harf sayısına göre İMGE ile başlayan kelimeler 21 harfli imgeletici eğretileme 19 harfli imgeleme önizlemesi 17 harfli imgesel deneyleme 16 harfli imge eşitsizliği, imgeleme yardımı 15 harfli imgesiz düşünce 13 harfli imge arkadaşı, imge yüceliği, imgeden resim, imgesel anlam, imgesel giysi, imgesel istem 12 harfli imgesel gezi, imgesel örge 10 harfli imgelenmek 9 harfli imge gücü, imgecilik, imgelemek, imgelenme, imgeleyiş 8 harfli imgeleme 7 harfli imgelem, imgesel 6 harfli imgeci, imgeli 4 harfli imge
80 Okunma — 20 Nisan 2022 2332 a ile başlayan kelimeler ANTİEMPERYALİZM Emperyalizme karşı tutum, davranış veya öğreti ADEMİMERKEZİYETKelime Kökeni Arapça Yerinden yönetimABİDELEŞTİRİLMEAnıtlaştırılmaALACAKLANDIRICIVadeli satış yapan firmaların her türlü mal ve hizmet satışından doğan haklarını devralan finansal kuruluşARŞİVLEYEBİLMEKArşive koyma imkânı veya olasılığı bulunmakASKERİLEŞTİRMEK ANTİKOMÜNİSTLİKAntikomünist olma durumuANITLAŞTIRILMAKAnıtlaştırma durumuna getirmekALIKONULABİLMEKAlıkonulma imkânı veya olasılığı bulunmakAYMAZLAŞABİLMEKAymazlaşma imkânı veya olasılığı bulunmakANTRENMANSIZLIKAntrenmansız olma durumuAYRICALIKSIZLIKAyrıcalıksız olma durumuAĞIRLAŞTIRILMAK[Ağırlaştırma işi yapılmakANTİEMPERYALİSTKelime Kökeni Fransızca Emperyalizme karşı olanANTİSEMİTİSTLİKAntisemitist olma durumuARŞİVLENEBİLMEKArşive koyulma olasılığı bulunmakACAYİPLEŞEBİLMEAcayipleşebilmek işi veya durumuASFALTLAYABİLMEAsfaltlayabilmek işiALKIŞLATABİLMEKAlkışlatma imkânı veya olasılığı bulunmakACAYİPLEŞTİRMEKYadırganacak bir duruma getirmekANORMALLEŞTİRMEAnormalleştirmek işiKelime Anlamları Kaynağı TDK ETİKETLER BENZER İÇERİKLER
Kelimeler arşivi içinde; başında "güzel" olan, toplam 59 adet kelime bulunmaktadır. güzel ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda sonu güzel ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde güzel olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da harfli kelimelerGÜZELLEŞTİREBİLME16 harfli kelimelerGÜZELLEŞTİRİLMEK15 harfli kelimelerGÜZELLEŞEBİLMEK, GÜZELLEŞTİRİLME14 harfli kelimelerGÜZELLEŞTİRMEK, GÜZELLEŞEBİLME13 harfli kelimelerGÜZELAVRATOTU, GÜZELLEŞTİRME12 harfli kelimelerGÜZELÇİFTLİK, GÜZELCEHİSAR11 harfli kelimelerGÜZELLEŞMEK, GÜZELLENMEK, GÜZELCEKALE, GÜZELGENİNE10 harfli kelimelerGÜZELHİSAR, GÜZELLEŞME, GÜZELLİKLE, GÜZELOĞLAN, GÜZELÇAMLI, GÜZELCENEK, GÜZELCEMEN, GÜZELPINAR, GÜZELSİMEK, GÜZELBEYLİ, GÜZELBAHÇE, GÜZELVATAN, GÜZELYAYLA9 harfli kelimelerGÜZELOĞLU, GÜZELLEME, GÜZELOLUK, GÜZELTEPE, GÜZELYAKA, GÜZELYALI, GÜZELYURT, GÜZELAĞAÇ, GÜZELKENT, GÜZELKALE, GÜZELAĞRI, GÜZELEMEK, GÜZELBABA, GÜZELBURÇ, GÜZELDUYU, GÜZELDERE, GÜZELCEME8 harfli kelimelerGÜZELÇAY, GÜZELBAĞ, GÜZELCAN, GÜZELOVA, GÜZELOBA, GÜZELLİK, GÜZELLIH, GÜZELGÖZ, GÜZELKÖY7 harfli kelimelerGÜZELÖZ, GÜZELCE, GÜZELSU, GÜZELLİ, GÜZELAY5 harfli kelimelerGÜZELBazı kelimelerin anlamlarıGÜZELGöze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı. Güzellik kraliçesi. Görgü kurallarına uygun olan. İyi, hoş. Güzel kız ya da kadın. Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı. Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran. Adamakıllı, şiddetli. Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde. Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran. Sakin, hoş hava. Pek iyi, doğru. GÜZELLEŞTİRMEKGüzellik vermek, güzellik kazandırmak. GÜZELLEŞMEKGüzel bir durum almak. GÜZELLEŞTİRMEGüzelleştirmek işi. GÜZELAVRATOTUAtropa belladonna. Solnanaceae. GÜZELHİSARAnkara şehrinde, Akyurt belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Erzurum şehrinde, Köprüköy belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. İzmir ilinde, Aliağa ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. GÜZELCEKALEAnkara kenti, Yenice bucağına bağlı bir yer. GÜZELLEŞTİRİLMEKKendisine güzellik verilmek, güzel duruma getirilmek. GÜZELLEŞTİRİLMEGüzelleştirilmek işi. GÜZELÇİFTLİKAnkara şehrinde, Güdül belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. GÜZELLEŞTİREBİLMEGüzelleştirebilmek işi. GÜZELCEHİSARBartın şehrinde, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. GÜZELLEŞEBİLMEKGüzelleşme imkânı veya olasılığı bulunmak. GÜZELGENİNEGüzelce, güzellikle, güzel olarak. GÜZELLENMEKGüzelleşmek. GÜZELLEŞEBİLMEGüzelleşebilmek GÜZEL bulunan kelimelerBu bölümde tanımı içerisinde GÜZEL geçen kelimeler listesi doğa olaylarının sebep olduğu yıkım. Çok kötü. Hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk. Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın. balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde. Güzel kokulu bazı maddelerin ortak Güzel, ince, zarif kadın.AMBERBUHindistan'da, İran'da yetişen, piştiğinde güzel bir koku veren, iri ve uzun taneli bir pirinç iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi. Gelinin arkasından niteliklerini anlatan söz veya ezgi. Ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi, yazılan yazı, sagu, güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen, yuvarlak kara yemişleri ilaç olarak kullanılan bir ağaççık Juniperus.AKMANTARTadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı Agaricus campestris.ARTİSTİKGüzel sanatların gerektirdiği niteliğe istenildiğini anlatan bir söz. Dikkat çekmek için kullanılan bir söz. Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz. Şaşma anlatan bir söz. Rica anlatan bir söz. Çok beğenmeyi anlatan bir söz Aman ne güzel şey! Bu anlamda kullanıldığında buna da edatı da getirilebilir. aman Usanç ve öfke anlatan bir yapraklarının uzun, geniş olması, çiçeklerinin güzelliği dolayısıyla bahçe çiçekleri arasına giren zehirli bir bitki cinsi Veratrum album.ANANASAnanasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç Ananas sativus. Bu ağacın çam kozalağına benzeyen, iri, güzel kokulu, lezzetli sanatlarda klasik çağ öncesinden kalan. Konuşulan ve yazılan dilde, kullanımdan düşmüş olan eski söz veya deyim.ADAMAKILLIGereğinden çok, iyice, bir güzel, bir Ege bölgesinde yetişen, yuvarlak, kalınca kabuklu güzel bir tür türlü renkte, güzel, kokusuz çiçekleri olan bir bitki, danaburnu. Havuz kenarlarına konulan ve ağzından su akan aslan biçiminde süs şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını amber balığının bağırsaklarından çıkarılan, kül renginde, yapışkan, bükülgen ve misk gibi kokusu olan bir taş. Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu veya güzel kokular satan kimse veya dükkân. İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan güzel renkli çiçekler açan bir bitki Rhododendron.ARTİSTGüzel sanatlardan birini meslek edinen kimse, sanatçı, sanatkâr. Eğlence yerlerinde gösteri yapan kimse. Olduğundan başka türlü görünen, yapmacık ve abartılı davranan kimse.
A Harfi İle Başlayan Almanca Kelimeler Ve Anlamları ALMANCA TÜRKÇE Agronomie Ägypten Adrenalin Akademie Adressat Aal Aber Aberglaube Adresse Ahorn Ähre Akkadisch Aasgeier Abacá Akkusativ Akrobat Akronym Aktieninhaber Aktinium Aktionsart Ähre Aase Achtzig Alge Algebra Algerien Algorithma Aktiv Adverb Ahnen Ablehnen Achromatisch Acht Ableitung Abonnent Afar Akademisch Adressant Affe Affirmativer Satz Abonnieren Aerobiologie Aerodynamisch Adapter Addition Aden Aerobic Aasen Achat Achten Tarım Mısır Adrenalin Akademi Alıcı Yılan balığı Ama Batıl Adres Akçaağaç Kulak Akad Akbaba Baca Belirtme Acrobat Kısaltma Hissedar Aktinyum Eylem türü Kulak Acı Seksen Yosun Cebir Cezayir Algoritma Etkin Zarf Ata Reddetmek Akromatik Sekiz Türev Abone Afar Akademik Gönderen Maymun Olumlu cümle Abone Aerobiyoloji Aerodinamik Bağdaştırıcı Ek Aksu Aerobik Acı Akik Yap etiketlerA Harfi İle Başlayan Almanca Kelimeler Ve Anlamları, Deutsche Wörter, Almanca Kelimeler, Deutsche, Almanca,
A ile başlayan İngilizce kelimeler ve anlamlarını aşağıda sıraladık. 1000 adet en çok kullanılan a harfi ile başlayan İngilizce kelime listesi;alâ, pek alfabe, ilkeler, temel domini, milâttan önce, sabahabackgeri, geriye, kıç tarafta, pupadaabacusabaküs, sayı boncuğu, sütun başlığıabaftkıç tarafında, kıç taraftaabandonbırakmak, coşku, kendinden geçme, kesmek, taşkınlık, terketmek, vazgeçmek, yüzüstü bırakmakabandonedahlaksız, haylaz, kullanılmayan, terkedilmiş, uçarıabandoningbırakmak, kesmek, terketmek, vazgeçmek, yüzüstü bırakmakabandonmentbırakılma, bırakma, terk, terketme, vazgeçmeabaoutaksi yöne, aşağı yukarı, dair, etrafına, etrafında, hakkında, hemen hemen, ilgili, konusunda, orada burada, takriben, üstünde, yaklaşıkabaseaşağılamak, küçük düşürmek, küçültmekabasementalçalma, aşağılama, küçük düşürme, küçülmeabashbozmak, gururunu kırmak, utandırmakabashedbozulmuş, utanmış, yüzü kızarmışabashingbozmak, gururunu kırmak, utandırmakabasingaşağılamak, küçük düşürmek, küçültmekabateazalmak, azaltmak, dindirmek, geçmek, hafiflemek, yatıştırmak, yürürlükten kaldırmakabatementazalma, azaltılma, azaltma, indirim, iptal, yürürlükten kaldırmaabatingazalmak, azaltmak, dindirmek, geçmek, hafiflemek, yatıştırmak, yürürlükten kaldırmakabatisağaç barikat, barikatabattoirkesimevi, mezbahaabbacybaşkeşişlik, başrahiplikabbeymanastır, manastır kilisesiabcabc, alfabe, ilkeler, temel kurallarabcsabc, alfabe, ilkeler, temel kurallarabdicateçekilmek, el çekmek, feragat etmekabdicationçekilme, el çekmeabecedarianalfabetik olarak düzenlenmiş, okumayı yeni öğrenen kimse, temelabecederianalfabetik olarak düzenlenmiş, okumayı yeni öğrenen kimse, temelabedyatağın üstünde, yataktaabeleakçakavak, akkavakaberranceanormallik, sapıklıkaberrancyanormallik, sapıklıkaberrantanormal, sapıkaberrationaberasyon, sapıklık, sapınç, sapıtmaabetözendirmek, suç ortaklığı yapmak, teşvik etmek, yoldan çıkarmakabetmentsuç ortaklığı, suça teşvik, yardakçılıkabettingözendirmek, suç ortaklığı yapmak, teşvik etmek, yoldan çıkarmakabettorsuç ortağı, yardakçıabeyanceaskıda olma, sürüncemeabhoriğrenmek, nefret etmekabhorenceiğrenme, nefret, nefret edilen şeyabhorrenceiğrenme, nefret, nefret edilen şeyabhorrentiğrenç, nefret uyandıranabhorringiğrenmek, nefret etmekabidebeklemek, çekmek, kalmak, katlanmakabidingbitmez tükenmez, sonsuz, sürekliabigailnedime, refakâtçi kadınabilitybeceri, güç, iktidar, yetenek, yeterlikabjectadi, aşağılık, rezil, sefilabjectionbayağılık, sefillikabjectlyadice, alçakçaabjectnessbayağılık, sefillikabjurationtövbe etme, yeminle vazgeçmeabjuredönmek, tövbe etmek, yeminle vazgeçmekabjuringdönmek, tövbe etmek, yeminle vazgeçmekablactationmemeden kesme, sütten kesmeablationablasyon, ameliyatla çıkarmaablativalablatif, -den halindekiablativeablatif, -den hali, -den halindekiablazealev alev, alevler içinde, ışıl ışıl, ışıltılı, pırıl pırıl, yananablebeceri gerektiren, -ebilen, gücü yeten, yapabilen, yetenekliablerbeceri gerektiren, -ebilen, gücü yeten, yapabilen, yetenekliabloomçiçeklerle dolu, çiçekliablutionaptes, boy abdesti, yıkanmaablutionsaptes, boy abdesti, yıkanmaablybeceriyle, hünerleabnegateinkâr etmek, reddetmek, tanımamak, yadsımakabnegatinginkâr etmek, reddetmek, tanımamak, yadsımakabnegationfedakârlık, feragat, inkâr, vazgeçme, yadsımaabnormalanormal, olağandışıabnormalityanormallik, olağandışılıkaboardatobüse, gemide, gemiye, trene, uçağa, uçaktaabodeikametgâh, konut, oturulan yeraboilhararetli, kaynayanabolishbozmak, feshetmek, iptal etmek, kaldırmak, ortadan kaldırmakabolitionfeshetme, fesih, iptal, kaldırılma, kaldırma, yürürlükten kaldırılma, yürürlükten kaldırmaabolitionismkaldırma akımı, köleliğin kaldırılması akımıabominableberbat, iğrenç, tiksindiriciabominateiğrenmek, nefret etmek, tiksinmekabominationiğrenme, nefret, nefret edilen şeyaboriginalyerli, yerlisi olanabortbaşarısızlıkla sonuçlanmak, çocuk düşürmek, durdurmak, düşük yapmak, gelişememek, iptal etmekabortedbaşarısızlığa uğramış, boşa çıkmışabortionbaşarısızlık, bebek aldırma, düşük, kürtajabortionistdüşük yaptıran kimse, kürtaj yapan kimseabortivebaşarısız, düşük yaptıran, erken doğmuş, kısır, prematüre, verimsizaboundbol olmak, çok olmak, dolu olmak, kaynamakaboundingbol, çok, doluaboutaksi yöne, aşağı yukarı, dair, etrafına, etrafında, hakkında, hemen hemen, ilgili, konusunda, orada burada, takriben, üstünde, yaklaşıkabovecennette, daha çok, önce, öte, sözü geçen, üstün, üstünde, üzerinde, üzerine, yukarıda, yukarıda olan şey, yukarıdaki, yüksekaboveboardaçıkça, doğru, dürüst, dürüst olarak, dürüstçe, hilesizabovegroundaçık, toprağın üzerinde olan, toprak üstündeki, yeryüzündekiabovementionedyukarıda adı geçen, yukarıdakiabracadabraabrakadabra, anlamsız sözabradeaşındırmak, bilemek, sıyırmakabradedaşındırmak, bilemek, sıyırmakabrahamdalavereci, sahte dilenciabrasionaşındırma, aşınma, aşınma sonucu kopan parçalar, aşınmış kısım, sıyırma, sıyrık, yenme, yıpranmaabrasiveaşındıran, aşındırıcı, aşındırıcı madde, sinirlendirici, taşlama malzemesi, törpüleyici, yıpratıcıabreactionabreaksiyon, dışa vurup rahatlamaabreastaynı hizada, yan yanaabridgekısaltmak, kısmak, mahrum etmek, özetlemekabridgementkısaltma, özet, özetlemeabridgmentkısaltma, özet, özetlemeabroaddışarıda, etrafa, gurbette, her tarafa, yurt dışına, yurt dışındaabrogatefeshetmek, iptal etmek, yürürlükten kaldırmakabrogationiptal, yürürlükten kaldırmaabruptani, beklenmedik, dik, kaba, sarp, tutarsızabruptlyaniden, ansızın, beklenmedik bir şekilde, birdenbireabruptnessanilik, diklik, kabalık, tutarsızlıkabscessapse, çıbanabscissionkesilme, kesmeabscondalacaklıdan kaçmak, kaçıp gizlenmek, kaçmak, kanundan kaçmakabscondingalacaklıdan kaçmak, kaçıp gizlenmek, kaçmak, kanundan kaçmakabsencebulunmama, dalgınlık, gıyap, yoklukabsentbulunmamak, bulunmayan, dalgın, devamsız, yokabsenteedevamsız kimse, gelmeyen kimse, görevi başında bulunmayan kimseabsenteeismdevamsızlık, işe gelmeme, malının olduğu ülkede bulunmamaabsentlydalgın dalgın, dalgınlıklaabsinthapsent, pelinabsintheapsent, pelinabsolutekatışıksız, kayıtsız şartsız, kesin, mutlâk, saf, salt, sınırsız, tamabsolutelyelbette, kesinlikle, muhakkak, mutlâka, tamamenabsolutiongünahların bağışlanması, suçun bağışlanmasıabsolutismmutlâkiyet, saltçılıkabsolveaffetmek, aklamak, bağışlamak, kurtarmak, temize çıkarmakabsolvedaffetmek, aklamak, bağışlamak, kurtarmak, temize çıkarmakabsolvingaffetmek, aklamak, bağışlamak, kurtarmak, temize çıkarmakabsorbanlamak, çekmek, devralmak, emmek, kavramak, özümsemek, yutmakabsorbeddalmış, dikkatini vermişabsorbingemici, ilgi çekici, ilginç, sürükleyiciabsorptiondalma, emilme, emme, içine çekme, kendini vermeabsorptiveemen, emiciabstainçekimser olmak, içkiden uzak durmak, kaçınmak, sakınmakabstainingçekimser olmak, içkiden uzak durmak, kaçınmak, sakınmakabstemiousaz ile yetinen, kanaatkârabstentionçekimser kalma, kaçınma, uzak durmaabstinenceiçkiden uzak durma, kaçınma, uzak durmaabstinentaz yiyip içen, kanaatkâr, perhizkârabstractabstre, aşırmak, ayırmak, çalmak, damıtmak, kuramsal, özet, özet çıkarmak, özetlemek, soyut, soyut düşünce, soyutlamak, teorikabstracteddalgın, düşünceli, soyutlanmışabstractionayırma, çalma, dalgınlık, soyut terim, soyutlamaabstruseanlaşılması zor, derinabsurdabes, anlamsız, ipe sapa gelmez, mantıksız, olanaksız, saçmaabsurdityanlamsızlık, mantıksızlık, saçmalıkabsurdnessakılsızlık, anlamsızlıkabundancebereket, bolluk, coşkunluk, servet, taşkınlık, zenginlikabundantbereketli, bol, çok, dolu, verimliabundantlybol bol, bol miktarda, bolcaabusekötü davranmak, kötü emellerine alet etmek, kötüye kullanma, kötüye kullanmak, küfretmek, küfür, suistimal, suistimal etmek, taciz, taciz etmek, tecâvüz etmekabusedkötü davranmak, kötü emellerine alet etmek, kötüye kullanmak, küfretmek, suistimal etmek, taciz etmek, tecâvüz etmekabuseskötü davranmak, kötü emellerine alet etmek, kötüye kullanma, kötüye kullanmak, küfretmek, küfür, suistimal, suistimal etmek, taciz, taciz etmek, tecâvüz etmekabusingkötü davranmak, kötü emellerine alet etmek, kötüye kullanmak, küfretmek, suistimal etmek, taciz etmek, tecâvüz etmekabusiveağzı bozuk, hor kullanan, kötü davranan, kötüye kullanan, küfürbaz, küfürlü, taciz edenabutbitişik olmak, dayanmakabutmentdayanak, kemer ayağı, köprü ayağıabuttaldayanak, kemer ayağı, köprü ayağıabuttingbitişik olmak, dayanmakabysmboşluk, sonsuz derinlik, uçurumabysmalberbat, çok derin, dipsiz, sonsuzabyssboşluk, derinlik, uçurumabyssiniaetiyopya, habeşistanabyssinianetiyopyalı, habeşacaciaakasya, akasya sakızı, arap zamkıacademicakademik, bilimsel, kuramsal, teorikacademicalakademik, bilimsel, kuramsal, teorikacademicianakademi üyesi, eğitimciacademyakademi, okul, yüksekokulacanthuskengel, kenger, kenger yaprağı şekli, kenger, kengelacccuratedoğru, kesin, tamaccedeiktidara gelmek, kabul etmek, razı olmak, tahta çıkmak, yönetime geçmekaccelerandoaccelerando, hızlanarakaccelerantartıran, hızlandıran, pozitif katalizöraccelerateçabuklaştırmak, canlandırmak, gaza basmak, hız kazanmak, hızlandırmak, hızlanmak, özendirmekacceleratingartan, hızlanan, hızlandırıcıaccelerationhızlandırma, hızlanma, ivme, süratlenmeacceleratorgaz pedalı, hızlandırıcı, sempatik siniraccentağız, aksan, aksan işareti, ayırıcı özellik, önem, şive, üzerinde durmak, vurgu, vurgulamak, vurgulu okumakaccentedüzerinde durmak, vurgulamak, vurgulu okumakaccentingüzerinde durmak, vurgulamak, vurgulu okumakaccentsaksan, aksan işaretleri, şiveaccentuateüzerinde durmak, vurgulamak, vurgulu okumakaccentuationvurgu işaretlerini koyma, vurgulama, vurgulu okumaacceptalmak, anlamak, hazmetmek, kabul etmek, kabullenmek, katlanmak, onaylamak, üstlenmekacceptabilitykabul edilebilirlik, uygunlukacceptableelle