🗻 Sadece Bylock Kullanana Ceza Yok
LzdjG. Ne Bank Asya’da hesabım var ne de ByLock. Sadece Digitürk iptali var, o da tuttuğum takımın performansından.’Ne çocuklarımı okula gönderdim ne gazeteye abone oldum, sadece ByLock var onu da Masonlar arası iletişim için kullandım.’Ne sendika üyeliğim var ne de Kimse Yok Mu derneğine bağış yaptım, Bank Asya’daki hesabım kira ödemek içindi.’Bu ve benzeri cümleler Türkiye mahkemelerinde binlerce defa kuruldu, ne yazık ki devam edecek gibi görünüyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi sürüklediği uçurumun en güzel özeti bu savunmalar. Hukukun bittiğini anlatan çırpınışlar. Çaresiz insanlar, kurtulmak adına absürt suçlamalar arasında sınıflandırma yapıyor ve kendisi dışındakilere yönelene normal gözüyle bakmaya izni ve denetimiyle faaliyet sürdüren dershaneye gitmek, sendikaya üye olmak, gazeteyi okumak gibi eylemler dünyanın bilinen hukuk sistemlerinde suç olarak nitelenemez. Suçun ve cezanın önceden tanımlı olması temel esas. Ayrıca uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan bir hakkı suç olarak kanuna bile yazamazsınız. Türkiye iki imkansızı birlikte başarıyor’. Kanunlarda tanımlanmamış bir suçu hem de geçmişe yürüterek uygulamaya çalışıyor. Suç dediği eylemlerin temel insan hakkı olması da DEĞNEK BYLOCKAbsürt suçlamalardan biri ve belki en karmaşığı ByLock kullanıcısı olmak. Karmaşıklığı aynı zamanda kullanışlı olmasını sağlıyor. Sihirli bir değnek gibi dokunduğunu müebbete varan cezaları verebileceğiniz bir suçlu’ haline getiriyor. Banka, okul ya da sendika kaydı gibi kolaylıkla yalanlanamıyor olması sebebiyle Erdoğan ve onun özel örgütüne dönüşen MİT, bu aparattan yükseldikçe bir parmak bal çalıyor, düzelme umudu pompalayıp kaldıkları yerden devam ediyorlar. O balın zamanı geldiği için dün Karar Gazetesine yine manşet yaptırdılar. Bu haberlerle bir taşla iki kuş vurmayı da ihmal etmiyorlar. Habere göre “ByLock’u yazanlar gerçek kullanıcıları gizleyebilmek için başka uygulamalardan aynı server’a gidiş vermiş. Böylece aynı server’daki başka uygulamayı indirenler de ByLock’lu sanılıyormuş. MİT’e toz kondurmayan ve sihirli değneğin kullanılmaya devam etmesini isteyen Karar’cılar, mağduriyetlerin abartıldığını da savunuyor. Şu cümleler o haberden“Uygulamaları indirdiği için ByLock izi tespit edilen bir çok kişi hakkında da işlem yapılmadığı bilgisini paylaşan güvenlik kaynakları, uygulamalarla tespit edildiği için mağduriyet oluşmasının engellendiğini ifade etti. FETÖ’nün tuzağıyla ilgili çalışmaların sürdüğünü belirtilen kaynaklar, şüphelilerde ByLock’un nasıl kurulduğu ve nasıl kullanıldığının dikkatli değerlendirildiğini belirtti. ByLock’un örgüt üyeliğini gösteren en temel kanıtlardan biri olduğunu vurgulayan kaynaklar, telefonuna örgüt talimatıyla kripto sistemi kuran kişilerle, yine FETÖ tuzaklarıyla farkında olmadan bu programın izi bulunan kişilerin birbirinden rahatlıkla ayrılabildiği ifade ediliyor.”KARAR’IN ÇALDIĞI BALKarar, 7 Nisan 2017’de Bylock’a hassas sorgu ekranı’ manşetiyle çıkmıştı. Müjdeyi veren gazeteye göre Milli İstihbarat Teşkilatı isim listelerinin yer aldığı veri tabanını güncellemiş. Çünkü çok sayıda şikayet ve hata tespiti gündeme gelmiş. Karar’ın olumlu haber diye verdiği örnek bile tek başına skandalın boyutlarını Nisan’daki habere göre İzmir’deki darbe girişimi davasında 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’na gönderdiği yazıda, 206 sanığın ByLock sorgulamasının yeniden yapılmasını talep etmiş. KOM sadece 56 sanığın ByLock kullandığını mahkemeye iletmiş, 153 sanık için “ByLock kaydı yoktur” ifadelerine yer verilmiş. Gazete, Ankara Başsavcılığı’nın hataların kaynağını ortaya çıkarmak için soruşturma başlattığını da yazmış. İhmal mi kasıt mı?’ sorusuna cevap aranıyormuş. “Soruşturmalara güveni sarsmak üzere kriptolar kasıtlı yapıyor” diyen Karar’a göre zinhar, hukuka aykırı delillerle soruşturma yapanlarda bir kabahat yok!Yandaş gazeteler 6 Temmuz 2017 tarihli haberlerinde, tutuklamalarda yeni kriter’ müjdesi vermişti. İndirdiği ve en az üç kere kullandığı tespit edilenler dışındakilerin tahliye olacağını söylediler. Bir kaç torpilli dışında kimse NEDEN SORGULANMADI?ByLock uygulamasının sahibi David Keynes’in 12 Haziran ile 7 Ağustos 2016 arasında Türkiye’de olduğu biliniyor. 