tutulur, geçer, geçerli, kabul edilebilir, kabul edilir, makbul, makul, uygunacceptanceakseptans, alma, kabul, kabul etme, onama, onaylama, teslim alma, üstlenmeacceptationanlam, kabulacceptedkabul edilen, makbul, tanınanaccepterakseptör, alıcı, kabul edenacceptorakseptör, alıcı, kabul edenaccesionartma, erişme, göreve gelme, katılım, tahta çıkma, ulaşmaaccessbağlamak, erişme, geçit, giriş, hastalık nöbeti, kullanım, ulaşma, yaklaşmaaccessaryaksesuar, suç ortağı, suç ortağı olan, yardakçı, yardımcıaccessibilitygiriş imkânı, kolay bulunabilme, ulaşabilme, yaklaşabilmeaccessiblebulunur, elde edilebilir, etkilenebilir, girilebilir, kandırılabilir, ulaşılabiliraccessingbağlamakaccessionartma, erişme, göreve gelme, katılım, tahta çıkma, ulaşmaaccessoryaksesuar, eklenti, suç ortağı, suç ortaklığı eden, yardakçı, yardımcıaccidencemorfoloji, yapıbilimaccidentaraz, beklenmedik olay, kaza, rastlantı, tesadüfaccidentalkazara olan, rastlantı sonucu olan, tesadüfen gelen bemol ya da diyez, tesadüfiaccidentallykazara, rastlantı sonucu, tesadüfenaccidentalykazara, rastlantı sonucu, tesadüfenacclaimalkış, alkışlamak, alkışlarla karşılamak, beğeni, ilan etmek, övmekacclaimedalkışlamak, alkışlarla karşılamak, ilan etmek, övmekacclaimingalkışlamak, alkışlarla karşılamak, ilan etmek, övmekacclamationalkış, alkışlama, kabul oyuacclimatealışmak, havaya alıştırmak, iklime alışmak, ortama alıştırmakacclimationiklime alıştırma, ortama alışma, ortama alıştırmaacclimatisationiklime alıştırma, ortama alışma, ortama alıştırmaacclimatizationiklime alıştırma, ortama alışma, ortama alıştırmaacclimatizealışmak, havaya alışmak, iklime alıştırmak, ortama alıştırmakacclimatizedalışmak, havaya alışmak, iklime alıştırmak, ortama alıştırmakacclivitybayır, yokuşaccoladeonurlandırma, övgü, rabıtaaccoladesonurlandırma, övgü, rabıtaaccomadationborç, bulma, kalacak yer, sağlama, uyma, uyum, uyuşma, uzlaşma, uzlaştırma, yatacak yeraccommodatealışmak, alıştırmak, bağdaştırmak, kalacak yer sağlamak, sağlamak, uydurmak, uyum sağlamak, uzlaştırmak, yerleştirmekaccommodatingmezhebi geniş, uygun, uysal, uyumluaccommodationborç, bulma, kalacak yer, sağlama, uyma, uyum, uyuşma, uzlaşma, uzlaştırma, yatacak yeraccommodationskalacak yer, yatacak yeraccompanimentakompaniman, eşlik, refakâtaccompanimentsakompaniman, eşlik, refakâtaccompanistakompanist, eşlik eden kimseaccompanyaynı anda yapmak, birlikte olmak, eşlik etmek, katılmak, refakât etmek, yanında olmakaccompanyingberaberindeki, birlikte olan, eşlik edenaccomplishalmak, başarmak, sonuçlandırmak, üstesinden gelmek, yapmak, yerine getirmekaccomplishedbaşarılı, başarılmış, kusursuz, mükemmel, tam, yapılmışaccomplishmentbaşarı, başarma, beceri, tamamlama, yapma, yetenekaccomplishmentsbeceri, kabiliyet, yetenekaccordahenk, anlaşma, bağdaşmak, birleşme, uymak, uyum, uyum sağlamak, uzlaşma, vermekaccordanceuygun olma, uygunluk, uyumaccordinggöre, uygun olarakaccordınggöre, uygun olarakaccordinglybu nedenle, bu yüzden, gereğince, göreaccostasılmak, sarkıntılık etmek, yaklaşıp konuşmak, yanaşmakaccouchementdoğum, loğusalıkaccoucheurdoğum doktoru, ebeaccoucheusedoğum doktoru, ebeaccountaçıklama, açıklamak, açıklamasını yapmak, avlamak, banka hesabı, göz önünde tutma, gözüyle bakmak, hesaba katma, hesap, hesap verme, önem, saymak, sebep, söylenti, yakalamak, yararaccountabilitymesuliyet, sorumlulukaccountableaçıklanabilir, mesul, sorumluaccountancymuhasebe, muhasebecilik, saymanlıkaccountantmuhasebeci, saymanaccountedaçıklamak, açıklamasını yapmak, avlamak, gözüyle bakmak, saymak, yakalamakaccountingmuhasebe, saymanlıkaccountsaçıklama, açıklamak, açıklamasını yapmak, avlamak, banka hesabı, göz önünde tutma, gözüyle bakmak, hesaba katma, hesap, hesap verme, önem, saymak, sebep, söylenti, yakalamak, yararaccoutreddonanımlı, teçhizatlıaccoutrementdonanım, teçhizataccoutrementsdonanım, teçhizataccreditatamak, atfetmek, güvenmek, itibar etmek, yetki vermekaccrediteditibarlı, resmen tanınmışaccreteartmak, katılımlarla büyümekaccretionarazinin genişlemesi, büyüme, ilave, katılımaccrualartış, artış miktarı, büyüme, çoğalmaaccrueartmak, büyümek, çoğalmak, payına düşmek, tahakkuk etmekaccruedartmak, büyümek, çoğalmak, payına düşmek, tahakkuk etmekaccruingartmak, büyümek, çoğalmak, payına düşmek, tahakkuk etmekaccumulatebirikmek, biriktirmek, toplamak, toplanmak, yığmakaccumulatesbirikmek, biriktirmek, toplamak, toplanmak, yığmakaccumulatingbirikmek, biriktirmek, toplamak, toplanmak, yığmakaccumulationbirikim, toplanma, yığınaccumulativebirikmiş, toplanmış, toplayanaccumulatorakü, akümülatöraccuracyayar, doğruluk, kesinlik, tamlıkaccuratedoğru, kesin, tamaccuratelykesin olarak, tam olarakaccursedberbat, iğrenç, lanetli, melun, uğursuzaccurstberbat, iğrenç, lanetli, uğursuzaccusationitham, suçlamaaccusationsitham, suçlamaaccusativeakuzatif, ismin -i haliaccusatorysuçlayan, suçlayıcıaccuseitham etmek, suçlamakaccusedsanıkaccusersuçlayan kimseaccusingitham, sitemli, suçlama, suçlayan, suçlayıcıaccustomalıştırmakaccustomedalışık, alışılmış, alışkın, alışmışaceas, bey, birinci sınıf, birli, en iyi, karşılanamayan atış, yekacephalousbaşsızacerakçaağaç, akçaağaçgilleracerbateacılaştırmak, huysuzlaştırmak, sabrını tüketmekacerbityacılık, burukluk, ekşilik, huysuzluk, terslikacetabulumçanakçıkacetateasetat, asetik asit tuzuaceticasetikacetifyekşimek, ekşitmekacetyleneasetilenacheacı, acımak, ağrı, ağrımak, sancı, sancımak, sızı, sızlamakacheneaken, kapçık meyveachieebaşarmak, elde etmek, erişmek, gerçekleştirmek, kazanmak, meydana getirmek, ulaşmakachievebaşarmak, elde etmek, erişmek, gerçekleştirmek, kazanmak, meydana getirmek, ulaşmakachievedbaşarmak, elde etmek, erişmek, gerçekleştirmek, kazanmak, meydana getirmek, ulaşmakachievementbaşarı, başarma, eser, kazanmaachievementskahramanlık, yiğitlikachieverbaşarılı kimseachievingbaşarmak, elde etmek, erişmek, gerçekleştirmek, kazanmak, meydana getirmek, ulaşmakachillesaşilachingacıma, acıyan, ağrılı, ağrıyanachromaticakromatik, perdesi değişmeyen, renksemezacidacı, asit, dokunaklı, ekşi, lsdacidificationasitleştirmeacidifyasitlemek, asitleştirmek, ekşitmekacidityasidite, ekşilik, ekşimeacidulatedekşice, mayhoşacidulousacı, dokunaklı, ekşice, mayhoşackemmauçak teknisyeniacknowledgealındığını bildirmek, itiraf etmek, kabul etmek, onaylamak, tanımak, teşekkür etmekacknowledgedkabul edilen, tanınanacknowledgementalındı, alındığını bildirme, borcun kabulü, kabul, onay, tanıma, teşekküracknowledgesalındığını bildirmek, itiraf etmek, kabul etmek, onaylamak, tanımak, teşekkür etmekacknowledgingalındığını bildirmek, itiraf etmek, kabul etmek, onaylamak, tanımak, teşekkür etmekacknowledgmentalındı, alındığını bildirme, borcun kabulü, kabul, onay, tanıma, teşekküraclinicmeyilsizacmebuhran, doruk, kriz, zirveacneakne, sivilceacolyterahip yardımcısı, yardımcıacornmeşe palamudu, palamutacousticakustik, ses, sesle ilgiliacousticsakustik, ses dağılımı, sesbilim, yankılanımacquaintbildirmek, bilgi vermek, haber vermek, tanıtmakacquaintancebilgi, tanıdık, tanıma, tanışmaacquaintanceseş dostacquaintanceshiptanıdıklar, tanışıklıkacquaintedtanışık, tanışmışacquiescekabul etmek, karşı çıkmamak, razı olmakacquiescencekabul etme, razı olma, rıza, uysallıkacquiescentkabul eden, uysalacquiescentlykarşı çıkmadan, uysallıkla, yumuşak başlılıklaacquiescingkabul etmek, karşı çıkmamak, razı olmakacquireedinmek, elde etmek, kazanmak, sonradan kazanmakacquirededinilen, sonradan kazanılan, zamanla kazanılanacquirementedinilen şey, edinme, kazanç, kazanma, zamanla kazanılan nitelikacquiringedinmeacquisitionedinme, kazanç, kazanma, kütüphaneye yeni gelen kitap, müzeye yeni gelen eşyaacquisitionsedinme, kazanç, kazanma, kütüphaneye yeni gelen kitap, müzeye yeni gelen eşyaacquisitiveaçgözlü, para delisi, paragözacquisitivenesspara hırsı, paragöz olmaacquitaklamak, ayrıcalık tanımak, beraat ettirmek, muaf tutmak, ödemek, suçsuz çıkarmak, temize çıkarmakacquittalberaat, temize çıkma, yapma, yerine getirmeacquittanceborcunu ödeme, ibraname, ödeme belgesiacquittedaklamak, ayrıcalık tanımak, beraat ettirmek, muaf tutmak, ödemek, suçsuz çıkarmak, temize çıkarmakacrearazi ölçü birimiacreagearazinin büyüklüğü, yüzölçümüacresarazi ölçü birimiacridacı, buruk, keskin, sertacridityburukluk, keskinlikacrimonioushırçın, huysuz, tersacrimonyhırçınlık, huysuzluk, terslikacroyüksek, yükseklikacrobatakrobat, cambazacrobaticakrobatikacrobaticsakrobasi, cambazlıkacronymbaş harflerden oluşan sözcükacrophobiaakrofobi, yükseklik korkusuacropolisakropol, iç kaleacrossçapraz, genişliğinde, içinden, karşıdan karşıya, karşısında, karşıya, öbür tarafında, ortasından, üstündenacrosticakrostişacrylicakrilikactamel, cinsel ilişki, davranış, davranmak, etki etmek, eylem, fiil, görevini yapmak, hareket, hareket etmek, kanun, numara, numara yapmak, numarası yapmak, oynamak, oyun, perde, resmi yazı, rol, rol oynamak, rol yapmak, yasaactingdavranan, hareket eden, oynama, oyun, oyunculuk, sahnelenebilen, temsil, temsil eden, vekâlet eden, yapanactinicaktinikactionamel, çalışma, çarpışma, dava, davranış, etki, etkileme, eylem, faaliyet, hareket, olayların gelişimiactionabledava edilebilir, dava konusu olabiliractionsamel, çalışma, çarpışma, dava, davranış, etki, etkileme, eylem, faaliyet, hareket, olayların gelişimiactivateaktif hale getirmek, etkinleştirmek, harekete geçirmek, kurmakactivatedaktif hale getirmek, etkinleştirmek, harekete geçirmek, kurmakactivatingaktif hale getirmek, etkinleştirmek, harekete geçirmek, kurmakactivationaktifleştirme, etkinleştirme, harekete geçirmeactiveaktif, çalışan, çalışkan, canlı, enerjik, etken, etkin, faal, hareketli, işleyen, kıvrak, üretkenactivisteylemciactivitiesetkinlikler, faaliyetleractivityetkinlik, eylem, faaliyet, hareket halinde olma, işactoraktör, erkek oyuncu, katılımcı, oyuncuactressaktris, kadın oyuncuactshavariler tarihi, yeni ahitactualaktüel, asıl, fiili, gerçek, güncel, mevcut, şimdikiactualisegerçekleşmek, gerçekleştirmekactualityaktüalite, gerçeklik, güncellikactualizegerçekleşmek, gerçekleştirmekactuallyaslında, doğrusu, fiilen, gerçekte, gerçekten, sahi, sahidenactuaryaktüer, sigorta uzmanıactuateçalıştırmak, harekete geçirmek, işletmekactuatingçalıştırmak, harekete geçirmek, işletmekactuationçalıştırma, harekete geçirmeactuatorçalıştırıcı, işleticiactuatorsçalıştırıcı, işleticiacuitykeskinlik, sivrilik, zekâacumençabuk kavrama, sezgi, zekâacumulatebirikmek, biriktirmek, toplamak, toplanmak, yığmakacupunctureakupunktur, akupunktur yapmakacuracyayar, doğruluk, kesinlik, tamlıkacuteakut, aşırı, dar, ilerlemiş, keskin, şiddetli, sivriacutenessçabuk kavrama, keskinlik, şiddet, zekâadduyuru, ilan, reklâmadageatasözü, özdeyişadagioadaciyo, ağır olarakadamademadamantçok sert efsanevi bir taş, hoşgörüsüz, sertadamantineçok sert, sarsılmazadaptadapte etmek, aktarmak, alıntı yapmak, uyarlamak, uydurmak, uymakadaptabilityadapte olabilirlik, uyma yeteneğiadaptableuyabilen, uyarlanabilir, uydurulabilir, uygunadaptationadaptasyon, aktarma, alıntı, intibak, uyarlama, uygunluk, uymaadaptedadapte edilmiş, uyarlanmışadapteradaptör, ara parçası, uyarlayan, uyarlayıcıadaptersadaptör, ara parçası, uyarlayan, uyarlayıcıadaptingadapte etmek, aktarmak, alıntı yapmak, uyarlamak, uydurmak, uymakadaptiveuyabilenadaptoradaptör, ara parçası, uyarlayan, uyarlayıcıaddartırmak, eklemek, ilave etmek, karıştırmak, katmak, toplamakaddedekli, katılmış, katmaaddendaek, ilaveaddendumek, ilaveadderengerekaddictalışmak, alıştırmak, bağımlı, bağımlısı olmak, düşkün, meraklı, tiryaki, tiryaki olmakaddictedbağımlı, düşkün, meraklı, tiryakiaddictingalışmak, alıştırmak, bağımlısı olmak, tiryaki olmakaddictionalışma, bağımlılık, düşkünlük, tiryakilik, tutkuaddictivealışkanlık yapan, bağımlılık yapanaddingekleme, katmaadditionartış, ek, ekleme, eklenti, ilave, katılan şey, katılma, katkı, katma, toplama, zamadditionalek, ekstra, fazladan, ilave, ilave edilen, katmaadditionallyayrıca, bundan başka, ilavetenadditionsartış, ek, ekleme, eklenti, ilave, katılan şey, katılma, katkı, katma, toplama, zamadditiveeklenecek, katılacak, katkı, katkı maddesiadditiveskatkı, katkı maddesiaddlebozuk, bozulmak, cılk, kafa karıştırmak, kafası karışmış, kokmak, kokmuş, şaşırtmakaddlebrainedkafasız, şaşkın, sersemaddledcılk, kafası karışmış, şaşkınaddlepatedkafasız, şaşkın, sersemaddressadres, adres yazmak, beceri, dilekçe, göndermek, hitabe, hitap etmek, hüner, konuşma, konuşma tarzı, konuşma yapmak, nutuk çekmek, söylev, söylev vermek, tavıraddresseealıcıaddresseskur, kur yapmaaddressingadres yazmak, göndermek, hitap etmek, konuşma yapmak, nutuk çekmek, söylev vermekaddtionartış, ek, ekleme, eklenti, ilave, katılan şey, katılma, katkı, katma, toplama, zamadducegöstermek, ileri sürmek, vermekadductyaklaştırmakadductionaddüksiyon, yaklaştırmaadenoidbezelerle ilgili, lenf bezi, lenf bezleriyle ilgiliadenoidslenf bezi büyümesi, lenf bezleriadeptbecerikli, ehil, mahir, usta, üstâd, uzmanadequacyuygunluk, yeterlikadequateelverişli, uygun, yeterliadequatelylâyıkıyle, yeterli olarakadfiliationbağlama, bağlanma, birleştirme, ekleme, evlat edinme, katma, üyeliğe kabul, üyelik, yakın ilişkiadherebağlanmak, bağlı kalmak, bitiştirmek, katılmak, yapışmakadheredbağlanmak, bağlı kalmak, bitiştirmek, katılmak, yapışmakadherencebağlılık, uyma, vefa, yapışmaadherentbağlı, taraftar, yandaş, yapışık, yapışkanadherentstaraftar, yandaşadhesionbağlı olma, bağlılık, yapışmaadhesivebağlı, sadık, tutkal, yapışkan, yapıştırıcı, zamkadieuallahaısmarladık!, elveda!, hoşça kal!adieu!allahaısmarladık!, elveda!, hoşça kal!adieuxvedaadiposeetin yağlı tarafı, yağ, yağlıadiposityşişmanlık, yağlılıkaditgaleri, giriş, tüneladjacenciesçevre, civar, dolay, etrafadjacencybitişik olma, civar, yakınlıkadjacentbitişik, komşu, yakınadjectivalsıfat, sıfat gibi kullanılanadjectivebağlı, biçimsel, önad, sabitleştiricili, sıfat, sıfat gibi kullanılan, tabiadjoinbitişik olmak, bitiştirmek, eklemek, katmak, yan yana koymak, yan yana olmakadjoinedbitişik, ekli, katılmışadjoiningbitişik, yan yanaadjourndağılmak, ertelemek, geciktirmek, geçmek, son vermek, sonraya bırakmakadjourneddağılmak, ertelemek, geciktirmek, geçmek, son vermek, sonraya bırakmakadjourningdağılmak, ertelemek, geciktirmek, geçmek, son vermek, sonraya bırakmakadjournmenterteleme, ertelenme, geciktirme, oturum arasıadjtemir subayı, yaveradjudgehükmetmek, hükmüne varmak, hüküm giydirmek, hüküm vermek, kararına varmak, mahkum etmek, vermekadjudicatehakemlik etmek, hükmüne varmak, hüküm vermek, ihale etmek, kararına varmak, yargıcılık yapmakadjudicationhüküm, hüküm verme, kararadjudicatorhakem, hakim, yargıç, yargıcıadjunctek, ikinci dereceden şey, ilave, niteleme sözcüğü, tamamlayan, tamamlayıcı, yardımcıadjunctivebirleşikadjurationant, dilek, istek, rica, yalvarma, yeminadjurerica etmek, yalvara yakara istemek, yalvarmak, yeminle istemekadjustalışmak, alıştırmak, ayarlamak, belirlemek, düzeltmek, halletmek, uydurmakadjustableayarlanabilir, ayarlıadjustedalışmak, alıştırmak, ayarlamak, belirlemek, düzeltmek, halletmek, uydurmakadjusterayarlayan kimse, dispeççi, düzelten kimse, tasfiye memuruadjustingayar, ayarlayıcıadjustmentalışma, ayar, ayarlama, dispeç, düzeltme, halletme, uydurmaadjustmentsalışma, ayar, ayarlama, dispeç, düzeltme, halletme, uydurmaadjutantemir subayı, yaveradlibdoğaçlama, doğaçtan söylemek, hazırlıksız yapılan, o anda söylemekadmanreklâmcıadminidare, yönetimadministerettirmek, hizmet etmek, idare etmek, uygulamak, verdirmek, vermek, yönetmekadministeringettirmek, hizmet etmek, idare etmek, uygulamak, verdirmek, vermek, yönetmekadministrateidare etmek, yönetmekadministrationbakanlar kurulu, ettirme, hükümet, idare, idarecilik, uygulama, yerine getirme, yönetimadministrativeidari, yönetimle ilgili, yönetimseladministratoridareci, müdür, vasi, vekil, yöneticiadministratorsidareci, müdür, vasi, vekil, yöneticiadmirablebeğenilen, hayran eden, hayranlık uyandıran, takdire değeradmiralamiral, bir kelebek türü, oramirâladmiral’samiral, bir kelebek türü, oramirâladmiraltyamiraller, amirallikadmirationbeğeni, hayranlık, hayranlık uyandıran şey, takdiradmireçok beğenmek, hayran hayran bakmak, hayran kalmak, hayran olmak, takdir etmekadmiredçok beğenmek, hayran hayran bakmak, hayran kalmak, hayran olmak, takdir etmekadmireraşık, hayranadmirersaşık, hayranadmiringbeğeni dolu, hayranlık ifade edenadmiringlybeğeniyle, hayran olarak, hayranlıklaadmissibilitykabul edilebilirlik, kabul olunabilmeadmissibledinlenebilir, geçerli, kabul edilebilir, kabul ediliradmissionemme, giriş, giriş izni, giriş ücreti, girme, itiraf, kabul, katılmaadmitalmak, içeri almak, itiraf etmek, kabul etmek, meydan vermekadmittancegiriş, giriş ücreti, kabuladmittedherkesçe bilinen, kabul edilmişadmittedlyhiç kuşkusuz, kabul edilmelidir kiadmittingalmak, içeri almak, itiraf etmek, kabul etmek, meydan vermekadmixkarıştırmakadmixedkarıştırmakadmixturekarışım, karıştırma, katmaadmonishazarlamak, ihtar etmek, tembih etmek, uyarmakadmonishingazarlamak, ihtar etmek, tembih etmek, uyarmakadmonitionihtar, öğüt, tembih, uyarıadmonitoryuyarı, uyarıcıadogürültü, patırtı, telaşadobekerpiç, kerpiç evadobtbenimsemek, çalmak, evlât edinmek, kabul etmek, nüfusuna geçirmek, sahip çıkmak, seçmekadolescencebüyüme çağı, delikanlılık, gençlikadolescentdelikanlı, genç, yeniyetmeadolescentsdelikanlı, genç, yeniyetmeadonisadonis, yakışıklı genç, züppeadoptbenimsemek, çalmak, evlât edinmek, kabul etmek, nüfusuna geçirmek, sahip çıkmak, seçmekadoptedbenimsenen, evlat edinilmiş, kabul edilenadoptingbenimsemek, çalmak, evlât edinmek, kabul etmek, nüfusuna geçirmek, sahip çıkmak, seçmekadoptionalma, benimseme, evlât edinme, kabul etme, nüfusuna geçirmeadoptiveevlat edinen, evlat edinilmişadorableçok güzel, tapılacak, tapılasıadorationaşk, hayranlık, tapınma, tapmaadorebayılmak, bitmek, delicesine sevmek, tapınmak, tapmakadoredbayılmak, bitmek, delicesine sevmek, tapınmak, tapmakadoreraşık, tapan kimseadoringaşk dolu, sevgi doluadornbezemek, güzelleştirmek, renk katmak, süslemekadornedbezemek, güzelleştirmek, renk katmak, süslemekadornmentdekor, donatma, güzelleştirme, süs, süslemeadrenalböbreküstü bezi ile ilgiliadrenalinadrenalinadriaticadriyatikadriftakıntıya kapılmış, başıboş, kendi haline bırakılmış, rüzgâra kapılmış, serseriadroitbecerikli, eli çabuk, ustaadroitlyustaca, ustalıklaadroitnessbeceri, beceriklilik, el çabukluğu, hüneradsorbadsorbe etmek, emmekadsorbentemici, emici maddeadsorbingadsorbe etmek, emmekadsorptionemmeadulatedalkavukluk etmek, pohpohlamak, yaltaklanmakadulationdalkavukluk, pohpohlama, yaltaklanma, yaranmaya çalışmaadulatordalkavuk, yalaka, yaranmaya çalışan kimseadulatorydalkavuk, yalaka, yaltakçı, yaranmaya çalışanadultbüyümüş, ergin, ergin kimse, erişkin, reşit, yetişkinadulteratebozmak, seyreltmek, yabancı madde karıştırarakadulteratedkarışıkadulterationhile, karıştırma, seyreltmeadultereraldatan erkek, zina yapan erkekadulteressaldatan kadın, zina yapan kadınadulterouseşini aldatan, zina yapanadulteryeşini aldatma, zinaadulthooderginlik, reşitlik, yetişkinlikadultryeşini aldatma, zinaadultsergin kimse, yetişkinadumbratedokundurmak, hissettirmek, ima etmek, sezdirmek, taslağını çizmekadumbrationdokundurma, ima, sezdirmeadvanceartış, artmak, atamak, atılım, avans, avans vermek, avantaj, gelişme, gelişmek, geliştirmek, ileri almak, ileri sürmek, ilerleme, ilerlemek, ilerletmek, öncü, öne almak, öne sürmek, peşinat vermek, yükselme, yükseltmekadvancedgelişmiş, ileri, ilerlemiş, modern, öncüadvancementgelişme, ilerleme, terfi, yükselmeadvancementsgelişme, ilerleme, terfi, yükselmeadvancesasılma, sırnaşmaadvancingilerleyenadvantageavantaj, çıkar, fayda, menfaat, üstünlükadvantageousavantajlı, faydalı, kârlı, yararlıadventgelip çatma, gelme, isa’nın görünmesi, noel öncesi dört haftaadventitiousbeklenmedik, dıştan gelen, şans eseri olan, tesadüfiadventureatılmak, macera, risk, riske atmak, serüven, spekülasyon, tehlikeli iş, tehlikeye atmak, vurgunculuk, yeltenmekadventurerdolandırıcı, maceraperest, serüvenci, spekülatör, vurguncuadventuresatılmak, macera, risk, riske atmak, serüven, spekülasyon, tehlikeli iş, tehlikeye atmak, vurgunculuk, yeltenmekadventuresomeatılgan, cesur, gözüpekadventuressdolandırıcı kadın, maceraperest kadın, serüvenci kadın, spekülatör kadınadventurouscesaret isteyen, cesur, cüretli, gözüpek, maceraperest, riskli, tehlikeliadverbbelirteç, zarfadverbialzarf, zarf niteliğindeadversariesdüşman, hasım, iblis, karşı kimse, muhalif, rakipadversarydüşman, hasım, iblis, karşı kimse, muhalif, rakipadversativeaksi düşünce bildiren, karşıt fikir belirtenadverseaksi, aleyhte, karşıt, ters, zıtadversitiesgüçlük, şanssızlık, sıkıntı, zorlukadversitygüçlük, şanssızlık, sıkıntı, zorlukadvertbahsetmek, değinmek, duyuru, ilan, reklâmadvertiseduyurmak, ilan etmek, ilan vermek, reklâm yapmak, reklâmını yapmak, tanıtım yapmakadvertisementduyuru, ilan, reklâmadvertisementsduyuru, ilan, reklâmadvertiserilancı, reklâm yapımcısı, reklâmcıadvertisingduyurma, ilan, reklâm, reklâmcılık, reklâmcılık ile ilgiliadvertizeduyurmak, ilan etmek, ilan vermek, reklâm yapmak, reklâmını yapmak, tanıtım yapmakadviceakıl, danışma, fikir, nasihat, öğüt, tavsiye, uyarıadvisabilitytavsiye edilebilirlik, uygunlukadvisableakla uygun, tavsiye edilebilir, uygunadviseakıl vermek, bildirmek, fikir vermek, haber vermek, nasihat etmek, öğüt vermek, öğütlemek, tavsiye etmek, uyarmakadviseddüşünceli, iyice düşünülmüş, tedbirliadvisedlydüşünüp taşınarak, iyice düşünüpadviserakıl hocası, danışman, danışman öğretmen, müşaviradvisingakıl vermek, bildirmek, fikir vermek, haber vermek, nasihat etmek, öğüt vermek, öğütlemek, tavsiye etmek, uyarmakadvisordanışman, danışman öğretmen, müşaviradvisoryakıl veren, danışma, tavsiye niteliğindeadvocacyavukatlık, müdafaa, savunma, tarafını tutmaadvocateavukat, desteklemek, müdafaa etmek, savunmak, savunucu, taraftar, yandaşadvocatesavukat, desteklemek, müdafaa etmek, savunmak, savunucu, taraftar, yandaşadvocatingdesteklemek, müdafaa etmek, savunmakadzekeser, marangoz keseriaegeanege, ege deniziaegiskalkan, koruma, siperaeolianrüzgârdan oluşanaeonçok uzun zaman, ebediyet, evrenin yaşı, sonsuzlukaerategaz doldurmak, hava vermek, havalandırmakaeratedgaz doldurmak, hava vermek, havalandırmakaerationhavalandırma, havalanmaaerialanten, anten ile ilgili, hava, havai, hayaliaerialistakrobat, ip cambazı, trapezciaeriekartal yuvası, tepedeki ev, yüksek kuş yuvasıaerohavacılık, havacılıkla ilgili, uçak, uçakla ilgiliaerobatichava akrobasisi ile ilgili, uçak cambazlığı ile ilgiliaerobaticshava akrobasisi, uçak cambazlığıaerodromehavaalanı, havalimanıaerodynamicaerodinamikaerodynamicalaerodinamikaerodynamicsaerodinamikaerofoilkanat, kanatçıkaerogramtelsiz telgrafaeroliteaerolit, göktaşı, meteoritaerologyaeroloji, hava bilimi, meteorolojiaeronautbalon pilotuaeronautichavacılık, havacılık ile ilgiliaeronauticalhavacılık, havacılık ile ilgiliaeronauticshavacılıkaerosaşk tanrısıaerosolaerosolaerosolsaerosolaerostataerostat, balon, zeplinaerostaticsaerostatik, hava kanunları bilimiaesculapiantıbbi, tıp, tıp tanrısı ile ilgiliaestheteestetaestheticestetikaestheticalestetikaestheticsestetik, güzellik ilmiaestivalyaz, yaz ile ilgiliaethereter, lokmanruhuafaruzak, uzakta, uzaktanaffabilityhoşluk, naziklik, nezaket, sokulganlık, tatlılıkaffablehoş, nazik, sokulganaffairgönül macerası, ilişki, iş, konu, mesele, olay, şeyaffaireaşk ilişkisi, ilişkiaffairsişleraffectarzu, bozmak, dokunmak, etki etmek, etkilemek, heyecan, hoşlanmak, numarası yapmak, sarsmak, sevmek, taslamak, tutmak, üzmek, yaşamakaffectationeda, gösteriş, naz, numara, taklit, yapmacık tavıraffectationseda, gösteriş, naz, numara, taklit, yapmacık tavıraffecteddüşkün, eğilimli, etki altında kalmış, etkilenmiş, numaracı, sarsılmış, taklitçi, üzülmüş, yakalanmış, yapmacıkaffectingetkileyen, etkileyici, numaracı, yapmacıklıaffectinglyetkileyici bir tarzdaaffectiondüşkünlük, eğilim, etkileme, hastalık, meyil, şefkât, sevgiaffectionatemüşfik, şefkâtli, sevecen, seven, sevgi gösterenaffectionatelysevgilerleaffectivedokunaklı, duygulandırıcı, duygusal, etkileyiciaffectsarzu, bozmak, dokunmak, etki etmek, etkilemek, heyecan, hoşlanmak, numarası yapmak, sarsmak, sevmek, taslamak, tutmak, üzmek, yaşamakafferentgetirenaffiancegüven, inanç, nişan, nişanlanmakaffiancednişanlanmış, nişanlıaffidavitbeyanname, taahhüt, yeminli belgeaffiliatebağlamak, bağlı şirket, birleşmek, evlat edinmek, kabul etmek, katılmak, katmak, tanımak, üye olmak, üyeliğe kabul etmek, yakınlaşmakaffiliatedbağlıaffiliationbağlama, bağlanma, birleştirme, ekleme, evlat edinme, katma, üyeliğe kabul, üyelik, yakın ilişkiaffinityakrabalık, benzerlik, benzeşme, birleşme eğilimi, çekicilik, dünürlük, ilgi, ilişki, yakınlıkaffirmbeyan etmek, bildirmek, doğrulamak, iddia etmek, ileri sürmek, onaylamak, söylemekaffirmationdoğrulama, onay, yemin yerine geçen sözaffirmativedoğrulayan, doğrulayıcı, olumlu, olumlu cevapaffirmativelyolumlu olarak, onaylayarakaffirmedbeyan etmek, bildirmek, doğrulamak, iddia etmek, ileri sürmek, onaylamak, söylemekaffixatmak, basmak, eklemek, iliştirmek, önek, sonek, takı, takmak, yapıştırmakaffixingatmak, basmak, eklemek, iliştirmek, takmak, yapıştırmakafflatusesin, ilhamafflictacı vermek, eziyet etmek, sarsmak, üzmekafflicteddertli, sarsılmış, tutulmuş, uğramış, üzgünafflictionacı, ağrı, belâ, dert, felâket, ızdırap, üzüntüafflictionsacı, ağrı, belâ, dert, felâket, ızdırap, üzüntüafflictiveacı veren, üzücüaffluencebolluk, çokluk, servet, zenginlikaffluentbol, çok, gürül gürül akan, ırmağa dökülen akarsu, ırmak ayağı, varlıklı, zenginaffluxakın, akıntı, akış, kan hücumu, kan toplanmasıaffordbulabilmek, gücü yetmek, parası yetmek, zaman ayırabilmekaffordablepara yetirilebilir, satın alınabiliraffordedbulabilmek, gücü yetmek, parası yetmek, zaman ayırabilmekafforestağaçlandırmak, ormanlaştırmakafforestationağaçlandırma, ormanlaştırmaafforestedağaçlandırmak, ormanlaştırmakaffranchisesalıvermek, serbest bırakmakaffraydalaş, dövüş, kavga, kavga kıyametaffricateyarı kapantılı ünsüzaffrightkorku, korkutmakaffrightedkorkutmakaffrontgücendirmek, hakaret, hakaret etmek, küçük düşürmekaffrontedgücendirmek, hakaret etmek, küçük düşürmekafghanafgan, afganca, afganistan ile ilgili, afganlıafghanistanafganistanafghansafgan, afganca, afganlıaficionadoboğa güreşi meraklısı, meraklıaficionadosboğa güreşi meraklısı, meraklıafieldevden uzak, kırda, kırlara, uzağa, yolunu şaşırmışafirealev alev, alevler içindeki, tutuşmuş, yananaflamealev alev, alevler içinde, alevler içindeki, tutuşmuş, yananaflighthavada, uçmaktaafloatdenizde, dolaşmakta, havada, su basmış, su içinde, su üstünde, su üzerinde, suda, yüzmekteaflutterçarpıntılı, titreme halindeki, titreyerekafootayakta, hazırlanan, hazırlanmakta, oluşmakta, yaya, yayan, yürüyerekafore-den önce, önce, önceden, yukarıdaaforementionedadı geçen, daha önce belirtilen, yukarıda geçenaforenamedadı geçen, yukarıda geçenaforesaidadı geçen, daha önce belirtilen, yukarıda geçenaforethoughtdüşünülmüş, kasıtlı, planlanmışaforetimeevvelden, öncedenafoulbir şeye takılmışafraidkorkan, korkmuşafreetifritafreshbaştan, yeni baştan, yenidenafricaafrikaafricanafrika, afrika ile ilgili, afrikalıafrikandergüney afrika’da doğan avrupalıafrikanergüney afrika’da doğan avrupalıaftkıç tarafta, kıça doğru, kıçtaafterardından, arkasından, daha sonra, -den sonra, -dikten sonra, göre, izleyen, peşinden, sonra, sonra gelen, sonrakiafterbirthplasenta, sonafterburnerart yakıcıaftercaresalıverilme sonrası yardım, sonraki bakım, tahliye sonrası yardım, tamamlayıcı tedaviafterdeathahiret, öbür dünyaafterdeckkıç güvertesiaftereffectikincil etki, sonraki etkiafterglowgün batımı sonrası kızıllıkaftergrasshasattan sonra büyüyen otlaraftergrowthikinci mahsulafterlifeahiret, hayatın kalan kısmı, öbür dünyaaftermathakıbet, hasattan sonra çıkan otlar, sonuçaftermosten son, en sondakiafternoonöğleden sonraafterpainsdoğum sonrası ağrılarafterpieceek oyunafterstatlı, yemek sonrası yenilen şeyaftershaveafter shave, tıraş kremiaftertasteağızda kalan tatafterthoughtsonradan akla gelen düşünceafterwarddaha sonra, sonra, sonradanafterwardsdaha sonra, ondan sonra, sonra, sonradanafteryearssonraki dönem, sonraki yıllaragainayrıca, bir daha, gene, tekrar, üstelik, yeniden, yineagainstaleyhinde, aleyhte, aykırı, dayalı, karşı, karşısında, ters olarakagamiccinsiyetsiz, eşeysizaganistaleyhinde, aleyhte, aykırı, dayalı, karşı, karşısında, ters olarakagapeağzı açık kalmış, ağzı açık olarak, hayır, merhamet, şaşırıp kalarak, şaşırıp kalmışagaricçayır mantarı, katran köpüğüagateakik, bilye, kantaşı, misketagaveagav, sabır otuageasır, çağ, devir, erginlik, ihtiyarlamak, kocamak, reşit olma, yaş, yaşlandırmak, yaşlanmak, yaşlılık, yıpratmakagedihtiyar, kocamış, yaşında, yaşlı, yıllanmışageingeskime, ihtiyarlama, ihtiyarlayan, kocayan, yaşlanan, yaşlanmaagelesseskimez, evlâdiyelik, yaşlanmaz, yıpranmazagelongasırlık, çağlar boyu süren, uzun süren, yüzyıllar sürenagenciesacenta, ajans, aracılık, organ, vasıtaagencyacenta, ajans, aracılık, organ, vasıtaagendagörüşülecek konular, gündemagentacenta, ajan, distribütör, etken, etkili olan kimse, etmen, faktör, temsilci, yapan kimseagentsacenta, ajan, distribütör, etken, etkili olan kimse, etmen, faktör, temsilci, yapan kimseagesasırlar, uzun süre, uzun zamanagglomeratebir araya getirmek, toplama, toplamak, toplanmak, toplanmış, volkanik yığılma, yığılmak, yığılmış, yığın, yığma, yığmakagglomeratedbir araya getirmek, toplamak, toplanmak, yığılmak, yığmakagglomerationtoplama, toplanma, yığın, yığmaagglutinatebileştirmek, bitişimli, bitişken, bitiştirmek, tutkallamak, yapışan, yapışkan, yapıştırmakagglutinatingbileştirmek, bitiştirmek, tutkallamak, yapıştırmakagglutinationbitişkenlik, bitişme, tutkallama, yapıştırmaagglutinativebitişimli, bitişkenaggrandisementabartma, büyütme, çoğaltma, yükseltmeaggrandizeabartmak, artırmak, büyütmek, çoğaltmak, yüceltmekaggrandizedabartmak, artırmak, büyütmek, çoğaltmak, yüceltmekaggrandizementabartma, büyütme, çoğaltma, yükseltmeaggravateağırlaştırmak, ciddileştirmek, çileden çıkarmak, kızdırmak, kötüleştirmek, şiddetlendirmek, sinirlendirmekaggravatedağırlaştırmak, ciddileştirmek, çileden çıkarmak, kızdırmak, kötüleştirmek, şiddetlendirmek, sinirlendirmekaggravatingağırlaştırıcı, can sıkıcı, cezayı arttırıcı, ciddileştirici, çileden çıkarıcı, kötüleştirici, sinirlendiriciaggravationciddileştirme, çileden çıkarma, kızdırma, kötüleştirme, şiddetlendirmeaggregatebiriktirilmiş, birleştirmek, bütün, etmek, küme, kütle, toplam, toplamak, toplanmış, tutar, ulaşmakaggregatedbirleştirmek, etmek, toplamak, ulaşmakaggregatingbirleştirmek, etmek, toplamak, ulaşmakaggregationbir araya gelme, birleştirme, küme, toplama, toplanma, yığın, yığışımaggresssaldırmak, tecâvüz etmekaggressionhücum, saldırganlık, saldırı, tecâvüzaggressiveagresif, atılgan, girişken, kavgacı, saldırgan, saldırı ile ilgiliaggressorsaldıran, saldırganaggrieveincitmek, kederlendirmek, mağdur etmek, rencide etmek, üzmekaggrieveddertli, haksızlığa uğramış, incinmiş, mağdur, mazlum, üzgünaggroağırlaştırma, kızdırma, kötüleştirmeaggrssionhücum, saldırganlık, saldırı, tecâvüzaghaağaaghastçok korkmuş, donakalmış, ödü patlamışagileatik, becerikli, çevik, kıvrakagilityatiklik, beceriklilik, çeviklik, kıvraklıkagingeskime, ihtiyarlama, ihtiyarlayan, kocayan, yaşlanan, yaşlanmaagioacyo, para farkıagiotageacyotaj, borsa oyunuagitatealtüst etmek, çalkalamak, çalkalanmak, kışkırtmak, propaganda yapmak, sallamak, sarsmak, tahrik etmek, üzmekagitatedheyecanlı, tedirginagitatingaltüst etmek, çalkalamak, çalkalanmak, kışkırtmak, propaganda yapmak, sallamak, sarsmak, tahrik etmek, üzmekagitationçalkalama, çalkalanma, endişe, galeyan, heyecan, kışkırtma, sallama, sıkıntı, tahrikagitatorfesat, karıştırıcı, kışkırtıcı, tahrikçiagitpropkışkırtma, komünizm propagandası, propagandaagleamışıl ışıl, ışıltılı, parıltılı, pırıl pırılagletbağcık ucuagleyçarpık, tersaglimmerışıldayan, ışıyan, parıldayanaglowateşli, hararetli, heyecanlı, kıpkırmızı, parlak, parlayanagnateakraba, baba tarafından akraba olan, soydaşagnaticakraba, soydaşagnaticalbaba tarafından akraba, soydaşagnationakrabalık, soydaşlıkagnomenlakap, takma adagnosticagnostik, agnostisizm ile ilgili, bilinemezciagnosticalagnostik, agnostisizm ile ilgiliagnosticismagnostisizm, bilinemezcilikagoevvel, önceagogarzulu, can atan, can atarak, heyecanla, heyecanlı, istekli, sabırsız, sabırsızlıklaagoniseacı çektirmek, can çekişmek, eziyet etmek, işkence etmek, işkence görmek, kıvrandırmak, kıvranmak, mücâdele etmek, uğraşmakagonisedacı çektirmek, can çekişmek, eziyet etmek, işkence etmek, işkence görmek, kıvrandırmak, kıvranmak, mücâdele etmek, uğraşmakagonisingacı veren, cefalı, işkenceliagonizeacı çektirmek, can çekişmek, eziyet etmek, işkence etmek, işkence görmek, kıvrandırmak, kıvranmak, mücâdele etmek, uğraşmakagonizedacı çektirmek, can çekişmek, eziyet etmek, işkence etmek, işkence görmek, kıvrandırmak, kıvranmak, mücâdele etmek, uğraşmakagonizingacı veren, cefalı, işkenceliagonyacı çekme, agoni, can çekişme, isa’nın son ıstırapları, ızdırap, kıvranmaagoraaçık alan, meydan, pazar yeriagoraphobiaagorafobi, alan korkusuagrariançiftçilere yardım amaçlı, kırsal, tarım, tarımsal, tarımsal reform hareketi yanlısı, ziraat, ziraiagreeanlaşmak, aynı fikirde olmak, bağdaşmak, birleşmek, hemfikir olmak, kabul etmek, kararlaştırmak, razı olmak, uymak, uyuşmak, yaramakagreeablehazır, hoş, iyi, kabul edilir, makbul, münasip, razı, tatlı, uygun, uysalagreeablenesshoşluk, tatlılıkagreeablnesshoşluk, tatlılıkagreeablyhoş bir şekilde, kabul ederek, razı olarak, tatlılıkla, uygun bir şekilde, uyguncaagreedanlaşmaya varılmış, aynı fikirde olan, birlikte alınmış, hemfikir, kararlaştırılmış, ortakagreed!anlaştık!, kabul!, oldu!, olur!, tamam!agreeinganlaşmak, aynı fikirde olmak, bağdaşmak, birleşmek, hemfikir olmak, kabul etmek, kararlaştırmak, razı olmak, uymak, uyuşmak, yaramakagreementanlaşma, antlaşma, aynı fikirde olma, ittifak, kabul etme, kontrat, mukavele, pakt, razı olma, sözleşme, uyma, uyuşma, uzlaşmaagressionhücum, saldırganlık, saldırı, tecâvüzagribusinesstarım ticaretiagriculturaltarım, tarımsal, ziraat, ziraiagriculturalistçiftçi, tarımcı, ziraatçiagricultureçiftçilik, tarım, ziraatagriculturistçiftçi, tarımcı, ziraatçiagronomicbilimsel tarımla ilgili, tarım bilimiyle ilgiliagronomicalbilimsel tarımla ilgili, tarım bilimiyle ilgiliagronomicsbilimsel tarım, tarım bilimiagronomistbilimsel tarım uzmanıagronomybilimsel tarım, tarım bilimiagroundkaraya oturmuş, karaya oturmuş şekildeaguemalarya, sıtma, sıtma nöbetiaguishsıtma, sıtmalıahah!, of!, öf!, ya!ah!ah!, of!, öf!, ya!ahaaha!, işte!, şimdi