7 Ağustos’ta elini kolunu sallayarak Atatürk Havalimanından çıkıp gitmiş. Litvanya’dan sunucuları alıp geldiği efsaneleri anlatılan istihbarat servisi uyumuş. Her türlü şifreyi elde edebileceği bir numaralı sanık; olmadı en önemli tanık tam darbe günlerinde Türkiye’deymiş! CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu konuyu ikinci Adil Öksüz olayı’ nitelemesiyle Meclis’te gündeme getirdi. Yetmedi Keynes, 15 Temmuz’u Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek’le iletişime geçerek ifade vermek istedi. Petek, bizim ilgi alanımızda değil cevabıyla reddetti. Bunu tutanaklarda açıkça görmek mümkün. Adam Hürriyet’ten İsmail Saymaz’a kadar düştü, en nihayet ona ifade şüpheli hakkında her seferinde farklı cevap alan mahkemeler bunalmış durumda. Cep telefonuna dair bilirkişi raporu getirmek bile yetmiyor, yargıçlar anayasanın üstünde olan MİT listelerini baz alıyor. Sulh Ceza Hakimi ben tutuklayayım, başım yanmasın. Kovuşturma aşamasında heyet salıverir,’ diyor. Mahkeme cesaret edemeyip temyize havale ediyor. Binlerce insan hukuksuz yere içeride. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Mehmet Yılmaz, ByLock kullanıcısı olduğu gerekçesiyle ihraç edilen 4 yargıcın göreve iade edildiğini Ali Aktaş gibi isimler Karar’ın haberini bir gelişme olarak yorumluyor. Müzmin Cemaat düşmanı Aktaş, Cemaat’ten de epey müvekkil topladı. Bir kişiyi bile kurtarsa helal olsun. Ama asıl hukuksuzluğun kökünden çözülmesine çaba sarf etmek gerekiyor. Onun gibilerin pek görmek istemediği usul kanunları uygulansa sorun büyük oranda çözülür. Usul kanunları bireyle birlikte ama öncelikle hukuku korumak için vardır. Usul onun için esasa mukaddemdir. Usule uymazsanız körlerin fil tarifi gibi bir hukuk doğar. Usule uygun delil toplamazsanız, muktedirin kapısında hukuk dilenir hale gelirsiniz. Eşi ağaca çıkan ya da Saray’a elçi gönderebilen kurtuluyor. Diğerleri iddianame bile görmeden aylarca içerde kalıyor.
Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Cezası Ne Kadardır? Silahlı terör örgütüne üye olma suçu TCK madde 314 de düzenlenmiştir. Buna göre silahlı örgüte üye olan kişi 5 yıldan 10 yıla hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak örgütün silahlı terör örgütü olması durumunda Terörle Mücadele Kanunu madde 5 gereğince verilecek ceza yarı oranında artırılır. Böylece silahlı terör örgütü üyeliği suçunda verilecek ceza 7,5 yıl ile 15 yıl arasında olacaktır. Fetö/Pdy Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Kriterleri Nelerdir? Fetö/Pdy Silahlı Terör Örgütü üyeliği kriterleri Yargıtay kararlarıyla şekillenmiştir. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kabış ettiği Fetö/Pdy üyelik kriterleri şunlardır By-Lock isimli haberleşme programını kullanmak By-Lock isimli haberleşme programının örgütsel amaçla kullanılması durumunda kesin delil niteliği taşıyacağı yüksek mahkeme kararlarında belirtilmiştir. Yine Yargıtay kararlarında ByLock haberleşme programının elde edilme biçiminin hukuka uygun olduğunu belirterek; sanığın kullandığı bylock programı içerisinde haberleşme içeriğine ulaşılamasa dahi, bu uygulamanın telefona indirilip kullanılmasının Fetö/Pdy silahlı terör örgütü üyeliği için yeterli olduğu belirtilmektedir. Yüksek mahkeme kararlarında Bylock programının yalnızca örgüte mensup kişilerce cep telefonuna yüklenip kullanıldığı, tespit ve değerlendirme raporları alınmak suretiyle bu programı kullandığı tespit edilenlerin Fetö/Pdy silahlı terör örgütü üyesi sayılacakları belirtilmiştir. Programın haberleşme kayıtlarına ulaşılamaması durumunda, programı kullandığı tespit edilen kişinin yine de cezalandırılacağı belirtilmiştir. Zira Yargıtay’ın görüşünde görüşme içeriklerinin sanığın yönetici mi yoksa örgüt üyesi