tamam!aha!aha!, işte!, şimdi tamam!aheadbaşta, ilerde, ileri, önceden, öndeahemhım!ahem!hım!ahoy!hey!, yahu!aiher şey dahilaidalet, aygıt, çare, destek, yardım, yardım etmek, yardımcı, yardımcı olmakaideemir subayı, yardımcı, yaveraidedyardım etmek, yardımcı olmakaidesemir subayı, yardımcı, yaveraidingyardım etmek, yardımcı olmakaidsaidsaigretteakbalıkçıl, sorguçaikidojapon güreşiailhasta olmak, hastalanmak, rahatsız etmek, rahatsız olmak, sıkmakaileroneleron, kanatçıkailinghasta, keyifsiz, rahatsızailmenthastalık, keyifsizlik, rahatsızlıkailmentshastalık, keyifsizlik, rahatsızlıkaimamaç, çalışmak, doğrultmak, erek, fırlatmak, gaye, hedef, hedefleme, hedeflemek, ideal, kastetmek, maksat, nişan alma, nişan almak, niyet, niyet etmek, yöneltmekaimedçalışmak, doğrultmak, fırlatmak, hedeflemek, kastetmek, nişan almak, niyet etmek, yöneltmekaimingçalışmak, doğrultmak, fırlatmak, hedeflemek, kastetmek, nişan almak, niyet etmek, yöneltmekaimlessamaçsız, gayesiz, hedefsiz, maksatsızaimlesslyamaçsızca, gayesizce, hedefi olmadan, rasgeleaimlessnessamaçsızlık, gayesizlik, hedefsizlikaimsamaç, çalışmak, doğrultmak, erek, fırlatmak, gaye, hedef, hedefleme, hedeflemek, ideal, kastetmek, maksat, nişan alma, nişan almak, niyet, niyet etmek, yöneltmekain’tdeğil, yokairaçılmak, caka, çalım, eda, esinti, fiyaka, gökyüzü, güneşe sermek, hafif rüzgâr, hava, havalandırmak, kurutmak, melodi, nağme, ortaya dökmek, söylemek, tavır, yayınairbaghava yastığıairbeddeniz yatağı, hava yastığıairbladderhava kesesi, yüzme kesesiairbornehava indirme, havadan nakledilen, havalanmış, havayla gelen, uçakla taşınan, uçuşanairbrakehavalı frenairbreakhavalı frenairbushava otobüsüaircraftuçak, uçaklaraircraftmanhavacı, pilotairdromehavaalanı, havalimanıairdrophavadan atmak, havadan yardım, uçaktan atmakairfieldhavaalanı, pist, uçak pistiairfoilkanat ucu, uçak kanadıairforcehava kuvvetleriairframeuçak gövdesi, uçak iskeletiairfreightuçak yüküairgunhava tabancası, hava tüfeğiairilyhafife alarak, hoppaca, uçarıcaairinesshafiflik, havadarlık, havailik, hoppalık, kolaylık, uçarılıkairingaçığa vurma, açık etme, gezinti, hava alma, havalandırma, ortaya dökmeairlanehava geçidi, uçuş rotasıairlessdurgun, havasız, sakinairlifthava köprüsü, uçakla taşıma, uçakla taşımakairlinehavayoluairlinerbüyük yolcu uçağı, dev uçakairlockhava kilidiairmailhavayolu, uçak postası, uçak postasıyla göndermekairmanhavacıairmanshiphavacılıkairplaneuçakairplanesuçakairporthavaalanı, havalimanıairproofhava geçirmez, hava sızdırmazairscaka, çalım, fiyaka, hava, kurumairscrewuçak pervanesiairshaftaydınlık, hava bacasıairshipuçak, zeplinairsickuçak tutmuşairsicknessuçak tutmasıairspacehava sahasıairspeedhava hızıairstripiniş pisti, küçük havaalanı, uçak pistiairtighthava geçirmez, hava sızdırmaz, kaçar yolu olmayanairwayaydınlık, hava bacası, havayoluairwomanhavacı kadın, kadın havacıairworthinessuçabilirlik, uçuş güvenliği, uçuşa elverişlilikairyboş, gevşek, hafif, havadar, havalı, hayali, neşeliaisleara yol, bina kolu, geçit, koridor, yapı uzantısıajarahenksiz olarak, aralık, sarsıntılı olarak, yarı açıkakimboeller belde, elleri belindeakinakraba, benzeyen, yakınalabasteralbatr, kaymaktaşı, kaymaktaşından yapılan, su mermeri, su mermerinden yapılanalackeyvah!, vah!, yazık!alack!eyvah!, vah!, yazık!alacritycan atma, canlılık, heves, istekalarmalârm, alârm vermek, alârma geçirmek, ayağa kaldırmak, dehşet, korku, korkutmak, panik yapmak, tehlike işareti, telaş, telaşlandırmakalarmedpaniğe kapılmış, panikalarmingkorkutucu, panik yaratan, telaşlandıranalarmistpanik yaratan, panik yaratan kimse, telaşlandıran, telâşlandıran kimsealarmsalârm, alârm vermek, alârma geçirmek, ayağa kaldırmak, dehşet, korku, korkutmak, panik yapmak, tehlike işareti, telaş, telaşlandırmakalarumalârmalaseyvah!, tüh!, yazık!alas!eyvah!, tüh!, yazık!alaskaalaskaalaskanalaska, alaskalıalatedkanatlıalbpapaz cüppesialbaniaarnavutlukalbanianarnavut, arnavutçaalbatrossalbatrosalbedoaklık, aklık derecesialbeitgerçi, her ne kadar, ise de, karşınalbertköstek, saat zincirialbescentakçıl, beyazımsı, beyazlaşanalbinismakşınlık, albinizmalbinoakşın, albino, çaparalbioningilterealbumalbüm, plakalbumenalbümin, yumurta akıalbuminalbümin, yumurta akıalbuminsalbümin, yumurta akıalburnumağaç özüalcalialkali, alkalik, bazalchemicalşimi ile ilgili, simya ile ilgilialchemistalşimist, simyageralchemyalşimi, simyaalcholicalkol, alkolik, alkollü, ayyaşalcoholalkol, içki, ispirtoalcoholicalkol, alkolik, alkollü, ayyaşalcoholicsalkolikler, alkollü içkileralcoholismalkoliklik, alkolizm, ayyaşlık, içki alışkanlığıalcoveçardak, cumba, girinti, kameriye, oyukaldehydealdehitalderakçaağaç, kızılağaçaldermanbelediye meclisi üyesialdermanrybelediye meclisi üyeliğialderneyalderney adası, alderney ineğialderwomanbelediye meclisi üyesi kadınalebira, birinci kalite biraaleatoricşansa bağlıaleatoryşansa bağlıaleebocada, rüzgâraltına, rüzgâraltındaalehousebar, birahane, meyhanealembicimbik, süzgeçalertaçıkgöz, alârm, alârma geçirmek, atik, gözünü açmak, tehlike işareti, tetik, tetikte olma, uyanık, uyarmakalerteraçıkgöz, atik, tetik, uyanıkalertingalârma geçirmek, gözünü açmak, uyarmakalertnessaçıkgözlük, atiklik, tetiklik, uyanıklıkalewifebirahaneci kadın, meyhaneci kadın, ringa cinsinden iri balıkalexiaaleksi, okuma yitimialfalfaalfalfa, kabayoncaalfrescoaçık hava, açık havadaalgaalg, suyosunu, yosunalgaealg, suyosunu, yosunalgebracebiralgebraiccebir, cebirselalgebraicalcebir, cebirselalgeriancezayir, cezayirlialgerinecezayirlialgesiaağrıya aşırı duyarlılık, aljezialgologysuyosunları bilimialgorismarap rakamları sistemialgorithmarap rakamları sistemialgorithmsarap rakamları sistemialiasbaşka ad, başka bir deyişle, diğer adıyle, takma adalibigerekçe, mazeret, suç mahallinden başka yerdealienaktarma, ecnebi, farklı, uymayan, uzaylı, yabancı, yabancı kelime, yabancı uyruklu, yabancı uyruklu kimse, yaratıkalienablebaşkasına devredilebilir, devredilebiliralienageyabancı uyruklu olma, yabancılıkalienatearalarını açmak, devretmek, soğutmak, yabancılaştırmakalienatedaralarını açmak, devretmek, soğutmak, yabancılaştırmakalienatingaralarını açmak, devretmek, soğutmak, yabancılaştırmakalienationaralarını açma, dengesizlik, devir, devretme, soğutma, yabancılaştırmaalienatorara bozucu kimse, devreden kimsealienismakıl hastalıklarıalienistakıl hastalıkları uzmanı, psikiyatrist, ruhbilimcialiformkanat şeklindealightaydınlanmış, inmek, ışıkları yanmış, ışıl ışıl, konmak, rastlamak, tesadüfen bulmak, tutuşmuş, yanan, yere inmekaligndizilmek, dizmek, hizaya sokmak, sıralamak, sıralanmak, sıraya koymakaligneddizilmek, dizmek, hizaya sokmak, sıralamak, sıralanmak, sıraya koymakalignmentgruplaşma, hiza, hizalanma, işbirliği yapma, sıra, sıralama, uyuşmaalikeaynı, benzer, benzer şekilde, benzeyen, fark gözetmeden, farksızalimentbesin, gıda, yiyecekalimentarybeslenme, besleyicialimentationbesleme, beslenmealimonynafakaalinedizilmek, dizmek, hizalamak, sıralamak, sıralanmakaliquotkalansız bölen, tümbölenalivecanlı, diri, elektrik yüklü, farkında, hayat dolu, hayatta, sağ, yaşayanalizarinalizarin, kök kırmızısıalkalialkali, alkali metal, bazalkalinealkalik, bazikalkalinityalkaliklik, baziklikalkaloidalkaloid ile ilgili, alkaloitallalayı, büsbütün, bütün, bütünüyle, hep, hepsi, her, her şey, herkes, katışıksız, özbeöz, saf, tamamen, tümallahallahallaybastırmak, gidermek, hafifletmek, sakinleştirmek, yatıştırmakallayingbastırmak, gidermek, hafifletmek, sakinleştirmek, yatıştırmakallegationbahane, iddia, ileri sürme, mazeret, özür, savallegationsbahane, iddia, ileri sürme, mazeret, özür, savallegeiddia etmek, ileri sürmek, kanıt olarak göstermek, mazeret olarak göstermekallegediddia edilen, sözde, sözümonaallegedlyiddiaya göre, sözdeallegiancebağlılık, sadakâtallegingiddia etmek, ileri sürmek, kanıt olarak göstermek, mazeret olarak göstermekallegoricalegorik, kinayeliallegoricalalegorik, kinayeliallegorizealegori biçiminde yorumlamak, kinaye yazmakallegoryalegori, kinayeallegrettoallegrettoallegroallegroalleluiatanrıya şükretmeallergicalerjikallergyalerji, antipati, aşırı duyarlılıkalleviateazaltmak, bastırmak, dindirmek, hafifletmek, teskin etmek, yatıştırmakalleviatedazaltmak, bastırmak, dindirmek, hafifletmek, teskin etmek, yatıştırmakalleviatesazaltmak, bastırmak, dindirmek, hafifletmek, teskin etmek, yatıştırmakalleviatingazaltmak, bastırmak, dindirmek, hafifletmek, teskin etmek, yatıştırmakalleviationazalma, dinme, hafifleme, yatışmaalleydar yol, geçit, pasaj, patikaalleywaydar yol, geçitallianceakrabalık, anlaşma, antlaşma, bağ, birleşme, birlik, dünürlük, ittifak, paktalliedakraba, bağlaşık, birlik olan, müttefikalligatortimsahalliteratealiterasyon yapmak, aynı sesi tekrarlamakalliterationaliterasyon, aynı sesin tekrarı, ses yinelemesiallocateayırmak, bölüştürmek, paylaştırmakallocatedayırmak, bölüştürmek, paylaştırmakallocatingayırmak, bölüştürmek, paylaştırmakallocationbölüştürme, dağıtma, ödenek, pay, pay ayırma, paylaştırma, tahsisallocutionhitabe, konuşma, nutuk, söylevallomorphalomorf, biçimbirimsel değişkeallotayırmak, bölüştürmek, hisselere ayırmak, kura ile belirlemek, paylaştırmak, tahsis etmekallotmentbölüştürme, hisse, kiraya verilen küçük arazi, pay, pay etme, paylaştırma, tahsisallottedayırmak, bölüştürmek, hisselere ayırmak, kura ile belirlemek, paylaştırmak, tahsis etmekallowayırmak, bırakmak, düşünmek, fikrinde olmak, göz önüne almak, hesaba katmak, imkân vermek, indirim yapmak, itiraf etmek, izin vermek, kabul etmek, koyvermek, vermekallowablehoşgörülebilir, indirim yapılabilir, izin verilebilir, mübâh, uygunallowanceavans, göz önünde tutma, handikap, harçlık, hesaba katma, hoşgörü, indirim, iskonto, izin, müsaade, ödenek, toleransallowancesavans, göz önünde tutma, handikap, harçlık, hesaba katma, hoşgörü, indirim, iskonto, izin, müsaade, ödenek, toleransallowedayırmak, bırakmak, düşünmek, fikrinde olmak, göz önüne almak, hesaba katmak, imkân vermek, indirim yapmak, itiraf etmek, izin vermek, kabul etmek, koyvermek, vermekallowingayırmak, bırakmak, düşünmek, fikrinde olmak, göz önüne almak, hesaba katmak, imkân vermek, indirim yapmak, itiraf etmek, izin vermek, kabul etmek, koyvermek, vermekalloyalaşım, alaşım hazırlamak, bozmak, değeri azaltan şey, değerini düşürmek, kaliteyi düşüren şey, karışım, karışım yapmakalloyedalaşım hazırlamak, bozmak, değerini düşürmek, karışım yapmakallroundçok yetenekli, çok yönlüallspiceyenibaharalltimediğerlerinden üstün, en, tam günlükalludekastetmek, taş atmak, üstü kapalı söylemekalludingkastetmek, taş atmak, üstü kapalı söylemekallureaklını başından almak, aklını çelmek, albeni, ayartmak, baştan çıkarmak, büyüleme, büyülemek, cazibe, cazip şey, çekmealluredaklını başından almak, aklını çelmek, ayartmak, baştan çıkarmak, büyülemekallurementalbeni, büyüleme, cazibe, cazip şey, çekici taraf, çekicilik, çekmealluringalbenili, cazip, çekiciallusiondokundurma, ima, kinaye, laf çaktırma, taşallusiveimalı, kinayeli, üstü kapalıalluvialalüvyonlu, lığlıalluvionalüvyon, alüvyondan oluşan arazi, lığalluviumalüvyon, alüvyonlu araziallybirleşmek, birleştirmek, dost, katılmak, katmak, müttefikallyingbirleşmek, birleştirmek, katılmak, katmakalmanacalmanak, takvim, yıllıkalmightybüyük, her şeye gücü yeten, müthiş, müthiş biçimde, sınırsız gücü olan, son derece, ulu, yücealmondbademalmonersosyal görevli, yardım dağıtan görevlialmostadeta, az daha, az kalsın, hemen hemen, neredeyse, yaklaşık olarakalmssadaka, yardım, zekâtalmsgivingsadaka vermealmshousedarülaceze, düşkünler evi, imarethane, yaşlılar evialmsmandüşkün, sadaka alan kimsealoealoe, ödağacı, sarısabıraloftgemi direğinde, havada, havaya, yukarıda, yukarıya, yükseklerdealonebir başına, kimsesiz, tek başına, yalnız, yalnız başınaalongberaberine, boyunca, ileri, ileriye, süresince, yanına, yanısıraalongshorekıyı boyunca, sahil boyuncaalongsideborda bordaya, yan yana, yanında, yanısıraaloofayrı, ilgisiz, soğuk, uzak, uzaktaaloofnessmesafe koyma, sokulmama, uzak durmaalopeciakellikaloudbağırarak, yüksek seslealpalp, yüksek dağalpacaalpaka, alpaka yünü, alpaka yününden kumaşalpenhornçoban borusualpenstockdemir uçlu dağcı sopasıalphaalfa, pek iyialphabetalfabe, esaslar, ilkeleralphabeticalfabetikalphabeticalalfabetikalphabetizealfabetik olarak sıralamakalphornçoban borusualpineyüksek dağlar ile ilgiialpinistalpinist, dağcıalpsalp dağları, alpleralreadybile, çoktan, önceden, şimdiden, zatenalrightiyialright!olur!, peki!, tamam!alsatianalsas, alsas çoban köpeği, alsaslıalsoayrıca, da, dahi, de, hem, hem de, keza, üstelikaltaraltar, kurban kesilen taş, mihrap, sunakaltarpiecemihrabın arkasındaki heykelalterbaşkalaşmak, başkalaştırmak, değişiklik yapmak, değişmek, değiştirmek, hadım etmek, kısırlaştırmakalterabledeğişebilir, değişir, değiştirilebiliralterationbaşkalaşma, değişiklik, değişim, değişme, değiştirme, tadilatalterationsbaşkalaşma, değişiklik, değişim, değişme, değiştirme, tadilatalterativedeğiştiren ilaç, değiştiricialtercateatışmak, kavga etmek, tartışmakaltercationağız kavgası, atışma, münakaşa, tartışmaaltereddeğişmiş, değiştirilmiş, diğeralteringbaşkalaşmak, başkalaştırmak, değişiklik yapmak, değişmek, değiştirmek, hadım etmek, kısırlaştırmakalternatealternatif, birbiri ardından gelen, birbirini izlemek, birbirini izleyen, birbirini takip etmek, değişimli, değişimli olarak yapmak, değişmek, değiştirmek, muavin, sıra ile yapmak, vekilalternatelydeğişimli olarak, nöbetleşe, sıra ilealternatingalternatif, dalgalıalternationbirbirini izleme, değişimli olma, nöbetleşmealternativealternatif, başka, değişik, öbür, seçenek, şıkalternativelyalternatif olarakalternativesalternatif, seçenek, şıkalternatoralternatöralthogerçi, karşın, rağmenalthoughgerçi, ise de, karşın, olduğu halde, rağmenaltimeteraltimetre, yükseklik ölçeraltitudeirtifa, itibar, rakım, üstünlük, yükseklik, yükseltialtitudesdoruklar, yüksek yeraltoalto, alto sesli sanatçı, en kalın kadın sesialtogetherbaştan sona, büsbütün, bütün bütün, genelde, hepten, tamamenaltruismbaşkalarını düşünme, özgecilikaltruistbaşkalarını düşünen, özgecialtruisticbaşkalarını düşünen, özgecilalturismbaşkalarını düşünme, özgecilikalumşapaluminaalümin, alüminyum oksitaluminiumalüminyumaluminumalüminyumalumnaeski kız öğrenci, mezun kızalumnuseski erkek öğrenci, mezun erkekalveolardiş yuvası, diş yuvası ile ilgilialveolialveol, diş yuvasıalveolusalveol, diş yuvasıalwaysboyuna, daima, defalarca, hep, her zaman, tekrar tekraralyssumdeliotuamainşiddetle, tüm gücüyle, var gücüyleamalgambirbirine karışma, cıvalı alaşım, karışım, malgamaamalgamatebirleşmek, birleştirmek, cıva ile karıştırmak, karışmak, karıştırmakamalgamatedbirleşmek, birleştirmek, cıva ile karıştırmak, karışmak, karıştırmakamalgamationalaşım, cıva ile bir başka madeni karıştırma, karışım, şirketlerin birleşmesiamanuensiskâtip, sekreter, yazmanamarantheflâtun, horozibiği çiçeği, mor, solmayan çiçekamaranthineebedi, mor, solmazamaryllisgüzelhatun çiçeği, köylü güzeli, nergis zambağıamassbiriktirmek, toplamak, yığmakamassedbiriktirmek, toplamak, yığmakamassingbiriktirmek, toplamak, yığmakamateuramatör, meraklıamateurishacemice yapılan, amatörceamateursamatör, meraklıamativeaşk dolu, aşkıkâne, aşkın belirtisi olanamatolamatolamatoryaşıkâne, aşk dolu, aşkın belirtisi olanamazeafallatmak, hayran bırakmak, hayret ettirmek, hayrete düşürmek, şaşırtmakamazedhayret etmiş, şaşırmışamazedlyşaşılacak biçimdeamazementhayret, şaşkınlıkamazinghayran eden, hayret verici, ilginç, şaşılacak, şaşırtıcıamazonkadın savaşçıamazonianamazon, amazon nehri ile ilgili, amazonlar ile ilgiliambagesdolambaçlı yol, dolaylı davranışambassadorbüyükelçi, elçi, temsilciambassadorialbüyükelçi ile ilgili, büyükelçilik ile ilgiliambassadressbüyükelçi kadın, büyükelçi karısıamberkehribar, kehribar rengi, koyu sarıambergrisamber, esmeramberambiçift, iki, ikisi deambianceambians, çevre, hava, ortamambidexteriki elini de kullanabilen kimse, iki yüzlüambidexterityiki elini de kullanabilme, iki yüzlülükambidextrousçok yönlü, elinden her iş gelen, iki elini de kullanabilen, iki yüzlüambienceambians, çevre, hava, ortamambientçevre, çevreleyen, ortamambiguitiesanlam belirsizliği, belirsizlik, iki anlamlılık, şüpheli oluşambiguityanlam belirsizliği, belirsizlik, iki anlamlılık, şüpheli oluşambiguousbelirsiz, iki anlamlı, lastikli, müphemambitalan, çevre, etraf, muhit, ortamambitionheves, hırs, ihtiras, tutkuambitionsheves, hırs, ihtiras, tutkuambitiousarzulu, başarma isteği olan, hevesli, hırslı, ihtiraslı, istekli, tutkuluambitiousnesshevesli olma, hırslılık, tutkulu olmaambivalenceçelişik duyguları olma, duygu karmaşasıambivalentduyguları çelişen, kararsız, karışık duygular besleyenamblerahvan koşma, rahvan koşmak, sallana sallana yürüme, sallana sallana yürümek, yavaş yavaş dolaşma, yavaş yavaş dolaşmakamblereşkinli at, rahvan yürüyen atambrosiaçok lezzetli yemek, ölümsüzlük yemeği, tadı ve kokusu güzel şey, tanrı yemeğiambrosialgüzel tatlı, mükemmel, nefisambulanceambulans, cankurtaran, gezici hastaneambulantayakta tedavi edilen, gezici, hastanın yatmasını gerektirmeyen, seyyarambulatoryayakta tedavi edilen, gezici, gezilebilir, kemerli yol, seyyarambuscadepusu, pusuya düşürmek, pusuya yatmak, pusuya yatmış askerler, pusuya yerleştirmek, tuzağa düşürmek, tuzak, tuzak kurmakambushpusu, pusuya düşürmek, pusuya yatmak, pusuya yatmış askerler, pusuya yerleştirmek, tuzak, tuzak kurmakambusherpusucu, tuzak kuranamebaamipamebicamibik, amiplerin neden olduğuameeremiramelioratedüzelmek, düzeltmek, gelişmek, geliştirmek, iyileşmek, iyileştirmekameliorateddüzelmek, düzeltmek, gelişmek, geliştirmek, iyileşmek, iyileştirmekamelioratingdüzelmek, düzeltmek, gelişmek, geliştirmek, iyileşmek, iyileştirmekameliorationdüzelme, gelişme, iyileşmeameliorativedüzelebilir, iyileşebilir, iyileştirilebiliramen!amin!, haklısınız!, öyle olsun!amenablebağlı, cevap verebilir, mükellef, sorumlu, tabi olan, uysal, yükümlü, yumuşak başlıamenablyuysalca, yumuşak başlılıklaamenddeğişmek, değiştirmek, düzelmek, düzeltmek, iyileşmek, iyileştirmekamendabledüzeltilebilir, iyileştirilebiliramendatorydüzeltici, iyileştiriciamendeddeğişmek, değiştirmek, düzelmek, düzeltmek, iyileşmek, iyileştirmekamendmentdüzeltme, iyileştirme, yasa değişikliği, yasayı değiştirmeamendmentsdüzeltme, iyileştirme, yasa değişikliği, yasayı değiştirmeamendsözür, tazminat, telâfi, zararın karşılanmasıamenitieskolaylıklar, rahatlıklar, yaşamın hoş yönleriamenityhoş tavırlar, hoşluk, tatlılıkamercepara cezası vermek, para cezasına çarptırmakamercementceza tutarı, para cezası vermeamericaamerikaamericanamerikalı, amerikan, amerikan ingilizcesiamericanismamerikalılara özgü özellik, amerikan ingilizcesine özgü deyim, amerika’ya bağlılıkamericanizeamerikalılaşmak, amerikalılaştırmakamericansamerikalı, amerikan ingilizcesiamerindeskimo, kızılderili, yerliamerindianeskimo, kızılderili, yerliamethystametist, mor kuvars, mor yakutamiabilitycana yakınlık, sevimlilik, tatlılıkamiablecana yakın, sevimli, sıcakkanlı, sokulgan, tatlıamianthusamyant, pamuk taşıamicablebarışçıl, dostane, dostçaamicablybarışçıl, dostane, dostçaamidarasına, arasında, ortasına, ortasındaamideamitamidshipsgemi ortası, geminin ortasındaamidstarasına, arasında, ortasına, ortasındaamineaminamiremiramirateemaret, emirlikamisshatalı, ters, yanlış, yersizamityarkadaşlık, dostça ilişki, dostluk, iyi ilişkiammeterampermetre, amperölçerammocephane, mühimmatammoniaamonyakammoniacamonyak, amonyak ile ilgiliammoniumamonyumammunitioncephane, koz, saldırı fırsatıamnesiaamnezi, bellek yitimi, hafıza kaybı, unutkanlıkamnesiachafızasını kaybetmiş, unutkanamnestyaf, genel af, genel afla serbest bırakmakamoebaamipamoebicamibik, amiplerin neden olduğuamokbunalım sonucu öldürme arzusuamongarasına, arasında, içindeamongstarasına, arasında, içindeamoralahlâk ile ilgisiz, ahlâkdışı, amoral, töredışıamoristaşık, çapkın, kadınların sevgilisiamorousaşık, aşk, aşkla ilgili, tutkunamorousnessaşıklık, tutkunlukamorphousamorf, biçimsiz, şekilsizamortisationamortisman, aşınma, aşınma payı, itfa, sönümamortizationamortisman, aşınma, aşınma payı, itfa, sönümamortizeamortisman ayırmak, amortize etmek, itfa etmek, sönümlemekamortizingamortisman ayırmak, amortize etmek, itfa etmek, sönümlemekamountanlamına gelmek, değer, eşit olmak, ifade etmek, miktar, önem, sonuca varmak, toplam, toplama ulaşmak, tutaramountinganlamına gelmek, eşit olmak, ifade etmek, sonuca varmak, toplama ulaşmakamountsanlamına gelmek, değer, eşit olmak, ifade etmek, miktar, önem, sonuca varmak, toplam, toplama ulaşmak, tutaramouraşk, aşk macerasıamperageamper gücü, amperajampereamperamphetamineamfetaminamphiçift, ikiamphibiaamfibi hayvanlaramphibianamfibi, amfibi araç, amfibi hayvan, karada ve suda çalışabilen, suda ve karada yaşayabilen, yüzergezeramphibiousamfibi, karada ve denizde yaşayan, yüzergezeramphitheateramfi, amfiteatr, amfitiyatroamphitheatreamfi, amfiteatr, amfitiyatroamphoraamfor, amfora, çift kulplu eski testiamplebol, büyük, çok, geniş, heybetli, iri, kâfi, yeterliamplenessbolluk, büyüklük, çokluk, genişlikamplificationamplifikasyon, ayrıntıları ile açıklama, büyütme, genişletme, sesi yükseltmeamplifiedartırmak, büyütmek, geniş olarak açıklamak, genişletmek, yükseltmekamplifieramplifikatör, büyütücü alet, hopârlör, yükselticiamplifyartırmak, büyütmek, geniş olarak açıklamak, genişletmek, yükseltmekamplifyingartırmak, büyütmek, geniş olarak açıklamak, genişletmek, yükseltmekamplitudebolluk, çokluk, genişlik, genlikamplybol bol, bolca, fazlasıylaampouleampulampullahacı şişesi, kutsal yağ şişesiamputatebudamak, kesmek, organını almakamputationorganın alınması, uzvun kesilmesiamputeeorganı alınmış kimseamuckbunalım sonucu öldürme arzusuamuletmuska, nazar boncuğu, nazarlık, tılsımamuseeğlendirmek, güldürmek, neşelendirmek, oyalamakamusedeğlendirmek, güldürmek, neşelendirmek, oyalamakamusementeğlence, eğlenme, gülünçlük, komiklik, oyalanmaamusingeğlenceli, gülünç, komikamusinglyeğlendirici bir şekildeamygdaloidbadem şeklinde, bademcik taşıamylamil, nişastaamylaceousnişasta ile ilgili, nişastalı, nişastaya benzeranabaptistanabatist, vaftize karşı çıkan kimseanabolismanabolizma, özümleme olayları bütünüanachronismanakronizm, kronolojik hata, tarih hatası, tarihini karıştırmaanachronistickronolojik hatayla ilgilianacoluthonanakolüt, cümledeki anlam uyuşmazlığıanacondaanakonda, dev pitonanacreonanakrion, yunan lirik şairianaemiaanemi, kansızlıkanaemicanemik, beti benzi kaçmış, kansız, solgunanaesthesiaanestezi, duyu yitimi, duyumsuzlaşma, hissizlik, uyuşma, uyuşturmaanaestheticanestetik, anestetik ilaç, uyuşturucu, uyuşturucu ilaçanaesthetistanestezi uzmanı, anestezist, narkozcuanaesthetizenarkoz vermek, uyuşturmak, uyutmakanaesthetizednarkoz vermek, uyuşturmak, uyutmakanagramçevrik kelime, evirmece, harflerin yerini değiştirmeanalanal, anüs ile ilgili, anüsten yapılananalectsseçme eserler, seçmeleranalgesiaağrı yitimi, ağrının kesilmesi, analjezianalgesicağrı kesici, ağrı kesici ilaç, analjezik, analjezik ilaçanalgesicsağrı kesici ilaç, analjezik ilaçanalogicanalojik, andıran, benzer, benzeşenanalogicalanalojik, andıran, benzer, benzeşenanalogousanalojik, andıran, benzer, benzeşenanalogueanalog, benzer, benzer şeyanalogyanaloji, benzerlik, benzeşim, karşılaştırma, kıyas, örneksemeanalyseanaliz etmek, araştırmak, çözümlemek, incelemek, tahlil etmekanalyseranalizör, tahlil cihazıanalysesanaliz, çözümleme, inceleme, tahlilanalysisanaliz, çözümleme, inceleme, tahlilanalystanalist, araştırmacı, tahlilcianalystsanalist, araştırmacı, tahlilcianalyticanalitik, çözümlemeli, çözümselanalyticalanalitik, çözümlemeli, çözümselanalyticsmantıksal analiz, mantıksal çözümlemeanalyzableanaliz edilebilir, çözümlenebiliranalyzeanaliz etmek, araştırmak, çözümlemek, incelemek, tahlil etmekanalyzeranalizör, tahlil cihazıanamnesishastanın geçmişi, hatırlamaanapaestfeilün, iki kısa ve bir uzun heceli ölçüanapestfeilünanaphylaxisanafilaksi, aşırı duyarlılıkanarchicanarşik, anarşiye neden olananarchicalanarşik, anarşiye neden olananarchismanarşizm, anarşizm yanlısı olma, kargaşaanarchistanarşi yanlısı, anarşistanarchyanarşi, başıboşluk, başsızlık, kargaşaanastomosisanastomoz, kesişerek ağızlaşmaanathemaaforoz, lanetleme, lânetlenmiş kimse, lânetli şey, nefret edilen şeyanathematizeafaroz etmek, lanetlemekanathematizedafaroz etmek, lanetlemekanatomicanatomi ile ilgili, anatomikanatomicalanatomi ile ilgili, anatomikanatomistanalizci, anatomi uzmanı, anatomici, incelemecianatomizeaçımlamak, dikkatle incelemek, parçalara ayırıp incelemekanatomyanaliz, anatomi, anatomik yapı, inceleme, vücut yapısıancestorata, cet, dede, soyancestorssoyancestralatalar ile ilgili, atalardan kalmaancestryatalar, ecdat, soyanchoraçık oturum yöneticisi, açık oturum yönetmek, çapa, dayanak noktası, demir, demir atmak, demirlemek, güven kaynağı, lenger, sağlama bağlamak, sunucu, sunuculuk yapmakanchoragedayanak, demirleme, demirleme yeri, destek, güven kaynağıanchoreddemirlianchoresstoplumdan kaçan kadın, yalnızlığı seven kadınanchoringaçık oturum yönetmek, demir atmak, demirlemek, sağlama bağlamak, sunuculuk yapmakanchoritetoplundan kaçan adam, yalnızlığı seven adamanchovyançuez, hamsianchusaöküzdili, sığırdiliancientçok eski, eski, eskiden kalmaancientlyeski zamanlarda, eskiden, eskilerdeancientseski uygarlıklar, eskiler, klasik eserler yazarıancillaryyan, yardımcıanconankon, dirsekandde, ile, veandanteandante, yarı yavaşandantinoandanteden daha canlı, andantinoandironocak ayaklığıandrewiskoçya’nın koruyucu aziziandrogynousçift cinsiyetli, erdişi, erselikandroidandroid, insan şeklinde robotanecdotalfıkra ile ilgili, fıkra türündeanecdotalistfıkra ile ilgili, fıkra türündeanecdoteanekdot, fıkra, hikâye, kısa hikâyeanecdoticfıkra ile ilgili, fıkra türündeanecdoticalfıkra ile ilgili, fıkra türündeanemiaanemi, kansızlıkanemicanemik, beti benzi kaçmış, kansız, solgunanemographanemograf, rüzgârölçeranemometeranemi, kansızlıkanemoneanemon, dağlâlesi, denizşakayığıanentdair, ilgilianeroidkadranlı barometre, sıvısız barometreanesthesiakadranlı barometre, sıvısız barometreanestheticanestetik, anestetik ilaç, uyuşturucu, uyuşturucu ilaçanesthetistanestezi uzmanı, anestezist, narkozcuanesthetizenarkoz vermek, uyuşturmak, uyutmakanesthetizednarkoz vermek, uyuşturmak, uyutmakanesthetizingnarkoz vermek, uyuşturmak, uyutmakanewbaştan, bir daha, tekrar, yenidenangaryangaryaangeliyilik meleği, melek, sponsorangelfishkeler, maymunbalığıangelicmelek gibi, meleklere özgüangelicamelekotuangelicaliyilik meleği, melek, sponsorangelusisa’nın vücut bulması duasıangerdargınlık, darıltmak, hiddet, hırs, kızdırmak, kızgınlık, kızma, öfke, öfkelendirmek, sinirlendirmekangereddarıltmak, kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmekanginaisa’nın vücut bulması duasıangleaçı, çarpıtmak, dirsek, görüş açısı, kıvırmak, köşe, köşe yapmak, olta, olta ile balık tutmak, saptırmak, tarz, yolangledaçılı, köşelianglerfenerbalığı, olta ile balık tutan kimseanglewormaçılı, köşelianglicismingilizce deyim, ingilizlere özgü özellikanglicizefenerbalığı, olta ile balık tutan kimseanglingolta ile balık tutmaanglomaniaingiliz hayranlığıangolaangora, tiftik dokumaangosturaangostura, güzel kokulu bir ağaçangrilyfena, hiddetle, kızgın bir şekilde, öfkeyleangrinessingiliz hayranlığıangryfırtınalı, hiddetli, hırslı, iltihaplı, kızarmış, kızgın, kızmış, öfkeliangstendişe, pişmanlıkangstyfırtınalı, hiddetli, hırslı, iltihaplı, kızarmış, kızgın, kızmış, öfkelianguishfırtınalı, hiddetli, hırslı, iltihaplı, kızarmış, kızgın, kızmış, öfkeliangularfırtınalı, hiddetli, hırslı, iltihaplı, kızarmış, kızgın, kızmış, öfkeliangularityaçılı olma, aşırı zayıflık, köşeli olma, sevimsizlikanilçivitotuanimadversioneleştiri, kınama, sitem, tenkitanimalhayvan, hayvanlarla ilgili, hayvansalanimalculeçivitotuanimalismhayvan olma, hayvanilikanimateanime etmek, canlandırmak, canlı, diriltmek, hareketlendirmek, hareketli, hayat dolu, neşelendirmek, neşeli, yaşayananimatedanime edilmiş, canlandırılmış, canlı, hayat dolu, neşelianimatinganime etmek, canlandırmak, diriltmek, hareketlendirmek, neşelendirmekanimationanimasyon, canlandırma, canlılık, çizgi film yapma, heyecan, şevkanimatoranimatör, canlandırıcı, çizgi film ressamı, neşelendiren kimseanimismanimizm, canlıcılıkanimositydüşmanlık, husumet, kin, nefretanimusdüşmanlık, kin, nefretanionanyonanionsdüşmanlık, husumet, kin, nefretanisedüşmanlık, kin, nefretanisettedüşmanlık, kin, nefretaniversarydüşmanlık, kin, nefretanjoudüşmanlık, kin, nefretankledüşmanlık, kin, nefretanklebonedüşmanlık, kin, nefretanklesockkısa çorap, soketankletayak bileziği, halhal, kısa çorap, soketankletsdüşmanlık, kin, nefretankylosisdüşmanlık, kin, nefretannanyonannaldüşmanlık, kin, nefretannalistdüşmanlık, kin, nefretannalsdüşmanlık, kin, nefretanneanyonannealdüşmanlık, kin, nefretannealedanyonannealeranasonannealinganyonannexdüşmanlık, kin, nefretannexationdüşmanlık, kin, nefretannexationistanyonannexeanyonannexeddüşmanlık, kin, nefretannexesek, ek bina, eklemek, eklenti, habersiz almak, ilave, ilave etmek, katmak, topraklarına katmakannexingdüşmanlık, kin, nefretannexionanyonannexuredüşmanlık, kin, nefretannihilatedüşmanlık, kin, nefretannihilatedanyonannihilatingdüşmanlık, kin, nefretannihilationanyonannihilativedüşmanlık, kin, nefretanniversarydüşmanlık, kin, nefretannotatedüşmanlık, kin, nefretannotationdüşmanlık, kin, nefretannotatordüşmanlık, kin, nefretannouncedüşmanlık, kin, nefretannouncementanons, bildiri, bildirme, duyurma, duyuru, haber, ilan, ilan etmeannouncerdüşmanlık, kin, nefretannouncingdüşmanlık, kin, nefretannoydüşmanlık, kin, nefretannoyanceanyonannoyedkızgın, rahatsız olmuş, sinirlenmişannoyingdüşmanlık, kin, nefretannuitantanasonannuitydüşmanlık, kin, nefretannulanyonannulardüşmanlık, kin, nefretannulatedüşmanlık, kin, nefretannulatedanasonannulationdüşmanlık, kin, nefretannuletanyonannulleddüşmanlık, kin, nefretannulmentbozma, fesih, iptalannulushalkaannumanyonannunciatedüşmanlık, kin, nefretannunciationanyonanodeanot, artı uç, pozitif kutupanodyneanyonanointdüşmanlık, kin, nefretanointeddüşmanlık, kin, nefretanointinganasonanointmentdüşmanlık, kin, nefretanomalousdüşmanlık, kin, nefretanomalousnessdüşmanlık, kin, nefretanomalydüşmanlık, kin, nefretanomicdüşmanlık, kin, nefretanomiedüşmanlık, kin, nefretanomydüşmanlık, kin, nefretanondüşmanlık, kin, nefretanon.düşmanlık, kin, nefretanonymanasonanonymitydüşmanlık, kin, nefretanonymizedüşmanlık, kin, nefretanonymizedanyonanonymousdüşmanlık, kin, nefretanonymusdüşmanlık, kin, nefretanophelesanasonanorakdüşmanlık, kin, nefretanorecticanyonanorexiaanyonanorexicdüşmanlık, kin, nefretanosmiaanyonanotherayrı, bambaşka, başka, başka bir tane, bir daha, bir tane daha, diğer, farklı, öbüranother’sdüşmanlık, kin, nefretanoxemiaayrı, bambaşka, başka, başka bir tane, bir daha, bir tane daha, diğer, farklı, öbüranoxiaanasonanswerabilityanyonanswerablenessdüşmanlık, kin, nefretansweredayrı, bambaşka, başka, başka bir tane, bir daha, bir tane daha, diğer, farklı, öbüransweringanoksi, kanda oksijen azlığıantanyonantacidanyonantacidsdüşmanlık, kin, nefretantagonismanyonantagonistdüşman, hasım, karşı çıkan, karşı olan kimse, muhalif, rakipantagonisticanasonantagonizedüşmanlık, kin, nefretantarcticanyonantarcticaanasonanteanyonanteaterkarıncayiyenantecededüşmanlık, kin, nefretantecedenceanasonantecedencyanasonantecedentevvelki, önce gelen, önceki, öncül, yerine zamir gelen isimantecedentsdüşmanlık, kin, nefretantechamberanasonantedatedüşmanlık, kin, nefretantelopeantilopantelopesdüşmanlık, kin, nefretantemeridiandüşmanlık, kin, nefretantemeridiemanyonantenataldüşmanlık, kin, nefretantennadüşmanlık, kin, nefretantennaedüşmanlık, kin, nefretantennasdüşmanlık, kin, nefretantennuledüşmanlık, kin, nefretantepartumdüşmanlık, kin, nefretanteriorevvelki, ön, önceki, öndekianterioritydüşmanlık, kin, nefretanteroomdüşmanlık, kin, nefretanthelminticdüşmanlık, kin, nefretanthemanyonantheranter, ercik başıanthilldüşmanlık, kin, nefretanthologyanyonanthozoaanter, ercik başıanthraciteanyonanthracosisanter, ercik başıanthraxantraks, karakabarcık, şarbon, şirpençeanthropoinsan, insanlarla ilgilianthropographyanyonanthropoidanyonanthropologicalanter, ercik başıanthropologydüşmanlık, kin, nefretanthropometryantropometri, insan vücudunu ölçme bilimianthropomorphicanyonanthropomorphiseanyonanthropomorphismanter, ercik başıanthropomorphousanyonanthropophagidüşmanlık, kin, nefretanthropophagitedüşmanlık, kin, nefretanthropophagousdüşmanlık, kin, nefretanthropophagusdüşmanlık, kin, nefretanthropophagyinsan yeme, yamyamlıkantianter, ercik başıantiaciddüşmanlık, kin, nefretantibacterialanter, ercik başıantibiosisdüşmanlık, kin, nefretantibioticdüşmanlık, kin, nefretantibodydüşmanlık, kin, nefretanticdüşmanlık, kin, nefretantichristanyonantichristiandüşmanlık, kin, nefretanticipantdüşmanlık, kin, nefretanticipateanter, ercik başıanticipatedanyonanticipatesdüşmanlık, kin, nefretanticipatingdüşmanlık, kin, nefretanticipationdüşmanlık, kin, nefretanticipativeanyonanticipatordüşmanlık, kin, nefretanticipatoryilerisi düşünülerek yapılan, ileriye yönelik, ileriyi de kapsayan, önceden yapılananticlimaxdüş kırıklığı, heyecandan sonraki sıkıntıanticlockwiseanter, ercik başıanticlyanyonanticsacayiplik, antikalık, maskaralık, soytarılık, tuhaflıkanticycloneantisiklon, yüksek basınçlı atmosfer kütlesiantidotalanter, ercik başıantidoteanyonantiepilepticanyonantifebriledüşmanlık, kin, nefretantifeminismdüşmanlık, kin, nefretantigenanyonantiglobalizationdüşmanlık, kin, nefretantimacassaranyonantimalarialdüşmanlık, kin, nefretantimicrobialdüşmanlık, kin, nefretantimicrobicdüşmanlık, kin, nefretantimycoticdüşmanlık, kin, nefretantinomyanter, ercik başıantioxidantdüşmanlık, kin, nefretantipatheticantipati duyan, antipatisi olan, karşı olan, karşıt, zıt olanantipatheticaldüşmanlık, kin, nefretantipatheticallyanter, ercik başıantipathyantipati, hoşlanmama, nefretantiperspirantanyonantiphlogisticanyonantiphonanter, ercik başıantiphonydüşmanlık, kin, nefretantipodalanter, ercik başıantipodestaban tabana ters olma, yerkürenin tam tersindeki yer, zıtlıkantipolezıtantipollutionistdüşmanlık, kin, nefretantipyreticanyonantiquariananter, ercik başıantiquaryantika meraklısı, antikacıantiquateanyonantiquatedanyonantiqueantik, antika, eski sanat eseriantiquesanter, ercik başıantiquitieseski gelenekler, gelenek ve göreneklerantiquityanter, ercik başıantiscientificdüşmanlık, kin, nefretantisepsisanter, ercik başıantisepticantiseptikantisocialantisosyal, toplum düzenini reddedenantistaticanyonantitanktanksavarantitheticaykırı, karşıt, zıtantitheticaldüşmanlık, kin, nefretantitoxinantitoksinantitrustanter, ercik