mi olduğunun tespitinin yapılacağı, Bylock programının cep telefonuna yüklenmesiyle örgüt üyeliği suçunun unsurlarının oluştuğu belirtilmektedir. Bu görüşünün yanı sıra Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarihli kararıyla görüşme içerikleri tespit edilen ve örgütsel bir görüşme yapmadığı sabit olan sanık hakkında silahlı terör örgütü üyeliği suçu için mahkumiyete yeterli delilin mevcut olmaması gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Banka Asya hesabı kullanmak Banka Asya’da hesap açtırma ve bu hesabı kullanma nedeniyle birçok kişi göz altına alınmış, tutuklanmış ve hatta ceza almıştır. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin son içtihatlarında Bank Asya’ya örgütün talimatıyla para yatıran kişi ile örgütten habersiz şekilde hesap açıp işlem yapan kişilerin ayrılması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda Bank Asya’nın 22 Temmuz 2016 tarihine kadar yasal bir şekilde bankacılık faaliyetlerine devam ettiği belirtilmiş, Bank Asya’da açılan tüm hesapların ya da normal işlemlerin, banka hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu doğrultuda örgütsel faaliyet kapsamında olmayan durumlarda silahlı terör örgütü suçunun oluşmayacağına hükmetmiştir. Ancak örgütsel faaliyet kapsamında, örgüte yardım amacıyla, örgütün emir ve talimatları doğrultusunda Asya Bank’ın kullanılması durumunda silahlı terör örgütü suçunun unsurlarının oluşacağı ve ceza tesis edilmesi gerektiği de belirtilmiştir. Fetö/Pdy terör örgütüne mensup kişilere ait evlerde, yurtlarda kalmak Fetö/Pdy silahlı terör örgütünün yapılanmasında insanların güvenini sağlamak amacıyla dini değerleri kullandığı gerek toplum içerisinde bilinmekte gerekse de yargı kararlarında belirtilmektedir. Kişinin örgütün faaliyeti kapsamında, hiyerarşik yapıya dahil bir şekilde, “abi” “abla” denilen mahrem imamlarının görevli bulunduğu evlerde veya yurtlarda kalması durumunda silahlı terör örgütü üyeliği suçu kapsamında değerlendirilmektedir. Ancak burada Yargıtay’ın ve ilk derece mahkemelerinin aldığı ölçüt sanığın örgüte ait evde veya yurtta kalma zamanının 17 – 25 Aralık sürecinin öncesine mi sonrasına mı denk geldiğidir. Eğer kişinin bu evlerde veya yurtlarda kalması 17 – 25 Aralık süreci öncesine denk gelmekteyse ve bu süreçten sonra da örgütle bağlantı tamamen kesilmiş ise silahlı terör örgütü üyeliği için yeterli delil oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararları tesis edilmektedir. Ancak 17 – 25 Aralık sürecinden sonra örgütle bağ devam etmiş ise bu durum sanık aleyhine değerlendirilerek ceza tesisi yapılmaktadır. Örgüte ait eğitim kurumlarında eğitim – öğretim görmek Kişilerin veya çocuklarının örgüte ait kurumlarda eğitim öğretim görmesi hususunda Yargıtay’ın son kararlarında 17 – 25 Aralık süreci öncesinde bu eğitim öğretimin görülmesi ve bu süreçten sonra sonlandırılması durumunda silahlı terör örgütü suçunun oluşmayacağı belirtilmektedir. Yargıtay, kararında Fetö/Pdy terör örgütünün başta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıktığını ve toplumda da böyle algılandığını, daha sonradan suç örgütüne dönüştüğünü belirtmiştir. Kişilerin de topluluğun suç örgütüne dönüştüğü andan itibaren sorumlu olacağını vurgulayan yüksek mahkeme kararlarına göre 17 – 25 Aralık süreci öncesinde bu kurumlarda eğitim görülmesi ve sonrasında bağın tamamen koparılması durumunda örgüt üyeliği suçu oluşmamaktadır. Örgüte ait basın yayın organlarına abone olmak Örgüte ait yayın organı olarak akla ilk gelen Zaman Gazetesi olmaktadır. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin ilk kararlarında Zaman gazetesi üyeliği “kanaati kuvvetlendiren delil” olarak kabul edilmekteydi. Ancak 16. Ceza Dairesinin son kararlarında örgüte ait yayın organlarına abone olan herkesin örgüt üyesi kabul edilemeyeceği görüşü benimsenerek, yayın organına abone olan kişinin değil, abone yaptıran kişinin örgüt üyesi olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Dolayısıyla Yargıtay bu konuda görüş değiştirerek örgüte ait yayın organlarına abone olma eyleminin kanaati kuvvetlendiren delil olarak benimsemekten vazgeçmiştir. Fetö/Pdy terör örgütünün yapılandığı sendikalara üye olmak Fetö/Pdy terör örgütüyle irtibatlı olan sendikalar örgütün talimatı doğrultusunda üye olunması durumunda bu eylem silahlı terör örgütü üyeliği kapsamında değerlendirilmektedir. Şüphesiz ki burada en önemli husus sendikalara örgüt talimatı doğrultusunda üye olunmasıdır. Yargıtay kararlarında örgütsel faaliyet kapsamında olmayan, örgüt talimatı olmadan sendikaya üye olunması durumunda sempati boyutunu aşan bir eylemin söz konusu olmadığı, silahlı terör örgütü üyeliğine yetecek delilin söz konusu olması durumunda beraat kararı verilebileceği belirtilmektedir. Ancak örgüt talimatı hususunun dosya kapsamında mevcut olması durumunda silahlı terör örgütü üyeliği suçunun sübuta erdiği kabul edilebilecektir. Fetö/Pdy terör örgütü adına para toplamak ve yine örgüt adına bağışta bulunmak Fetö/Pdy terör örgütü faaliyetleri kapsamında para toplanması durumunda kişinin eyleminin silahlı terör örgütü üyeliği veya silahlı terör örgütü yöneticiliği kapsamında değerlendirilebileceği konusunda şüphe söz konusu değildir. Ancak örgüt adına “himmet” adı altında bağışta bulunma hususunda Yargıtay son kararlarında kişinin örgüt faaliyeti kapsamında bağış yaptığının dosya kapsamında sabit olmaması ve başka dini tarikatlara da bağış yapıldığının dosya kapsamında delillerle ispatlanması durumunda silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezaya hükmedilmeyeceğini belirtmektedir. Fetö/Pdy terör örgütü tarafından yönetilen sohbetlere, toplantılara katılmak Örgüt tarafından yönetilen sohbet ve toplantılara katılma hususunda Yargıtay yine ayrımda bulunmaktadır. Buna göre örgütsel faaliyet çerçevesinde toplantı düzenlemek ve bu toplantıya katılmak durumunda hareket silahlı terör örgütü üyeliği kapsamında değerlendirilmektedir. Ancak kişilerin toplantılara örgütsel bir faaliyet olmadan, hiyerarşik yapının dışında katılması ve bu katılmaların da 17 – 25 Aralık sürecinden önceye denk gelmesi durumunda sempatiyi aşan durumunda söz konusu olmadığı ve örgüt üyeliğine yeterli kanaatin oluşmadığı belirtilmektedir. Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Suçu Hangi Mahkemede Görülür? Türk Ceza Kanununa göre silahlı terör örgütüne üye olma suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. Ancak örgütün işlediği suçlar ağır ceza mahkemesinde yargılanmayı gerektiriyor ise bu silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan kişinin yargılanacağı görevli mahkeme de Ağır Ceza Mahkemesi olacaktır. Fetö/Pdy silahlı terör örgütünün gerçekleştirdiği faaliyet ağır ceza mahkemesinde yargılamayı gerektiren suç olduğundan Fetö/Pdy üyeliği suçunda da görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Terör Örgütüne Üye Olmak Kaç Yıl ile Cezalandırılır? Silahlı terör örgütüne üye olma suçu TCK madde 314 de düzenlenmiştir. Buna göre silahlı örgüte üye olan kişi 5 yıldan 10 yıla hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak örgütün silahlı terör örgütü olması durumunda Terörle Mücadele Kanunu madde 5 gereğince verilecek ceza yarı oranında artırılır. Böylece silahlı terör örgütü üyeliği suçunda verilecek ceza 7,5 yıl ile 15 yıl arasında olacaktır. Ancak kişinin etkin pişmanlık kurumundan yararlanması durumunda verilecek ceza 1/3 den 3/4 e kadar indirilebilecektir. Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Cezası Ne Kadardır?
Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Cezası Ne Kadardır? Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Cezası Ne Kadardır? Silahlı terör örgütüne üye olma suçu TCK madde 314 de düzenlenmiştir. Buna göre silahlı örgüte üye olan kişi 5 yıldan 10 yıla hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak örgütün silahlı terör örgütü olması durumunda Terörle Mücadele Kanunu madde 5 gereğince verilecek ceza yarı oranında artırılır. Böylece silahlı terör örgütü … Read more
sadece bylock kullanana ceza yok