başıantitypeanter, ercik başıantiveninanyonantiwaranyonantlerdüşmanlık, kin, nefretantlereddüşmanlık, kin, nefretantlionanter, ercik başıantonymanyonantrumanyonantsdüşmanlık, kin, nefretanurandüşmanlık, kin, nefretanurousanter, ercik başıanusanyonanvilanter, ercik başıanxiousdüşmanlık, kin, nefretanxiouslydüşmanlık, kin, nefretanxiousnessanyonanyanter, ercik başıanybodydüşmanlık, kin, nefretanyhoodüşmanlık, kin, nefretanyhowdüşmanlık, kin, nefretanymoredüşmanlık, kin, nefretanyonedüşmanlık, kin, nefretanyplacedüşmanlık, kin, nefretanythinganter, ercik başıanytimeanyonanywayanter, ercik başıanywaysdüşmanlık, kin, nefretanywheredüşmanlık, kin, nefretanywisedüşmanlık, kin, nefretanzacanyonaoristanter, ercik başıaortaldüşmanlık, kin, nefretapacedüşmanlık, kin, nefretapanagedüşmanlık, kin, nefretapartdüşmanlık, kin, nefretapartheiddüşmanlık, kin, nefretapartmentdüşmanlık, kin, nefretapartnessdüşmanlık, kin, nefretapatheticcansız, duygusuz, hissiz, ilgisiz, kayıtsız, soğukapatheticalanyonapathyapati, duygusuzluk, hissizlik, ilgisizlik, soğuklukapatosauranter, ercik başıapedüşmanlık, kin, nefretapeakanyonapelikedüşmanlık, kin, nefretapemananyonaperdüşmanlık, kin, nefretaperientmüshilaperitifaperatif, iştah açıcı, iştah açıcı içkiaperturemüshilaperyanter, ercik başıapetalousanter, ercik başıapexdoruk, tepe, uç, zirveaphasiaanter, ercik başıapocopeapokop, son hecenin kaldırılmasıapostatizeayrılmak, dönmekappeaseazaltmak, bastırmak, gidermek, gönlünü almak, hafifletmek, sakinleştirmek, yatıştırmakappeasedbastırılmış, yatıştırılmışappeasementbastırma, hafifletme, yatıştırmaappeasingazaltmak, bastırmak, gidermek, gönlünü almak, hafifletmek, sakinleştirmek, yatıştırmakappellanttemyiz eden taraf, temyize giden, üst mahkemeye başvuran, üst mahkemeye başvuran kimseappellatetemyizappellationad, isim, san, ünvanappellativecins isimle ilgiliappelleetemyizde davalı tarafappendeklemek, iliştirmek, katmakappendageaskıntı, başkasına muhtaç kimse, ek, ilave, katkı, uzantıappendectomyapandis ameliyatıappendedeklemek, iliştirmek, katmakappendicesapandis, ek, ek bölüm, ilaveappendicitisapandis iltihabı, apandisitappendixapandis, ek, ek bölüm, ilaveapperantlyanlaşılan, belli ki, görünen o ki, görünürde, görünüşe göreapperceiveidrak etmek, kavramakapperceptionidrak, kavramaapperciatedanlamak, beğenmek, değer biçmek, değer kazanmak, değer vermek, değerini artırmak, değerini bilmek, değerlendirmek, değerlenmek, fiyatını yükseltmek, kavramak, minnettar olmak, takdir etmek, teşekkür borçlu olmak, zevk almakappertainait olmak, bağlı olmak, ilgili olmakappetencearzu, doğal eğilim, iştahappetencyarzu, doğal eğilim, iştahappetiseraperatif, atıştırmak için, iştah açıcı, iştah açıcı yiyecek, iştah açıcılar, mezeappetisersaperatif, atıştırmak için, iştah açıcı, iştah açıcı yiyecek, iştah açıcılar, mezeappetisingiştah açıcı, istek uyandıranappetiteafiyet, arzu, iştah, istekappetizeraperatif, atıştırmak için, iştah açıcı, iştah açıcı yiyecek, iştah açıcılar, mezeappetizersaperatif, atıştırmak için, iştah açıcı, iştah açıcı yiyecek, iştah açıcılar, mezeappetizingiştah açıcı, istek uyandıranapplaudalkışlamak, beğenmek, el çırpmakapplaudedalkışlamak, beğenmek, el çırpmakapplaudingalkışlamak, beğenmek, el çırpmakapplausealkış, beğeniappleelmaapplejackelma rakısıapplepieelmalı tart, elmalı turtaappleselmaapplesauceboş lâf, elma püresi, palavra, saçmalıkapplesauce!palavra!, saçma!appliancealet, araç, cihazappliancesalet, araç, cihazapplicabilityuygulanabilirlik, uygulanabilmeapplicableuygulanabilir, uygun, yerindeapplicantaday, başvuru sahibi, istekliapplicantsaday, başvuru sahibi, istekliapplicationbaşvurma, başvuru, başvuru formu, dikkat, dilekçe, kullanım, özen, sürme, talep, tatbik, uygulamaapplicationsbaşvurma, başvuru, başvuru formu, dikkat, dilekçe, kullanım, özen, sürme, talep, tatbik, uygulamaapplicatoraplikatör, sürmeye yarayan alet, takmaya yarayan aletappliedpratik, uygulamalıappliesbaşvurmak, gitmek, ilgili olmak, ilgisi olmak, kullanmak, müracaat etmek, sürmek, uygulamak, uygun düşmek, uygun olmak, yapıştırmakappliqueaplikeapplybaşvurmak, gitmek, ilgili olmak, ilgisi olmak, kullanmak, müracaat etmek, sürmek, uygulamak, uygun düşmek, uygun olmak, yapıştırmakapplyingbaşvurmak, gitmek, ilgili olmak, ilgisi olmak, kullanmak, müracaat etmek, sürmek, uygulamak, uygun düşmek, uygun olmak, yapıştırmakappoggiaturanotanın yanına eklenen ufak notaappointatamak, belirlemek, dayayıp döşemek, döşemek, kararlaştırmak, saptamak, tayin etmekappointedbelirlenmiş, döşenmiş, görevlendirilmiş, kararlaştırılmış, saptanmış, tayin edilmişappointeeatanan kimse, tayin edilen kimseappointingatamak, belirlemek, dayayıp döşemek, döşemek, kararlaştırmak, saptamak, tayin etmekappointmentatama, buluşma, görev, iş, randevu, tayinappointmentsatamalar, donanım, döşeme, eşya, randevular, teçhizatapportionbölüştürmek, pay etmek, paylaştırmakapportioningbölüştürmek, pay etmek, paylaştırmakapportionmentbölüştürme, pay, paylaştırmaappositemünasip, uygun, yerindeappositenessmünasiplik, uygunluk, yerindelikappositionappozisyon, bir araya koyma, ekleme, ilâve etme, yan yana koymaappraisaldeğer biçme, değer tahmini, değerlendirmeappraisedeğer biçmek, değerlendirmek, fiyat saptamakappraisementdeğer biçme, değerlendirmeappraiserdeğer biçen kimseappraisingdeğer biçmek, değerlendirmek, fiyat saptamakappreciablefarkedilir, hissedilir, sezilebilirappreciateanlamak, beğenmek, değer biçmek, değer kazanmak, değer vermek, değerini artırmak, değerini bilmek, değerlendirmek, değerlenmek, fiyatını yükseltmek, kavramak, minnettar olmak, takdir etmek, teşekkür borçlu olmak, zevk almakappreciatedanlamak, beğenmek, değer biçmek, değer kazanmak, değer vermek, değerini artırmak, değerini bilmek, değerlendirmek, değerlenmek, fiyatını yükseltmek, kavramak, minnettar olmak, takdir etmek, teşekkür borçlu olmak, zevk almakappreciatesanlamak, beğenmek, değer biçmek, değer kazanmak, değer vermek, değerini artırmak, değerini bilmek, değerlendirmek, değerlenmek, fiyatını yükseltmek, kavramak, minnettar olmak, takdir etmek, teşekkür borçlu olmak, zevk almakappreciatingtakdir edenappreciationanlama, beğenme, değer kazanma, değerini bilme, değerlendirme, değerlenme, idrak, minnettarlık, paha biçme, takdir, teşekkür, zevk almaappreciativedeğerini bilen, minnettar, takdir eden, teşekkür borçluappreciatorydeğerini bilen, minnettar, takdir eden, teşekkür borçluapprehendanlamak, endişe etmek, kavramak, korkuyla beklemek, tutuklamakapprehendedanlamak, endişe etmek, kavramak, korkuyla beklemek, tutuklamakapprehensibleanlaşılabilir, anlaşılırapprehensionalgı, anlama, anlayış, düşünce, endişe, görüş, kavrama, kaygı, korku, tutuklamaapprehensiveendişeli, kaygılı, korkuluapprenticeacemi, çırak, çırak olarak vermekapprenticeshipçıraklıkapprenticingçırak olarak vermekapprisebilgi vermek, haber vermek, söylemekapprobeğenme, onaylamaapproachandırmak, başlangıç, başvurmak, benzemek, benzerlik, ele almak, girişim, girişmek, görüşmek, ilk adım, koyulmak, temasta bulunmak, teşebbüs, ulaşmak, varmak, yaklaşım, yaklaşma, yaklaşmak, yanaşma, yanaşmak, yolapproachablecana yakın, ulaşılabilir, yaklaşılabilirapproachesandırmak, başlangıç, başvurmak, benzemek, benzerlik, ele almak, girişim, girişmek, görüşmek, ilk adım, koyulmak, temasta bulunmak, teşebbüs, ulaşmak, varmak, yaklaşım, yaklaşma, yaklaşmak, yanaşma, yanaşmak, yolapproachingyakında olacak olan, yaklaşanapprobationonama, onay, övgü, resmi izin, takdirappropiationayırma, benimseme, el koyma, iç etme, kendine mâletme, ödenek, tahsisat, üstüne oturmaappropriateayırmak, biçilmiş kaftan, el koymak, has, iç etmek, kendine mâletmek, özelleştirmek, özgü, üstüne oturmak, uygun, yakışık alır, yerindeappropriatelyuygun olarakappropriationayırma, benimseme, el koyma, iç etme, kendine mâletme, ödenek, tahsisat, üstüne oturmaapprovalbeğenme, kabul, onama, onay, onaylama, uygun bulmaapprovebeğenmek, kabul etmek, onamak, onaylamak, razı olmak, uygun bulmak, uygun görmekapproveddenenmiş, izinli, onaylı, vefakâr, vefalıapproveritirafçı, ortağını ele veren tanıkapprovingbeğenmek, kabul etmek, onamak, onaylamak, razı olmak, uygun bulmak, uygun görmekapprovinglybeğenerek, kabul ederek, onaylayarakapproximateandırmak, benzemek, benzer, yakın, yaklaşık, yaklaşmakapproximatelyaşağı yukarı, tahminen, takriben, yaklaşık olarakapproximatingandırmak, benzemek, yaklaşmakapproximationtahmin, yakınlık, yaklaşmaapproximationstahmin, yakınlık, yaklaşmaapproximativeaşağı yukarı, tahmini, yaklaşıkappurtenanceek, ilaveappurtenancesirtifak hakkıappurtenantait, bağlıaprnisanapraxiaapraksi, işlev yitimiapricotkayısıaprilnisanapriorimuhtemel, olası, önselapronapron, göğüslük, kayışlı taşıyıcı, koruyucu kapak, önlük, rüzgârlıkapropossırası gelmişken, tam zamanında, uygun, yerinde, zamanı gelmişkenapseapsis, yarım kubbeapteğilimli, eğimli, uygun, yerinde, zekiapterouskanatsız, uzantısızaptitudeeğilim, kabiliyet, meyil, uygunluk, yetenekaptnessçabuk kavrama, kabiliyet, yatkınlık, yetenek, zekilikaquasuaquaculturesu kültürüaquafortiskezzap, nitrik asitaqualungoksijen tüplü dalma aracı, skubaaqualungerdalgıçaquamarineakuamarin, mavimsi yeşil değerli bir taş, mavimsi yeşil renkaquanautsualtı araştırmacısıaquaplanekaymak, su kayağı, su kayağı yapmakaquarellesuluboya, suluboya resimaquariankova burcundan olan kimseaquariumakvaryumaquariuskova, kova burcu, kova takımyıldızıaquaticsu, suda yaşayan, suda yaşayan hayvan veya bitkiaquaticssu sporlarıaqueductkemerli köprü, sukemeriaqueoussu, su içeren, su ile ilgili, suluaquilakartal takımyıldızıaquilegiahasekiküpesiaquilinegaga gibi, kartal gagası gibi kıvrıkaquisitonedinme, kazanç, kazanma, kütüphaneye yeni gelen kitap, müzeye yeni gelen eşyaarabarabistanlı, arap, arap atıarabesquearabesk, arabesk tarzındaarabesquesarabeskarabiaarabistanarabianarabistan ile ilgili, arabistan’a özgü, arabistanlı, arap, arap atıarabicarap, arapça, araplara özgüarabistarap dili ve edebiyatı uzmanıarableekilebilir, ekilebilir arazi, işlenebilir toprak, sürülebilir, tarıma elverişliarachnideklembacakılardan hayvan, eklembacaklılardanarachnidseklembacakılardan hayvanarachnoidaraknoid, beyin zarı ile ilgili, beyin zarlarından biri, eklembacaklı, eklembacaklılarla ilgiliarbalestmancınıkarbiterbelirleyici, efendi, hakem, söz sahibi, yargıcıarbitragearbitrajarbitralhakemarbitramenthakem kararı, karar verme yetkisiarbitrarilyhakem kararıyla, isteğe bağlı olarak, keyfi olarakarbitrarinesskeyfi hareketarbitrarygaddar, hakem kararı ile belirlenen, isteğe bağlı, keyfi, zalimarbitratehakem olarak karar vermek, hakemlik etmekarbitrationhakem kararıyla halletmearbitratorhakem, yargıcıarborağaç dikme, ağaçlandırma, çardak, dingil, kameriye, mil, ormanda gölgelik yerarborealağaç, ağaçsıl, ağaçta yaşayanarboreousağaç gibi, ağaç ile ilgili, ağaçsıarborescentağaç gibi, ağaca benzeyenarboretumbotanik bahçesiarboricultureağaç yetiştirme, fidancılıkarbourağaç dikme, ağaçlandırma, çardak, dingil, kameriye, mil, ormanda gölgelik yerarcark, atlama yapmak, atlamak, elektrik atlaması, kavis, yayarcadeçarşı, kemeraltı, pasaj, sıra kemerlerarcadiakırsal cennetarcadiankırsal, pastoralarcanagizem, sırarcaneesrarlı, gizli, sır doluarcanumgizem, iksir, sırarchayak tabanı kemeri, baş, cin gibi, en iyisi, kabarmak, kamburlaşmak, kamburlaştırmak, kamburunu çıkarmak, kavis, kemer, kemer yapmak, kubbelenmek, kurnaz, şahı, şeytan gibi, taban çukuru, yayarchacologistarkeolog, kazıbilimciarchaelogicalarkeolojik, kazıbilimselarchaelogyarkeoloji, kazıbilimarchaeologicarkeolojik, kazıbilimselarchaeologicalarkeolojik, kazıbilimselarchaeologistarkeolog, kazıbilimciarchaeologyarkeoloji, kazıbilimarchaicarkaik, artık kullanılmayan, eski, modası geçmişarchaismartık kullanılmayan deyim, kullanımdan düşmüş sözcükarchangelbaşmelekarchbishopbaşpiskoposarchbishopricbaşpiskoposlukarchdeaconbaşdiyakozarchdiocesebaşpiskoposun yönetimindeki bölgearchduchessarşidüşesarchdukearşidükarcheaologistarkeolog, kazıbilimciarchedkavisli, kemerliarchelogyarkeoloji, kazıbilimarchenemybaş düşman, şeytanarcheologicarkeolojik, kazıbilimselarcheologicalarkeolojik, kazıbilimselarcheologistarkeolog, kazıbilimciarcheologyarkeoloji, kazıbilimarcherkavis, nişançı, yay, yay burcuarcherskavis, nişançı, yay, yay burcuarcheryokçular, okçulukarchetypeilk örnek, model, prototiparchetypesilk örnek, model, prototiparchfiendşeytanarchibalduçaksavar topuarchieuçaksavar topuarchiepiscopatebaşpiskoposlukarchipelagoadalar, takımadalararchitectmimar, planlamak, tasarlamak, yapmak, yaratıcıarchitectonicarkitektonik, mimarlıkla ilgiliarchitectonicsarkitektonik, mimarlık, yapı sistemiarchitectsmimar, planlamak, tasarlamak, yapmak, yaratıcıarchitecturalmimari, mimarlıkla ilgiliarchitectureinşaat, mimari, mimarlık, yapıarchitecture.inşaat, mimari, mimarlık, yapıarchitravesütun baş tabanıarchivearşiv, kayıtlararchivesarşiv, evraklar, kayıtlararchivistarşivci, evrak memuruarchnesscilve, kurnazlık, şeytan gibi olmaarchpriestbaşrahip, liderarchtiectmimar, planlamak, tasarlamak, yapmak, yaratıcıarchwaykemer, kemeraltı, kemerli yolarchwisekemer şeklinde, yay gibiarcticarktik, buz gibi, kuzey kutbu yakınındaki, kuzey kutbuyla ilgili, kuzey kutup bölgesiarcuatekavisliardentateşli, çok sıcak, coşkun, ışıl ışıl, kızgın, parlak, parlayanardorgayret, heves, heyecan, şevkardourgayret, heves, heyecan, şevkardousağır, çalışkan, çetin, dik, gayretli, güç, sarp, zorarduousağır, çalışkan, çetin, dik, gayretli, güç, sarp, zorarduousnessağırlık, güçlük, zorlukarearareaalan, bodrum girişi, bölge, harekât bölgesi, yüzölçümüarealbölgeselarecaareka, bir tür palmiyearenaalan, arena, meydan, mücâdele alanı, sahnearêtesarp dağ geçidiargentgümüş, gümüş rengi, gümüşiargentinearjantinliargilbalçık, çömlekçi çamuru, kilargillaceouskil gibi, killiargonargonargonautargonotargosyticaret gemisiargotargo, özel dilarguabletartışılabilir, tartışmaya açıkarguebelli etmek, görüşmek, göstergesi olmak, iddia etmek, ikna etmek, ispatı olmak, itiraz etmek, kandırmak, karşı gelmek, münakaşa etmek, savunmak, tartışmakarguedbelli etmek, görüşmek, göstergesi olmak, iddia etmek, ikna etmek, ispatı olmak, itiraz etmek, kandırmak, karşı gelmek, münakaşa etmek, savunmak, tartışmakarguingbelli etmek, görüşmek, göstergesi olmak, iddia etmek, ikna etmek, ispatı olmak, itiraz etmek, kandırmak, karşı gelmek, münakaşa etmek, savunmak, tartışmakargumentdelil, görüş, iddia, işlenen konu, kanıt, konu, münakaşa, savunma, tartışmaargumentationmünakaşa, tartışma, uslamlama, yargılamaargumentativeeleştirici, kanıt türünden, münakaşacı, tartışılır, tartışmaya açık, tartışmayı sevenargumentsdelil, görüş, iddia, işlenen konu, kanıt, konu, münakaşa, savunma, tartışmaargusargus, yüz gözlü prensarguseyeddikkatli, tetikte, uyanıkariaaryaaridçorak, kurak, kuru, sıkıcı, tatsız, yavanaridityçoraklık, kuruluk, sıkıcılık, yavanlıkaridnesskuraklıkarieskoç, koç burcu, koç takımyıldızıarightark ışığıariltohum zarıariseayağa kalkmak, doğmak, kalkmak, kaynaklanmak, ortaya çıkmak, yükselmekarisenayağa kalkmak, doğmak, kalkmak, kaynaklanmak, ortaya çıkmak, yükselmekarisingayağa kalkmak, doğmak, kalkmak, kaynaklanmak, ortaya çıkmak, yükselmekaristocracyaristokrasi, asiller, elit tabaka, soylulararistocrataristokrat, asilzade, soyluaristocraticaristokrasi ile ilgili, asil, kibar, soyluaristocraticalaristokrasi ile ilgili, asil, kibar, soyluaristocraticallyasilce, kibarca, soylucaaristocratsaristokrat, asilzade, soyluaristotlearistoarithmeticaritmetik, aritmetiksel, hesaparithmeticalaritmetik, aritmetikselarkduba, mavna, sandıkarmcephane, dal, destek olmak, donatmak, elini uzatmak, güç, kol, körfez, koy, otorite, pazı, sağlamak, sarılmak, silâh, silâhlandırmak, silâhlanmak, şube, zırh giydirmekarm’sarma, cephane, koyun, kucak, silâharmadadonanmaarmadilloarmadillo, tatuarmageddonmahşer, müthiş savaşarmamentdonatım, silâh ve cephane, silâhlandırma, silâhlanma, silâhlı kuvvetlerarmamentsdonatım, silâh ve cephane, silâhlandırma, silâhlanma, silâhlı kuvvetlerarmaturearmatür, endüvi, zırharmbandkolçak, pazıbentarmchairkoltuk, sadece akıl veren, sorunlara uzaktan bakanarmedateşli, silâhlı, zırhlıarmeniaermenistanarmenianermeni, ermenicearmfulkucak dolusuarmieskalabalık, ordu, toplulukarmingarma, donatım, silâhlandırma, silâhlanma, teçhizatarmisticeateşkesarmlethaliç, kısa kol, kolçak, koyarmorzırh, zırhla kaplamakarmoredzırhlıarmorersilâh yapımcısı, silâhtar, zırh yapımcısıarmorialhanedan arması ile ilgili, hanedan arması kitabıarmorycephanelik, hanedan armacılığı, silâh deposu, silâh fabrikası, tophane, tüfekhanearmourzırh, zırhla kaplamakarmouredzırhlıarmourersilâh yapımcısı, silâhtar, zırh yapımcısıarmourycephanelik, hanedan armacılığı, silâh deposu, silâh fabrikası, tophane, tüfekhanearmpitkoltuk altıarmrestdirseklik, kol dayama yeriarmsarma, cephane, koyun, kucak, silâharmykalabalık, ordu, toplulukarnicaarnika, arnika ilacıaromaaroma, güzel koku, hava, ıtır, ortamaromasaroma, güzel koku, hava, ıtır, ortamaromaticaromatik, güzel kokulu, kokuluaroseayağa kalkmak, doğmak, kalkmak, kaynaklanmak, ortaya çıkmak, yükselmekaroundarada burada, aşağı yukarı, bu civarda, çevrede, çevresinde, çevresine, etrafına, etrafında, etrafta, oraya buraya, sularındaarousecanlandırmak, harekete geçirmek, kaldırmak, uyandırmakarousedcanlandırmak, harekete geçirmek, kaldırmak, uyandırmakarousingcanlandırmak, harekete geçirmek, kaldırmak, uyandırmakarpeggioarpejarquebuseski bir tür silaharragementanlaşma, aranjman, ayarlama, diziliş, düzen, düzenleme, hazırlık, plan, sıra, sıralama, tertiparraignkusur bulmak, mahkemeye vermek, suçlamakarraignmentdavanın sanığa tebliği, kabahat yükleme, suçlamaarrangearanje etmek, ayarlamak, düzeltmek, düzenlemek, halletmek, hazırlamak, kararlaştırmak, planlamak, sıralamak, sıraya koymak, yoluna koymakarrangeabledüzenlenebilirarrangedaranje etmek, ayarlamak, düzeltmek, düzenlemek, halletmek, hazırlamak, kararlaştırmak, planlamak, sıralamak, sıraya koymak, yoluna koymakarrangementanlaşma, aranjman, ayarlama, diziliş, düzen, düzenleme, hazırlık, plan, sıra, sıralama, tertiparrangementsanlaşma, aranjman, ayarlama, diziliş, düzen, düzenleme, hazırlık, plan, sıra, sıralama, tertiparrangeraranjör, düzenleyenarrangingdizme, hazırlama, uydurmaarrantadı çıkmış, çok kötü, katıksız, son derecearrasduvar halısı, goblenarrayçeki düzen vermek, diziliş, düzen, giydirmek, görkem, gösteriş, gösterişli kıyafet, ihtişam, jüri heyeti, jüri heyeti listesi, sergileme, sıra, sıralamak, sıraya dizmek, süslemekarrayedsüslüarrayingçeki düzen vermek, giydirmek, sıralamak, sıraya dizmek, süslemekarrearbakiye, borçarrearsbakiye, borç, kalan, ödemesi gecikmiş borçlararrestbloke etmek, çekmek, durdurma, durdurmak, el koymak, önleme, önlemek, tevkif, tutuklama, tutuklamakarrestedbloke etmek, çekmek, durdurmak, el koymak, önlemek, tutuklamakarrestingdikkat çekici, göze çarpanarrestmentihtiyati haciz, mülkiyeti muhafaza, tutuklamaarrivalgelen şey, geliş, gelme, gözükme, mal girişi, ortaya çıkma, varış, varmaarrivalsgelişarrivebaşarı kazanmak, başarmak, doğmak, gelip çatmak, gelmek, ulaşmak, varmakarrogancehaddini bilmeme, kendini beğenme, kibir, kibirlilik, küstahlıkarrogantgururlu, haddini bilmez, kendini beğenmiş, kibirli, küstah, mağrurarrogateatfetmek, üzerine atmakarrogationhaksız iddia, kendine mâletmearrowok, ok işaretiarrowrootararot, ararot nişastasıarroyokuru vadiarseahmak, eşek, eşek herif, göt, kıçarseholegöt deliğiarsenalcephanelik, silâh deposu, tophanearsenalscephanelik, silâh deposu, tophanearsenicarsenik, arsenikliarsesölçünün vurgusuz kısmı, vurgusuz hecearsonkasıtlı yangın çıkarma, kundakçılıkarsonistkundakçıartbeceri, bilim dalı, hüner, kurnazlık, ressamlık, sanat, sanatsal, şeytanlık, ustalık, yaratıcılıkart’sedebiyat ve beşeri ilimler, hile, kurnazlık, şeytanlıkartefactinsan eliyle yapılmış şey, yapay dokuartemisartemisarterialatardamar, atardamarla ilgiliarteriesanacadde, anayol, arter, atardamar, nehirarteriosclerosisarterioskleroz, damar sertliğiarteryanacadde, anayol, arter, atardamar, nehirartesianartezyenartfulkurnaz, sanatlı, şeytan, ustalık gerektiren, ustalıklıartfulnessbeceri, hinlik, kurnazlık, maharet, ustalıkarthriticeklem iltihabıyla ilgili, eklemle ilgiliarthriticaleklem iltihabıyla ilgili, eklemle ilgiliarthritisarterit, artrit, eklem iltihabı, mafsal iltihabıartichokeenginarartichokesenginararticlebent, çırak olarak vermek, eşya, fıkra, madde, makale, nesne, şey, sözleşmeyle bağlamak, yazıarticledçırak olarak verilmiş, sözleşmeliarticlesşirket sözleşmesi, sözleşmearticulateaçık, açık seçik belirtmek, açıkça belirtilmiş, açıkça söylemek, düşüncelerini kolay ifade edebilen, eklemlerle birleştirmek, eklemli, hecelemek, kolay anlaşılan, konuşkan, tane tane söylemek, tane tane söylenmiş, telaffuz etmekarticulatedboğumlu, eklemli, mafsallıarticulationberrak söyleyiş, bitiştirme, boğum, eklem, eklemleme, mafsal, söyleme, telâffuz, temiz ifadeartifactinsan eliyle yapılmış şey, yapay dokuartifactsinsan eliyle yapılmış şey, yapay dokuartificebeceri, hile, kurnazlık, marifet, sanatartificeresnaf, sanatçı, sanatkâr, zanaatkâr, zanaatkâr askerartificialeğreti, sahte, suni, takma, yapay, yapma, yapmacıkartificialitysahtelik, yapaylık, yapmacıklıkartilleryağır silahlar, topçu sınıfıartillerymantopçu, topçu eriartisanesnaf, zanaatkârartistartist, ressam, sanatçı, sanatkâr, ustaartistedansöz, sahne sanatçısı, şantöz, şarkıcıartisticartistik, güzel sanatlarla ilgili, sanatçı ruhluartisticalartistik, güzel sanatlarla ilgili, sanatçı ruhluartistrygüzel sanatlarla uğraşma, sanat yeteneği, sanatçılık, yetenekartistsartist, ressam, sanatçı, sanatkâr, ustaartlessdoğal, hünersiz, sade, saf, sanatsızartsedebiyat ve beşeri ilimler, hile, kurnazlık, şeytanlıkartsygösterişli, iddialıartworksanat eseriartygösterişli, iddialıaryanari, arilerle ilgili, hint-avrupa dili, hint-avrupa diliyle ilgili, hint-avrupalıas-diği gibi, gibi, iken, -irken, kadar, karşın, ki, madem, mademki, olarak, olduğu gibi, rağmenasafetidaçadıruşağı otu, şeytantersiasafoetidaçadıruşağı otu, şeytantersiasbestosamyant, asbest, asbestosascendartmak, çıkmak, pesten tize geçmek, tırmanmak, yukarı çıkmak, yükselmekascendancyegemenlik, hüküm sürme, itibar, üstünlükascendantegemen, ekliptiğin yükselen noktası, etkin, nüfuzlu, üstün, yükselenascendencyegemenlik, hüküm sürme, itibar, üstünlükascendentegemen, ekliptiğin yükselen noktası, etkin, nüfuzlu, üstün, yükselenascendingyükselenascensiongöğe yükselme, miraç, ufuktan yükseklik derecesi, yükselmeascentbayır, çıkış, rampa, tırmanma, yokuş, yükselmeascertainanlamak, aslını öğrenmek, bulmak, doğrusunu öğrenmek, öğrenmek, soruşturmakascertainableanlaması mümkün, araştırılabilir, bulunabilirascertainedanlamak, aslını öğrenmek, bulmak, doğrusunu öğrenmek, öğrenmek, soruşturmakascertainmentaraştırma, aslını anlama, bulma, ortaya çıkarmaasceticçileci, sofuasceticismçilecilik, sofulukascribableatfolunabilir, üstüne atılabilir, yakıştırılabilir, yüklenebilirascribeatfetmek, üstüne atmak, yüklemekascribingatfetmek, üstüne atmak, yüklemekascriptionatıf, üstüne atma, yüklemeasepsisasepsi, mikropsuzlukasepticaseptik, mikropsuz, sterilasexualaseksüel, cinsiyetsiz, eşeysizashdişbudak ağacı, külashamedmahçup, utanç duyan, utanmışashamedlymahçup mahcup, utana sıkıla, utanarakashendişbudak, dişbudak ağacından yapılmış, kül gibi, külrengi, solgunasheskül, küller, ölünün külleriashkenazimpolonya-alman yahudileriashlarkesme yapı taşı, yontma taş, yontma taşlardan yapılmış yapıashorekarada, karaya, kıyıda, kıyıyaashpitkül çukuru, küllükashtraykül tablası, sigara tablasıashykül gibi, külle kaplı, küllü, solgun, solukasiaasyaasianasya, asyalıasiaticasya, asyalıasideayrı, bir kenara, bir tarafa, kendi kendine, kendi kendine söylenen sözlerasinineahmakça, eşek, eşekçeaskaranmak, davet etmek, hak etmek, istemek, kaşınmak, rica etmek, sormak, soru sormakaskancegöz ucuyla, şüphe ile, yan yanaskariaskeraskedaranmak, davet etmek, hak etmek, istemek, kaşınmak, rica etmek, sormak, soru sormakaskewçarpık, eğri olarak, yana doğru, yanlamasınaaskingistemeaslanteğri, eğri olarak, meyilli, meyilli biçimde, meyilli olarak, yan, yanlamasınaasleeptembel, uykuda, uyumakta, uyuşmuş, uyuşuk, uyuyanaslopeeğri, eğri olarak, meyilli, meyilli olarak, yatıkasocialasosyal, toplumdan kaçanaspengerek yılanı, titrek kavak, toz ağacıasparaguskuşkonmazaspectbakım, çehre, cephe, görünüm, görünüş, görüş, hal, tavır, yönaspectsbakım, çehre, cephe, görünüm, görünüş, görüş, hal, tavır, yönaspentitrek kavak, titrek kavak ile ilgili, toz ağacıasper-e göre, gereğince, nazaranaspergillkutsal su kabıaspergillumkutsal su kabıasperityhaşinlik, kaba söz, kabalık, sertlikasperseçamur atmak, iftira etmek, lekelemek, serpmekaspersionçamur, iftira, kutsal su serpme, serpmeaspersionsçamur, iftira, kutsal su serpme, serpmeasphaltasfalt, asfalt kaplamak, asfaltlamakasphaltedasfalt kaplamak, asfaltlamakasphodelcennetteki ölümsüz çiçek, çirişotuasphyxiaasfeksi, boğulma, nefes kesilmesi, oksijensizlikten boğulmaasphyxiantboğucu, boğucu kimyasal silah, boğucu maddeasphyxiateboğmak, oksijensiz bırakmakasphyxiatingboğmak, oksijensiz bırakmakasphyxiationboğulma, nefes alamama, oksijensiz kalmaaspirantaday, istekli, talipaspiratesoluklu, soluklu okumak, soluklu ünsüzaspirationarzu, can atma, emme, istek, nefes alma, özlem, soluklu okuma, solumaaspirationsarzu, can atma, emme, istek, nefes alma, özlem, soluklu okuma, solumaaspirearzulamak, can atmak, çok istemek, peşinde olmakaspiredarzulamak, can atmak, çok istemek, peşinde olmakaspiringamaçlayan, can atan, gözü olanasquintşaşı gibi, yanassahmak, eşek, eşek herif, göt, kıçassaildil uzatmak, hücum etmek, saldırmakassailablesaldırılabilirassailantdil uzatan, eleştirici, saldırganassaileddil uzatmak, hücum etmek, saldırmakassailerdil uzatan, eleştirici, saldırganassassinkatil, kiralık katil, suikâstçiassassinateöldürmek, suikâst düzenlemekassassinationadam öldürme, suikâstassaultfiili tecavüz, hücum, hücum etmek, ırza geçmek, saldırı, saldırmak, tecâvüz, tecâvüz etmekassaultedhücum etmek, ırza geçmek, saldırmak, tecâvüz etmekassaultinghücum etmek, ırza geçmek, saldırmak, tecâvüz etmekassayayar belirleme, ayarını belirlemek, ayarlamak, değerli maden içermek, deneme, denemek, kalkışmak, tahlilassayerayarcı, tahlilciassemblagekalabalık, meclis, montaj, toplanma, toplantıassemblebirleştirmek, çevirmek, monte etmek, parçaları birleştirmek, toplamak, toplanmak, toplantı yapmakassembledbirleştirmek, çevirmek, monte etmek, parçaları birleştirmek, toplamak, toplanmak, toplantı yapmakassemblerçevirici, montajcıassemblingbirleştirmeassemblyçevirme, içtima, kongre, kurul, meclis, montaj, toplantıassentkabul, kabul etmek, onay, razı olmak, rızaassentingkabul etmek, razı olmakassertiddia etmek, ileri sürmek, öne sürmek, savunmak, söylemekassertediddia etmek, ileri sürmek, öne sürmek, savunmak, söylemekassertingiddia etmek, ileri sürmek, öne sürmek, savunmak, söylemekassertionhakkını arama, iddia, savassertiveiddialı, kendine çok güvenen, kesin, olumlu, savunanassertivenesskendine güvenassesedbelirlemek, değer biçmek, değerini bilmek, para cezası vermekassessbelirlemek, değer biçmek, değerini bilmek, para cezası vermekassessabledeğer biçilebilir, değerlendirilebilir, vergilendirilebilirassessedbelirlemek, değer biçmek, değerini bilmek, para cezası vermekassessingbelirlemek, değer biçmek, değerini bilmek, para cezası vermekassessmentbelirlenen değer, değerlendirme, vergi, vergilendirmeassessmentsbelirlenen değer, değerlendirme, vergi, vergilendirmeassessorvergi tahakkuk memuru, yargıç yardımcısıassessorsvergi tahakkuk memuru, yargıç yardımcısıassestsaktif, alacaklar, mal varlığı, servet, varlıklarassetdeğerli şey, mal, mülk, varlıkassetsaktif, alacaklar, mal varlığı, servet, varlıklarasseveratebeyan etmek, iddia etmek, resmen bildirmekasseverationbeyan, bildiri, iddiaassholegöt deliği, kıç deliğiassiduityçalışkanlık, gayret, özenassiduousçalışkan, devamlı, dikkatli, gayretli, özenli, sürekliassignatamak, bağlamak, belirlemek, devralan kimse, devretmek, göreve seçmek, saptamak, tahsis etmek, vermekassignableatfedilebilir, devredilebilir, verilebilir, yüklenebilirassignationatama, belirleme, buluşma, devir, göreve seçme, randevu, saptamaassignedatamak, bağlamak, belirlemek, devretmek, göreve seçmek, saptamak, tahsis etmek, vermekassigneedevralan kimse, vekilassigningatamak, bağlamak, belirlemek, devretmek, göreve seçmek, saptamak, tahsis etmek, vermekassignmentatama, belirleme, devir, devretme, ev ödevi, feragat senedi, görev, havale senedi, iş, kararlaştırma, ödev, tahsis, tayinassignmentsatama, belirleme, devir, devretme, ev ödevi, feragat senedi, görev, havale senedi, iş, kararlaştırma, ödev, tahsis, tayinassignordevredenassimilatebenimsemek, benimsenmek, benzetmek, özümlemek, özümsemek, özümsenmek, sindirmekassimilatedbenzeşenassimilatingbenimsemek, benimsenmek, benzetmek, özümlemek, özümsemek, özümsenmek, sindirmekassimilationasimilasyon, benzeşme, benzeyiş, özümleme, özümseme, sindirimassistdesteklemek, hazır bulunmak, sayı yaptırma, yardım, yardım etmek, yardımcı olmakassistancedestek, yardımassistantasistan, muavin, tezgâhtar, yardımcıassisteddesteklemek, hazır bulunmak, yardım etmek, yardımcı olmakassistingdesteklemek, hazır bulunmak, yardım etmek, yardımcı olmakassizehüküm, kurul kararıassizesgeçici mahkeme oturumuassociatearkadaş, arkadaş olan, arkadaşlık etmek, bağdaştırmak, bağlı olan, benzetmek, birleşmiş, birleştirmek, çağrıştırmak, dost, ikinci derece statüsü olan, işbirliği yapmak, öğretim üyesi, ortak, ortak etmek, ortak olmak, üyeassociatedbirleşmişassociatingarkadaşlık etmek, bağdaştırmak, benzetmek, birleştirmek, çağrıştırmak, işbirliği yapmak, ortak etmek, ortak olmakassociationakla getirme, arkadaşlık, birleşme, çağrıştırma, dernek, işbirliği, iştirak, ortaklıkassociativebirliğe aitassonanceasonans, yarım kafiyeassonantyarım kafiye, yarım kafiyeliassortayırmak, sınıflandırmak, türlerine göre ayırmak, uymak, yakışmakassortedçeşidine göre ayrılmış, çeşit çeşit, çeşitli, karışıkassortingayırmak, sınıflandırmak, türlerine göre ayırmak, uymak, yakışmakassortmentayırma, çeşit, çeşitlilik, sınıflandırmaassuagebastırmak, dindirmek, hafifletmek, yatıştırmakassuagingbastırmak, dindirmek, hafifletmek, yatıştırmakassumeaddetmek, almak, farzetmek, hükmetmek, sanmak, saymak, takınmak, taslamak, üstlenmek, üstüne almakassumedfarzedilen, takmaassumingkendini beğenmiş, kibirli, küstahassumptionfarzetme, havalara girme, sanı, takınma, taslama, üstlenme, üstüne alma, yüklenmeassumptionsfarzetme, havalara girme, sanı, takınma, taslama, üstlenme, üstüne alma, yüklenmeassurancegüven, güvence, kendinden eminlik, kendine çok güvenme, pişkinlik, sigorta, söz, teminât, vââtassurancesgüven, güvence, kendinden eminlik, kendine çok güvenme, pişkinlik, sigorta, söz, teminât, vââtassuregaranti etmek, güvenceye almak, ikna etmek, inandırmak, sağlama almak, sağlamak, sigortalamak, söz vermek, temin etmekassuredemin, inançlı, kendinden emin, önceden belli olan, sigortalı, sigortalı kimseassuredlyelbette, kesinlikleassurednesskendine güven, kesinlik, küstahlık, pişkinlikassuringgaranti etmek, güvenceye almak, ikna etmek, inandırmak, sağlama almak, sağlamak, sigortalamak, söz vermek, temin etmekassyrianasur, asurca, asurluastaticdengesiz, kararsız, statik olmayanasterdalya, pat, yıldızçiçeğiasteriskyıldız işaretiasterismüç yıldız işareti, yıldız kümesiasternarkada, arkaya, geride, geriye, kıçtaasteroidasteroit, küçük gezegenasteroidsasteroit, küçük gezegenasthmaastımasthmaticastımla ilgili, astımlıastigmatismastigmatizmastirhareket halinde, heyecanlı, kalkmış, uyanık, uyanmışastonishafallatmak, hayret ettirmek, hayrete düşürmek, şaşırtmakastonishedafallamışastonishinghayret verici, şaşılacak, şaşırtıcıastonishinglyşaşılacak derecedeastonishmenthayret, şaşırma, şaşkınlık, şaşmaastonomicalastronomik, çok yüksek, gökbilimselastoundafallatmak, hayret ettirmek, şaşırtmakastoundedafallatmak, hayret ettirmek, şaşırtmakastoundinghayret verici, şaşılacak, şaşırtıcıastraddleata biner gibi, bacaklarını ayırarakastrakhanastraganastralyıldız, yıldızlara ait, yıldızlıastraybaştan çıkmış, kötü yola düşmüş, yanlış yola sapmışastrideata biner gibi, bacaklarını ayırarakastringebüzmek, sıkıştırmakastringentastrenjan, büzücü, damarları büzen ilaç, kanamayı durduran ilaç, kanı durduran, sert, şiddetli, sıkıştırıcıastrodomeastrodom, gözlem penceresiastrolabeusturlapastrologerastrolog, müneccim, yıldız falcısıastrologicastroloji ile ilgili, astrolojikastrologicalastroloji ile ilgili, astrolojikastrologyastroloji, yıldız falcılığı, yıldızbilimastronautastronot, uzay adamıastronauticsastronotik, uzayda yolculuk bilimiastronomerastronom, gökbilimciastronomersastronom, gökbilimciastronomicastronomik, çok yüksek, gökbilimselastronomicalastronomik, çok yüksek, gökbilimselastronomyastronomi, gökbilimastrophysicsastrofizik, gök fiziğiastuteaçıkgöz, akıllı, cin gibi, kurnaz, zekiastutenessaçıkgözlük, cin gibilik, kurnazlıkasunderayrı ayrı, birbirinden ayrı, birbirinden uzak, parça parçaasylumakıl hastanesi, barınak, himaye, iltica, koruma, sığınak, sığınmaasymmetricasimetrik, bakışımsızasymmetricalasimetrik, bakışımsız, oransızasymmetryasimetri, bakışımsızlıkasymptoteasimptot, sonuşmazasynchronousasinkron, aynı zamanda olmayan, eşzamanlı olmayanat-a, asker, -da, -de, -e, eyt, savaşçı, -ya, -yeataraxiaataraksiya, uyarılmayan huzurataraxyataraksiya, uyarılmayan huzurataturkata, gaziatatürkata, gaziatavismatacılık, atalara çekme, atavizmatavistatacıatavisticatalara çeken, atalarla ilgiliatelieratölye, stüdyoathaeneumedebiyat kulübü, fen kulübü, kütüphaneathanasiaebediyet, ölümsüzlükatheismallah’a inanmama, ateizm, dinsizlik, tanrıya inanmamaatheistallah’a inanmayan kimse, ateistatheisticallah’sız, ateist, dinsiz, imansız, tanrıtanımazatheisticalateist, tanrıtanımazathenaeumedebiyat kulübü, fen kulübü, kütüphaneatheneumedebiyat kulübü, fen kulübü, kütüphaneathensatina şehriathirstsusamışathleteatlet, sporcuathleticatletik, atletlerle ilgiliathleticismatletizmathleticsatletizm, sporculukathwartaykırı, çaprazlama, karşı, karşı tarafa, karşıdan karşıya, karşıt, tersine, zıtatilteğilmiş olarak, elinde mızrakla, saldırı pozisyonunda, yan yatmış biçimdeatlantesatlasatlanticatlantik, atlas okyanusu, atlas okyanusu ile ilgiliatlasbaşlıca dayanak, birinci omur, büyük boy resim kâğıdı, direk, harita kitabı, heykel direk, insan şeklinde sütun, ipekli kumaşatmatm, bankamatikatmosphereatmosfer, basınç birimi, çevre, hava, ortamatmosphericatmosferik, hava, ortam, ortam ile ilgiliatmosphericsatmosfer paraziti, parazitatollatol, mercanadaatomatom, çok az miktar, zerreatomicatom, atomik, atomla ilgili, atomsalatomicalatom, atomik, atomla ilgili, atomsalatomiserpülverizatöratomismatomculukatomizeatom bombası atmak, atomlara ayırmak, püskürtmekatomizeratomizer, püskürteç, püskürtücüatomsatom, çok az miktar, zerreatomyatom, iskelet, küçücük şeyatonalahenksiz, atonalatonalityahenksizlikatonegönül almak, telâfi etmekatonementgönül alma, kefaret, ödeme, telâfiatonicaksansız, dermansız, kuvvetsiz, vurgusuz, zayıfatonydermansızlık, kuvvetsizlik, zafiyetatopdaha iyi, tepede, üstte, üstün, üstünde, üstüneatremblekorkan, korkarak, titreyen, titreyerekatriaatriyum, avlu, kemeraltı, kulakçık, orta avluatripdipten kopmuş, salpa olmuşatriumatriyum, avlu, kemeraltı, kulakçık, orta avluatrociousacımasız, berbat, çok kötü, gaddar, gaddarca, vahşi, zalimatrociouslyacımasızca, berbat biçimde, çok kötü şekilde, vahşiceatrocityacımasızlık, canavarlık, gaddarlık, gaf, pot, vahşetatrophieddumura uğramış, gıdasızlıktan zayıflamış, körelmiş, yozlaşmış, zayıflayıp kurumuşatrophyatrofi, dumur, dumura uğramak, dumura uğratmak, körelme, körelmek, köreltmekatrophyingdumura uğramak, dumura uğratmak, körelmek, köreltmekatropineatropinattaboyaferin!, bravo!, hadi aslanım!attaboy!aferin!, bravo!, hadi aslanım!attachbağlamak, bağlanmak, eklemek, el koymak, haczetmek, iliştirmek, takmak, tutturmak, yüklenmekattachablebağlanabilir, el koyulabilir, haczedilebilir, takılır, takmaattacheataşeattachéataşeattachedbağlı, bitişik, ekli, sabit, takılı, yapışıkattachingbağlamak, bağlanmak, eklemek, el koymak, haczetmek, iliştirmek, takmak, tutturmak, yüklenmekattachmentaksesuar, alâka, bağlılık, dostluk, haciz, ilgi, parça, sevgiattachmentsaksesuar, alâka, bağlılık, dostluk, haciz, ilgi, parça, sevgiattackaşındırmak, atak, çatma, çatmak, dil uzatma, dil uzatmak, eleştirmek, girişme, girişmek, hamle, hamle yapmak, hücum, hücum etmek, koyulma, koyulmak, kriz, nöbet, saldırı, saldırmak, taarruz etmek, tecâvüz etmek, tutulma, tutulmak, uğraşmak, yakalanma, yakalanmakattackedaşındırmak, çatmak, dil uzatmak, eleştirmek, girişmek, hamle yapmak, hücum etmek, koyulmak, saldırmak, taarruz etmek, tecâvüz etmek, tutulmak, uğraşmak, yakalanmakattackersaldırganattackingsaldırmaattainelde etmek, erişmek, gelmek, kazanmak, ulaşmak, varmakattainabilityelde edilebilirlik, ulaşılabilirlikattainableelde edilebilir, kazanılabilir, ulaşılabilirattaindermanevi ölümattainedelde etmek, erişmek, gelmek, kazanmak, ulaşmak, varmakattainingelde etmek, erişmek, gelmek, kazanmak, ulaşmak, varmakattainmentelde etme, erişme, kazanma, ulaşmaattainmentsbeceri, hüner, marifetattaintayıp, leke, lekelemek, rezil etmek, tutulmak, yakalanmakattarçiçek yağı, ıtırattemperdengelemek, dindirmek, tavlamak, teskin etmek, yatıştırmak, yumuşatmakattemptdenemek, girişim, girişimde bulunmak, kalkışma, kalkışmak, teşebbüs, teşebbüs etmek, yeltenme, yeltenmekattemptingdenemek, girişimde bulunmak, kalkışmak, teşebbüs etmek, yeltenmekattemptsdenemek, girişim, girişimde bulunmak, kalkışma, kalkışmak, teşebbüs, teşebbüs etmek, yeltenme, yeltenmekattendbakmak, beraberinde getirmek, devam etmek, dikkatini vermek, dinlemek, eşlik etmek, hazır bulunmak, hizmet etmek, katılmak, kulak vermekattendancebakım, bakma, devam, eşlik, hazır bulunma, ilgilenme, katılım, katılma, kumandaattendantbakan, bakıcı, beraberinde olan, eşlik eden, eşlik eden kimse, görevli, hizmetli, ilgilenen, mevcut, operatör, refakâtçiattendantsmaiyetattendedbakmak, beraberinde getirmek, devam etmek, dikkatini vermek, dinlemek, eşlik etmek, hazır bulunmak, hizmet etmek, katılmak, kulak vermekattendingbakmak, beraberinde getirmek, devam etmek, dikkatini vermek, dinlemek, eşlik etmek, hazır bulunmak, hizmet etmek, katılmak, kulak vermekattendsbakmak, beraberinde getirmek, devam etmek, dikkatini vermek, dinlemek, eşlik etmek, hazır bulunmak, hizmet etmek, katılmak, kulak vermekattentionaldırış, bakım, dikkat, ilgi, ilgilenme, iltifat, itina, kur, özenattention!dikkat!, hazırol!attentionsaldırış, bakım, dikkat, ilgi, ilgilenme, iltifat, itina, kur, özenattentivedikkatli, kibar, nazik, özenliattentivelydikkatle, dikkatliceattentivenessdikkatattenuateazalmış, azaltmak, değerini düşürmek, hafifletmek, ince, inceltmek, kısmak, seyreltik, seyreltmek, söndürmekattenuatedazaltmak, değerini düşürmek, hafifletmek, inceltmek, kısmak, seyreltmek, söndürmekattenuationazalma, azaltma, inceltme, kısma, söndürme, zayıflamaattestbeyan etmek, doğrulamak, iddia etmek, ispat etmek, kanıtlamak, onaylamak, yemin ettirmekattestationkanıt olma, onaylama, şahadet, tanıklık, tasdik, yeminattestedbeyan etmek, doğrulamak, iddia etmek, ispat etmek, kanıtlamak, onaylamak, yemin ettirmekattesterşahit, tanıkattestingbeyan etmek, doğrulamak, iddia etmek, ispat etmek, kanıtlamak, onaylamak, yemin ettirmekatticçatı katı, çatı odası, ince, tavanarasıatticismatika üslubu, atina dil özelliği, güzel konuşmaattiredonatmak, elbise, giydirmek, giysi, kılık, kıyafet, süsattireddonatmak, giydirmekattitudedavranış, durum, duruş, düşünce, fikir, konum, poz, tavır, tutumattitudesdavranış, durum, duruş, düşünce, fikir, konum, poz, tavır, tutumattitudinizehavalara girmek, kasılmak, poz yapmak, tavır takınmak, yapmacık davranmakattorneyavukat, dava vekili, vekilattorneysavukat, dava vekili, vekilattractçekmek, cezbetmekattractedçekmek, cezbetmekattractionalımlılık, atraksiyon, cazibe, çekicilik, çekim, eğlence programıattractionsalımlılık, atraksiyon, cazibe, çekicilik, çekim, eğlence programıattractivealımlı, cazibeli, cazip, çekici, göz alıcı, ilgi çekiciattractivenessalbeni, cazibe, çekicilikattributableatfolunabilir, dayandırılabilir, verilebilir, yüklenebilirattributearaz, atfetmek, bağlamak, dayandırmak, nitelik, özellik, sembol, sıfat, simge, yormakattributedatfetmek, bağlamak, dayandırmak, yormakattributingatfetmek, bağlamak, dayandırmak, yormakattributionatfetme, bağlama, dayandırma, nitelik, özellik, sıfat, yormaattributiveatfeden, niteleyici, niteleyici sözcük, sıfat, verenattritedsürtünmeyle aşınmışattritionaşındırma, aşınma, yıpranma, yıpratmaattuneakort etmek, alıştırmak, uydurmakattunedakort etmek, alıştırmak, uydurmakatypicalalışılmamış, tipik olmayanauberginepatlıcanauburnkoyu kestane, kumralauctionaçık artırma, açık artırma ile satmak, mezatauctioneeraçık artırma ile satmak, açık artırmacı, mezatçıauctioningaçık artırma ile satmakaudaciouscesur, cüretli, gözüpek, küstah, yürekliaudaciousnesscesurluk, gözüpeklik, küstahlıkaudacityarsızlık, cesaret, cüret, küstahlık, yürekaudibleakustik, duyulabilir, işitilebiliraudiencedinleyiciler, huzur, huzura kabul, izleyici, izleyiciler, okuyucu kitlesi, resmi görüşme, seyirci, seyircileraudioişitme, işitsel, sesaudiophileses cihazları meraklısıaudiovisualgörsel-işitselauditdenetim, denetlemek, hesap denetimi, hesapların kontrolü, incelemek, kontrol etmek, sistemli incelemeauditeddenetlemek, incelemek, kontrol etmekauditingdenetleme, hesapları denetlemeauditionişitme, işitme gücü, kulak sınavı, ses sınavı, ses sınavı yapmakauditionsişitme, işitme gücü, kulak sınavı, ses sınavı, ses sınavı yapmakauditordenetçi, denetici, dersi dışarıdan izleyen öğrenci, dinleyici öğrenci, hesap kontrolörüauditoriumkonferans salonu, konser salonu, oditoryum, toplantı salonuauditorsdenetçi, denetici, dersi dışarıdan izleyen öğrenci, dinleyici öğrenci, hesap kontrolörüauditoryişitme, işitselaufaitbilen, haberdar, haberi olanaugağustosaug.ağustosaugeançok pis, leş gibi, pisaugerburgu, delgi, matkapaughthiç, zerre kadaraugmentartırmak, artmak, büyümek, büyütmek, çoğalmak, çoğaltmak, geçmiş zaman öneki, uzamak, uzatmakaugmentationartırma, artış, büyüme, çoğaltmaaugmentativeanlamı büyüten ek, artıran, büyüten, çoğaltanaugmentedartırmak, artmak, büyümek, büyütmek, çoğalmak, çoğaltmak, uzamak, uzatmakaugmentingartırmak, artmak, büyümek, büyütmek, çoğalmak, çoğaltmak, uzamak, uzatmakauguralâmet olmak, falcı, işareti olmak, kâhin, kehanette bulunmak, müneccim, önceden bildirmekauguryalâmet, işaret, kehanetaugustaziz, muhterem, muhteşem, saygıdeğeraugustineaugustineauidencesdinleyiciler, huzur, huzura kabul, izleyici, izleyiciler, okuyucu kitlesi, resmi görüşme, seyirci, seyircilerauldeski, yaşlıaulicsaraya aitaunthala, teyze, yengeauntiehalacığım, halacık, teyzeciğim, teyzecik, yengeciğim, yengecikauraatmosfer, buhar, hava, koku, ruh, sıcak basmasıauralişitme ile ilgili, kulakaureolaağıl, atmosfer, ayla, hale, ışık halkasıaureoleağıl, atmosfer, ayla, hale, ışık halkasıauriclekulak kepçesi, kulakçıkauriculaayıkulağıauricularfısıldanmış, gizlice söylenmiş, kulak kepçesiyle ilgili, kulaktan kulağa yayılmışauriferousaltın içeren, altınlıaurochsavrupa bizonu, yaban öküzüauroraşafak, seher, tanauscultatesteteskop ile dinlemekauscultationdinleme, steteskop ile dinlemeauspicekuş falıauspiceshimaye, korumaauspiciouselverişli, hayırlı, kutlu, şanslı, tâlihli, uğurluauspiciousnesshayır, kutluluk, şans, tâlih, uğuraussieavustralya, avustralyalıaustereağırbaşlı, ciddi, haşin, hoşgörüsüz, sade, sert, süssüzausterityhaşinlik, masraftan kısma, sadelik, sertlik, tasarrufaustralgüney, güneyle ilgiliaustraliaavustralyaaustralianavustralya, avustralyalıaustriaavusturyaaustrianavusturya, avusturyalıaustroavusturya-autarchicotarşik, özerklik ile ilgiliautarchicalotarşik, özerklik ile ilgiliautarchybağımsız ekonomi politikası, otarşi, özerklikautarkicotarşikautarkicalotarşikautarkybağımsız ekonomi politikası, otarşi, özerklikauthenticasıl, doğru, esas, gerçek, güvenilir, otantikauthenticatebelgelemek, doğruluğunu kanıtlamakauthenticatedbelgelemek, doğruluğunu kanıtlamakauthenticationbelgeleme, doğruluğunu kanıtlamaauthenticitydoğruluk, gerçeklik, güvenilirlik, otantiklikauthoryaratıcı, yazarauthoresskadın yazarauthorisationizin, ruhsat, yetkiauthoriseizin vermek, onaylamak, ruhsat vermek, yetki vermekauthorisedizinli, resmi, yetkiliauthoritarianotorite yanlısı, otoriterauthoritarianismotoriter rejimauthoritativeamirane, buyurucu, otoriter, yetkiliauthoritiesyetkili makamlar, yetkililerauthoritybilirkişi, hak, hüküm, itibar, nüfuz, otorite, uzman, yetki, yetki belgesiauthorizationizin, ruhsat, yetkiauthorizeizin vermek, onaylamak, ruhsat vermek, yetki vermekauthorizedizinli, resmi, yetkiliauthorizingizin vermek, onaylamak, ruhsat vermek, yetki vermekauthorshipkaynak, köken, yazarlıkautismiçe yöneliklik, otizmautisticiçe yönelik, otistikautoaraba, araba ile gezmek, oto, otomobil, otomobille gezmekautobiographicotobiyografikautobiographykendi hayat hikâyesi, otobiyografi, özgeçmiş, özyaşamöyküsüautobusotobüsautocararaba, otomobilautochthonbir yerin yerlisi, yerliautochthonousyerliautocidearabayla intihar, intiharautoclaveotoklav, sterilizatörautocracyotokrasi, saltçılıkautocratdiktatör, otokratautocraticdespot, dikta, otokratik, zorbaautocraticaldespot, dikta, otokratik, zorbaautocueakıl defteriautodidactkendi kendini yetiştirmiş kimse, otodidaktautogenouskendi kendine oluşan, otojenautographimza, imza vermek, imzalamak, kendi el yazısı, otograf baskı yapmak, yazarın kendi el yazmasıautographicimzalanmış, kendi eli ile yazılmışautographyasıl nüsha, baskı tekniği, otografiautoimmunedoğuştan olan bağışıklıkla ilgiliautointoxicationkendi kendini toksinleme, vücudun oluşturduğu toksinle zehirlenmeautomatotomat, otomatik makine, satış otomatıautomatemakineleştirmek, otomatikleştirmekautomatedmakineleştirmek, otomatikleştirmekautomaticistemsiz, kendi kendine olan, otomatik, otomatik makine, otomatik tabanca, otomatik vitesli arabaautomaticallyistemsiz olarak, kendi kendine, kendiliğinden, otomatik olarak, otomatikmanautomatingmakineleştirmek, otomatikleştirmekautomationotomasyon, özdevinautomatonotomat, robotautomobilearaba, otomobilautomobilesaraba, otomobilautomobilismaraba kullanma, sürücülükautomobilistsürücüautomotivearabalarla ilgili, otomobil, otomotivautonomousotonom, özerkautonomyotonomi, özerklikautopilototomatik pilotautopsybizzat inceleme, otopsi, otopsi yapmakautosuggestionkendi kendine telkinautotypeototopi, ototopi yöntemiyle basmakautumngüz, sonbaharautumnalsonbahar, sonbaharla ilgiliauxiliariesdestek kuvvetleri, yardımcı personelauxiliarydestek, yardımcı, yardımcı fiil, yedekavailavantaj, fayda, işe yaramak, kâr, yaramak, yarar, yararı olmakavail.avantaj, fayda, işe yaramak, kâr, yaramak, yarar, yararı olmakavailabilitybulunma, geçerlik, geçerlilik, hazır bulunma, mevcut olma, müsait olmaavailableeldeki, geçerli, hazır, işe yarar, kullanışlı, mevcut, müsait, varavailskâr, kazançavalancheçığ, heyelanavantgardeöncü, öncü olanlar, yenilik getirenler, yenilikçi, yenilikçileravarageavarya, averaj, cari fiyat, hasar, ortalama, ortalama olarak almak, ortalamasını bulmak, sıradan, zararavariceaçgözlülük, para hırsıavariciouspara canlısı, paragöz, tamahkâravehazreti meryem’e selam duasıave!güle güle!, hoşça kal!, merhaba!, selam!avengeacısını çıkarmak, intikamını almak, öcünü almakavengerintikamcı, öç alan kimseavenueağaçlı yol, bulvar, cadde, iki yanı ağaçlıklı yol, yolaveriddia etmek, kanıtlamak, söylemekaverageavarya, averaj, cari fiyat, hasar, ortalama, ortalama olarak almak, ortalamasını bulmak, sıradan, zararavermentdelil, iddia, kanıtaverseaksi görüşte olan, gönülsüz, hoşnutsuz, isteksiz, karşı olanaversionhoşlanmama, hoşnutsuzluk, iğrenç şey, isteksizlik, nefret, sevimsiz tip, sevmeme, yıldızı barışmamaaversionshoşlanmama, hoşnutsuzluk, iğrenç şey, isteksizlik, nefret, sevimsiz tip, sevmeme, yıldızı barışmamaavertbaşka tarafa çevirmek, çevirmek, gidermek, önlemekavertingbaşka tarafa çevirmek, çevirmek, gidermek, önlemekaviarykuşhaneaviatepilotluk yapmak, uçak kullanmakaviatingpilotluk yapmak, uçak kullanmakaviationhavacılıkaviatorhavacı, pilotaviculturekuş besleme, kuşçulukavidaçgözlü, arzulu, doymayan, doyumsuz, hırslıavidityaçgözlülük, hırs, istekavionicshavacılık elektroniğiavocadoavokadoavocadosavokadoavocationhobi, merak, meslek, uğraşavoidiptal etmek, kaçınmak, korunmak, önlemek, sakınmak, savuşturmak, uzak durmakavoidableiptal edilebilir, kaçınılır, sakınılıravoidanceiptal, kaçınma, kurtulma, sakınma, uzak durmaavoidediptal etmek, kaçınmak, korunmak, önlemek, sakınmak, savuşturmak, uzak durmakavoidingkaçınma, önlemeavoirdupoisağırlık, ingiliz tartı sistemiavouchdoğrulamak, itiraf etmekavowaçıkça söylemek, beyan etmek, itiraf etmekavowaldoğrulama, itiraf, kabul etmeavowedaçık, bariz, belliavowedlyaçıkça, alenenavuncularamca, amca gibi, amca ile ilgiliawaitbeklemek, hazır olmakawaitedbeklemek, hazır olmakawaitingbeklemek, hazır olmakawakefarkına varmak, farkında olan, gözü açılmak, gözünü açmak, tetik, uyandırmak, uyanık, uyanmak, uyarmak, uykudan kalkmakawakenfarkına varmak, gözü açılmak, ikaz etmek, uyandırmak, uyanmakawakenedfarkına varmak, gözü açılmak, ikaz etmek, uyandırmak, uyanmakawakeningikaz, uyandıran, uyanış, uyanma, uykudan kalkmaawardhükmetmek, hüküm, ihale etmek, karar, karar vermek, mükâfat, ödenek, ödül, tazminat, vermekawardedhükmetmek, ihale etmek, karar vermek, vermekawardinghükmetmek, ihale etmek, karar vermek, vermekawardshükmetmek, hüküm, ihale etmek, karar, karar vermek, mükâfat, ödenek, ödül, tazminat, vermekawarefarkında, farkında olan, haberdar, tetikte, uyanıkawarenessfarkında olma, haberdar olmaawashdalgalarla yıkanmış, su seviyesi ile beraber, suda yüzenawaybir yana, deplasman maçı, deplasmanda, devamlı, durmadan, rakip sahada, uzağa, uzak, uzakta, yokawehaşmet, huşu, korku, korku vermek, korkutmak, saygıyla karışık korku, ululukawedkorku vermek, korkutmakawesomedehşet verici, korku ifade eden, korkunçawestruckdehşete kapılmış, korkmuşawfulberbat, çok kötü, korkunç, müthiş, oldukça büyükawfullyçok, müthiş bir şekilde, son dereceawfulnessberbatlık, korkunçlukawhilebir süre, birazawkardaksi, beceriksiz, garip, kullanışsız, sakar, ters, zorluk çıkaranawkwardaksi, beceriksiz, garip, kullanışsız, sakar, ters, zorluk çıkaranawkwardlybeceriksizce, sakarcaawkwardnessacemilik, aksilik, beceriksizlik, kullanışsızlık, sakarlık, terslikawlbiz, tığawnbaşak kılçığı, kılçıkawninggüneşlik, tenteawokefarkına varmak, gözü açılmak, gözünü açmak, uyandırmak, uyanmak, uyarmak, uykudan kalkmakawokenfarkına varmak, gözü açılmak, gözünü açmak, uyandırmak, uyanmak, uyarmak, uykudan kalkmakawryçarpık, eğri, ters, yanaxazaltma, azaltmak, balta, çalgı, enstrüman, işten kovma, işten kovmak, kısma, kısmak, kovma, kovmak, sepetlemekaxeazaltma, azaltmak, balta, çalgı, enstrüman, işten kovma, işten kovmak, kısma, kısmak, kovma, kovmak, sepetlemekaxialeksen, eksen ile ilgiliaxildal ile sap arası köşe, yaprak ile dal arası köşeaxilladal ile sap arası köşe, koltuk altıaxingazaltmak, işten kovmak, kısmak, kovmak, sepetlemekaxiomaksiyom, belitaxiomaticaksiyom, aksiyom ile ilgiliaxisanlaşma, eksen, mihver, uyuşmaaxleaks, dingil, eksen, milaxtenuatingciddiye almamak, hafife almak, hafifletmek, mazur göstermekaykabul oyu, olumlu oyay!evet!, hay hay!ayekabul oyu, olumlu oyaye!evet!, hay hay!azaleaaçelyaazerbaijanazerbeycanazerbaijaneseazericeazerbaijaniazerbeycanlı, azeriazimuthazimut, güney açısıazoteazot, nitrojenaztecaztekazurebulutsuz, gök mavisi, gökyüzü, masmavi, mavi gök Son Yazılar link to Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe projesi kapsamında Konuşarak Öğren olarak geleceğimizi inşa eden genç neslimize karşı sorumluluk bilinciyle işe koyulduk ve Türkiye’nin dört bir yanındaki genç... link to 4. Sınıf Ünite 6 Fun with Science İngilizce Testleri ve Çözümleri
a ile başlayan güzel kelimeler